-yazar notu-
Bu bölüm cinsel öğeler barındırmakta. Okuyuculara duyurulur.
-----"Melodi ben evleniyorum."
Sıradan bir şeymişçesine soğukkanlılıkla söylediği bu cümleyi sindiremeden,milkshake'imi hışımla masaya koydum. Çevremdeki insanlar kısa süreliğine bakışlarını bizim masamıza çevirip,konuşmalarına geri dönmüşlerdi.
"Evlenmek mi? Az önce bana..."
Mikasa eliyle ağzımı kapatarak beni susturdu. Çevresini kolaçan ettikten sonra ses tonunu azaltarak konuşmaya başladı.
"Ne söylediğimin farkındayım. Ayrıca... Bunu çevrede pek dile getirmemen daha doğru olur."
"Özür dilerim."dedim belli belirsiz.
"Ganta'yı öldüren "kabile"nin başına geçecek biriyle evlenmem gerekiyormuş. Böylece iki köklü aile arasında barış sağlanabilirmiş. Normalde benim için bir sakıncası olmazdı ancak Takano-sensei var,biliyorsun..."
Son söylediği cümledeki sözlerinde hüzünlendiğini sezebilmiştim. Mikasa'ya baktım. Sessizce sigarasını söndürüyordu. Küçüklüğünden beri görmüş olduğu katı eğitim onun kişiliğini de etkilemiş olmalıydı. Daima ciddi tavırlar takınır,insanlara karşı seviyesini korumayı bilirdi. Gerekmedikçe konuşmayı tercih etmeyen biridir. Belki de konuşacak doğru kişileri göremediğinden olsa gerek.
"Ne zaman olacağına dair sana bir şey söylediler mi peki?"
Kafasını kaldırdı,acıyla gülümseyerek cevap verdi.
"Evet en azından bu konuda benim fikrimi almayı tercih ettiler. Mezun oluncaya dek erken olduğunu söyledim. Mümkün olduğunca ertelemek istiyorum Melodi."
Duraksadım. Ne demem gerektiğini bilmiyordum. İlk defa bana birisi,bana derdini anlatıyordu. Son zamanlarda ne kadar da olay olmuştu böyle? Mikasa ile arkadaşlığımız ilerlemişti-hatta bana Mel bile dedi!- Yüzünü gördüğümde kim olduğunu bile çıkaramadığım Takano-sensei hakkında oldukça şaşırtıcı şeyler öğrenmiştim. Bir de sapığımız Bay E- vardı tabii. Tanrım,gerçekten pembe dizinin içindeydim.
"Melodi,bu konuştuklarımız aramızda kalırsa sevinirim."
"Elbette! Bundan sonra her zaman seni dinleyebilirim Mikasa."
Mikasa tedirgin görünüyordu. Gülümsedi ve hesabı istedikten sonra bana döndü.
"Özellikle Alice'in bilmesini istemiyorum. Son zamanlarda çok kez ortadan kayboluyor. "
Ne demek istediğini anlayamamıştım. Neden "özellikle" Alice Eve? Bunun yanı sıra gerçekten de son zamanlarda sürekli bizden ayrı takılıyordu. Ayrıca bugün de okula gelmem... Bir dakika! Siktir,bu sabah okula giderken arabadaki kişi O'ydu! Mikasa'nın ne demek istediğini anlayamasam bile kesinlikle Alice bir şeyler gizliyordu.
***
Adam salonda,karşısında duran genç vücudu iştahla süzdü. Mükemmel hatlara sahipti. Bembeyaz ten rengi,bir meleğin insan formunun kanıtıydı. Kendisinden oldukça küçük olmasına karşın,oldukça olgun gözüküyordu. Genç kadın sırıtarak ilerledi ve adamın kucağına oturdu.
"Japonlarınkinin biraz şey olduğunu söylerler..." Kulağına yaklaştı ve tısladı. "Küçük?" Adamın kucağında kıpırdanarak sertliğini hissedince gülümsedi.
Genç kadın,adamın elinden tutup ayağa kalktı. Yavaşça adamı soyarken,bir yandan da sırıtarak konuşuyordu.
"İlk kez bir Japon deneyimim olacak." En az onun kadar sırıtan adamın iç çamaşırını iki eliyle kavradı. "Söylentileri doğru çıkarma."
***
Kafe'den ayrıldığımda saat 7'yi geçiyordu ancak hava o kadar güzeldi ki,bunu fark etmek imkansızdı. Kafe'deki saatler olmasaydı kesinlikle sohbete dalıp gidebilirdim. Mikasa biraz daha kalmak istediğini söyledi. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacı var,diye düşünerek onu yalnız bıraktım.
Mikasa'nın söyledikleri hala aklımdan çıkmıyordu. Onun yanı sıra,Alice'e olan güvensizliğini ilk defa fark edebilmiştim. Evet,Alice Eve tehlikeliydi. Ancak ikisi arasında bir husumet olabileceğini sanmıyorum. Yoksa var mıydı? Koskoca arkadaş grubundaki tek saf ben miydim yoksa?
***
Genç kadın salonun balkonuna doğru ilerledi. Terli vücudu gün ışığıyla birlikte parıldıyordu. Gün yavaşça batarken gökyüzüne bakıp gülümsedi.
"Sana benziyor." Dedi adam,genç kadının boynuna öpücük kondurarak. Genç kadın adama sırıtarak yanıt verdi.
"Vedalaşmadan önce bir kez daha oynamak istiyora benziyorsun."
Adam arkadan sarıldığı genç kadının turuncu saçlarını öne attı. Boynundan öperken,bir eliyle genç kadının kalçasını sıktı. Kadın,tıslarcasına balkondan dışarıya doğru inledi. Bu adam vahşi oynamayı seviyordu ve kesinlikle "söylentiler" doğru değildi.
Adam sertçe kadının başını eğdi. Genç kadın,sendeledikten sonra balkonun kenarına tutunmak zorunda kaldı. Daha önce defalarca hışımla dölünü akıtmış bu adam,yine tek seferde ereksiyonunu genç kadının kalçasından içeri sokmuştu. Genç kadın bağırmak için kafasını kaldırdığında, küçük bir çocuğun camdan onları izlediğini görünce kendini tuttu ve nefesini bırakarak gülümsedi.
***
Eve nihayet vardığımda,apartmanın sensörlü lambası aniden söndü. Telefonumu çıkarıp onun ışığıyla kapıyı açacaktım ki,annemden gelen mesajı görünce hatırladım ve açtım.
-Hayatım bugün izinliydim ancak acil toplantım çıktı,gelemeyebilirim. Hazır bir şeyler söylemeye ne dersin?-
"Sürtük" dedikten sonra mesajı kapattım. Apartman sensörü tarafından nihayet farkedilebilmiştim. Kapıyı açtığımda sevgili üvey babacığımın kıyafetlerini gördüm. Neden evdeydi ki? İçeri adımı attığımda bayan kıyafetinden yalnız olmadığını anladım. Kapıyı sessizce kapatarak salona girdim. Annem erken gelmiş olmalı,kesin sevişiyorlar tanrım! İnildeme seslerinden seviştiklerine eminim. Biraz daha ilerlememle birlikte annem yerine bağırarak orgazm olan kişinin Alice Eve olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kore wa aide wanai,desu ka?
Romance''Oynadığımız rollerin ardındaki insanı unuturuz çoğu zaman. -Melodi Yatome.'' Melodi Yatome,19 yaşında üniversite öğrencisidir.Gençliğinin de verdiği ''ait olma'' isteğine kendini aşırı kaptıran Melodi,gün içerisinde defalarca rol değiştirmektedi...