Hızla çantamı yere fırlattım ve arkamı dönüp odama doğru ilerledim. Sinirli miydim,bilmiyordum. Sadece ilerledim. Kapı sesinden Alice Eve'in gittiğini duyabilmiştim sadece. Hızlıca sırt çantası çıkardım ve içine birkaç parça kıyafet ile birlikte gerek gördüğüm ne varsa içine doldurdum. O sırada biricik üvey babam giyinmiş odamın kapısında bekliyordu. Hızla kapşonlumu da elime alıp çekilmesi için pis bir bakış attım."Melodi..."
Sözünü hızla kestim.
"Gerekli açıklamayı anneme yaparsın. Sizin gereksiz ilişkilerinize burun sokmak istemiyorum."
Ardından hızlı adımlarla evden çıktım. Nereye olduğunu bilmediğim bir rotada ilerliyordum. Evden mi kaçmıştım ? Nereye gitmem gerek ? Bunları düşünmemeliyim hayır. Şuan için hiçbir şey düşünmek istemiyorum. Hava kararmıştı,gidecek bir yeri olmayan biri için tehlike taşıyordu. Üşümeye başlamıştım. Çevremdeki insanlara baktım. Her biri farklı filmlerden bir oyuncu gibiydi.Onların hayattaki telaşından olsa gerek,basit bir gölge gibi hissediyordum. Günlük hayatta ben de böyle miydim ?Aklıma Emotionless'ın ne demek istediği geldi. Maskeler. İnsanlar. Gerçek yüz.
Yakınımdaki bir kafeye attım kendimi. Sıcak hava akımının yüzüme çarpması başta rahatsız edici olsa da biraz sonra alıştım. Cam kenarından boş bir masaya oturdum ve kahve sipariş ettim. Üşüyordum ve şuan kafeine ihtiyaç duyuyordum. Uyumamalıyım. Kesinlikle uykum gelmemeli. Mobilden sohbet odasına giriş yaptım,Emotionless açıktı! Tamam,artık istediği bir cevabı vermem gerekiyordu. Maskeler... Kaç tanesine sahiptim ? Arkadaş grubum... Hocalar... Ailem. Kaç tane olduğunu hiç düşünmemiştim."Eğer kaç tanesine sahip olduğumu söyleyebilecek kadar yetenekli bir sapıksan,tebrik edebilirim. Evet,bilmek istiyorum. Söyleyecek misin ?"
Kahvemi getiren garsona zoraki bir tebessümle telefonun ekranına geri döndüm. Ne cevap verecekti acaba. Kahvemden bir yudum aldım,içimi ısıtan sıcaklık iyi hissettirse de gerginliğim dinmiyordu.
-sıfır.-
Bu da ne ya? Daha uzun yazmayı bilmiyor mu bu çocuk böyle?
"Sıfır mı? Biraz daha anlatabilir misin lütfen,anlayamıyorum."
-Birçok masken var,fakat hiçbirine sahip değilsin.-
Duraksadım. Haklıydı. Bunca zamandır çevreme göre hareket etmekten onların verdiği maskeleri taktım resmen. Ama böyle bir sapık bunları nerden bilebilirdi ki?
"Güzel bir yöntemin var."
-yöntemim hakkında fikir sahibi olduğunu sanmıyorum.-
Hah,Bay Egoist. E- kısaltması da Egoist'ten gelmeliymiş kesinlikle. Kahvemden biraz daha yudumladım ve hızlıca bir cevap yazdım.
"Senin yaptığını yapıyorum."
-açıklaman hoşuma gider.-
Kesinlikle kendini beğenmiş bir sapık. Madem öyle bay sapık,açıklayalım bakalım.
"Üstükapalı konuşuyorsun. Karşındakine onun hakkında fikir sahibi olup olmadığını belli etmiyorsun böylece. "
-yani ?-
"Yani,karşındaki insan kendi yaşadıklarına göre senin söylediklerini yorumluyor. Oysa sen sadece genel konuşuyorsun. "
-benim yaptığımı nasıl yaptın,onu da açıkla.-
Emir vermesi hoşuma gitmese de,haklılığımı ispatlamak için söylediğine uymak zorunda kaldım. Açıklamaya devam ettim.
"Senin yöntemin hakkında kesin bilgiye sahip olmasam da,bana karşı tutumundaki gibi üstükapalı konuştum. Böylece kafanda soru işareti kalmış oldu. Yeterince açıkladım herhalde?"
Bir süre cevap gelmedi,çevrimiçi olmasına rağmen. Kötü bir şey mi söyledim sanki. Belki de verebilecek bir cevabı yoktur diye düşünürken cevap geldi.
-baksana,neden muhabbeti yüzyüze devam ettirmiyoruz?-
Tanrım,herkesin sır gibi sakladığı Bay E- benimle buluşmak istiyordu. Yüzyüze. Benimle. Bu karanlıkta,evsiz bir kız için yeterince aksiyon dolu bir gündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kore wa aide wanai,desu ka?
Romance''Oynadığımız rollerin ardındaki insanı unuturuz çoğu zaman. -Melodi Yatome.'' Melodi Yatome,19 yaşında üniversite öğrencisidir.Gençliğinin de verdiği ''ait olma'' isteğine kendini aşırı kaptıran Melodi,gün içerisinde defalarca rol değiştirmektedi...