Selamlar. Sınır 70 oy ve 70 yorum. Okuyan herkesten ayrı ayrı özellikle yorum istiyorum, satır arası yorum. Yalnızca sınır geçildikten sonra bölüm gelecektir.
~~~
"Neden aniden şirkete bu kadar merak saldın, üstelik okuldan hemen çıktıktan sonra?"
Babam konuştuğunda gözlerimi arabının camından bana bakan suratına çevirdim. Sadece dudak büzerek omuz silkip dışarıya bakmaya devam ettim.
Muhtemelen onunla yeniden öpüşmek istediğim için.
Onu tam olarak görmemiştim ama o sadece ateşliydi. Esmer tenindeki dövmeleri, uzun kirpikleri ve ustaca öpücüğü ile bir cehennem kadar ateşliydi.
Gözlerim karşıya dalgın bir şekilde bakmaya devam ederken sadece onu zihnimde hayal etmek ile meşguldüm.
"Kylie, bana düzgün bir cevap verecek misin?"
Babamın sesi ile kendime hafifçe gelerek silkelenip ona döndüm. "Stacy için geliyorum, onu seviyorum ve onunla takılmak hoşuma gidiyor."
Muhtemelen aklıma ilk gelen şeyleri söylediğimde kaşları yukarı doğru kalktı. "Yani onun işlerini aksatıyorsun?"
Söylediği şeyle beraber göz devirdim. "Tabii ki hayır, baba. Zaten bir saat bazen kalıyorum, bazen daha az bile."
"Tamam. Geldik, sende arkadaşınla görüşürsün artık."
Araba şirketin önünde durduğunda heyecanla gülümseyip hızlıca siyah arabanın kapısını açıp indim. Şöför babamın kapısını açarken iri adımlarla dönen kapıya doğru adımlamaya başladım.
"Kylie, belki beni de beklemek istersin?"
Babam yüksek sesli konuştuğunda derin bir nefes aldım ve yerimde durdum. O yavaş adımlarla yanıma gelirken "Tabii ki, babacığım." dedim, kibar gözükmeye çalışıp gülümseyerek.
Bana gülümsediğinde ona karşılık vererek yavaş adımlarla birlikte şirketten içeri girdim.
Acaba o gelmiş miydi?
Gelmiş olmalıydı çünki o da istiyordu ve bana aşıktı.
İstemsizce gülümserken asansörden içeri bindim. İçeri bizden başka birkaç çalışanda girdiğinde babamı saygı ile selamlamışlardı. Benim gözlerim sadece kırmızı rakamlar üzerindeydi, her rakam değiştiğinde daha çok sabırsız bir hal alıyorum.
Sonunda kapılar açıldığında önce bizim geçmemiz için çalışanlar geri çekilmişti. Önden ilerleyerek babamın büyük odasından içeri girdim. Şeffaf sırt çantamı çıkararak koltuğun üzerine bıraktım ve içeri giren babama doğru döndüm.
"Ben arşive gidiyorum, Stacy'nin yanına."
Konuşmasını beklemeden kapıdan hızlıca çıktım ve alt kata inmek için merdivenlere adımladım. Merdivenleri hızlıca inerken kata vardığımda durarak kısa şortumun belini yukarı çektim ve cebimden çıkardığım şeker tatlı parlatıcıyı özenle dudaklarım üzerine sürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℳℯ𝓁𝓁𝒾𝒻𝓁𝓊ℴ𝓊𝓈 | 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ
Fanfiction"O, sadece küçük bir kız ve her bir parçası beni çıldırtan sanat eseri." Mellifluous*- Bal gibi tatlı demektir 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ