Sınır 100 oy ve de 100 yorum.
Medyada Kylie'nin elbisesi ve de Zayn hazretlerinin şarkısı vardır. Bölümü şarkı ile okursanız daha hoş olur.
🦋🦋🦋
"Doğum günün kutlu olsun, Kylie." Grace bana sarılarak hediyesini uzattığında "Çok teşekkür ederim." diyerek hediye kutusunu aldım. Kutuyu diğerlerinin yanına bıraktığımda son olduğunu anlamıştım.
Tavandakı balonlarının iplerini geriye iterek etek kısmı kabarık elbisenin eteğini tutarak babamın yanına adımladım. Yanındakı kişileri umursamadan başımı omzuna yaslayarak derin nefesi dudaklarım arasından bıraktım.
"Doğum günü partinde sen sıkılıyor musun?"
Hayret ederek sorduğunda başımı kaldırarak dudak büzdüm. "Sadece biraz yoruldum, herkes ile ilgilenmeye çalışıyorum."
"Sen arkadaşlarının yanına git ve eğlen. Bu gece reşit oluyorsun." Bana göz kırptığında bu sabah bana aldığı beyaz arabayı hatırladım. Muhtemelen sürmeyi öğrenmek uzun zaman alacaktı ve garajda bir süre daha bekleyecekti.
Yanlarından ayrılıp cam kenarında içkilerini içen arkadaşlarıma doğru yürümeye başladım. Yanımdan geçen garsondan pembe renkli şampanyayı alarak Rose'un yanında durdum.
"Sanki cenazede gibiyiz." Ethan yüzümü inceleyerek konuştuğunda göz devirmiştim. "Abartma." Gülerek mırıldanıp içkiyi dudaklarıma götürdüm. Rose bu halimi sorgulamamıştı bile çünki her şeyi biliyordu. Bir haftadır ilişkimiz bitmişti ve yaralarımdan hala kan akıyordu. İnsanlar gözlerimin içerisine bakarken gülümsemek için kendimi zorluyordum, çünki bu gün doğum günümdü.
Herkes çok uğraşmıştı ve ben de ayak uydurmak zorundaydım.
"Sen gözünün üzerini hangi marka ile kapattın?" Grace yanımıza gelerek Ethan ile alay ettiğinde yerimde rahatsızca kıpırdandım. "Çok mu komik?" Ethan yüzünü buruşturarak mırıldandığında Grace gülmüştü. "Sadece oldukça iyi kapatıyor belki ben de kullanırdım."
Rose bu espiriye güldüğünde ona olumsuz bakışlar atmıştım. Kendini toparlayarak "Hiç komik değil, Grace." diye gevelemesini dinledim. Yuvarlak masanın ortasında beyaz güllerden bir tane alarak yapraklarını koparmaya başlamıştım.
İçimde oluşan sıkıntıya karşı gelemiyordum, göğüsüm hala daralmaya devam ediyordu o aklıma geldiğinde. Yaşadıklarımızı düşündüğümde her bir anı onu daha çok özlememe sebep oluyordu. Bunun kolay olmayacağını biliyordum ama suçlu olan ben değildim.
Sağ tarafımdakı Rose aniden kolumu kendine doğru çekiştirip kulağıma fısıldadığı şeyle gözlerim irice açıldı. "Zayn geldi! Onu davet mi ettin sen?"
Kalbim hızla atmaya başlarken göğüsüm aynı hızla inip kalkmaya başlamıştı. Gözlerimi büyük cam pencereden dışarı çevirdiğimde gözlerimin onu bulması birkaç saniyemi almıştı. Arabasından indikten sonra şöförünün açtığı şemsiyenin altında yağmurdan korunarak giriş kapısına yürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℳℯ𝓁𝓁𝒾𝒻𝓁𝓊ℴ𝓊𝓈 | 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ
Fanfiction"O, sadece küçük bir kız ve her bir parçası beni çıldırtan sanat eseri." Mellifluous*- Bal gibi tatlı demektir 𝒵𝓎𝓁𝒾ℯ