-10.Bölüm- Karşıkonulmaz

57 5 2
                                    

"Eğer engellere sahip olmazsak küçük hanım,bizi hiçbir şey alıkoyamaz."

Bakışlarımı ne kadar zorlansam da,Ragnar'ınkilerden kaçırıp yerdeki düğmeye yöneltmeyi başardım. Ragnar sessizce kollarımı bıraktı ve kendi bira şişesini kapıp büyük bir yudum aldı. Acıyan bileklerimi ovuştururken bana bakış attığını hissedebiliyordum. Yavaşça tekli koltuğa doğru ilerledi ve yayıldı. Birasından yine büyük bir yudum aldıktan sonra söze girdi.

"Nasıl bu kadar zengin olduğumu merak ediyorsundur büyük ihtimalle."

Ben de sessizce bira şişemi üniteden aldım ve yanındaki çiftli koltuğa oturdum. Ragnar başını iki yana salladı ve pis bir gülümsemeyle devam etti.

"Ne derler... Pezevengim ben."

"Kendine neden böyle şeyler söylüyorsun ki bence boşu..."

Ragnar kahkaha atarak sözümü kesti. Neresi komikti bunun? Biraz bozulmuştum açıkçası,ama gülüşü mükemmeldi.

"Ben gerçek manasıyla bir pezevengim. Herkesin bana ulaşabileceği kadar basit olmayanlarından."

HARİKA. Korkmakta haklıymışım. Bu adam kesinlikle iyi niyetli biri değildi. Daha kötüsü onunla gecenin ortasında,ıssız bir yerde birlikteydim. Ragnar bana baktı,az önceki yüz ifadesiyle alakasız bir ciddiyete sahipti. Ah,ne kadar değişken bu adam böyle! -KESİNLİKLE ÇOK YAKIŞIKLI-

"Başından beri benden korktuğunun farkındayım. Bunu söyledikten sonra benim yanımda olmaktan pişman olabilirsin. Ama kesinlikle seni korkutmak istemedim Melodi."

Aklıma çarpıştığımız zaman geldi. O zamandan beri bana karşı hep kibardı,bu doğru.

*flashback*

"İyi misin? Melodi?!"

"Seni korkutuyor muyum?"

*flashback*

Sahiden,bana karşı iyi biriydi. Ama Alice Eve gibi biriyle takılıyordu. Ona güvenemezdim. Dayanamadım sordum.

"Alice Eve'i nerden tanıyorsun?"

Ragnar tek kaşını kaldırdı. Böyle bir soruyu beklemiyordu. Ceketinin cebindeki paketten bir sigara çıkardı ve yaktı.

"Alaycı kuş'u nerden tanıyorsun?"

Hışımla ayağa kalktım. Sinirlenmiştim. Soruma cevap vermemekle kalmıyor,bana soru soruyordu.

"Üvey babamla basıldığı için olabilir mi?! Şu Alaycı kuş saçmalığı ne bilmiyorum ama soruma cevap ver lütfen!"

Ragnar şişeyi koltuğun dibine bıraktı. Ayağa kalktı ve kolumdan tutup ikili koltuğa oturttu. Ağzındaki sigaranın külü yere düşmüştü. İzmaritini bira şişesinin içine attı ve yanıma oturdu.

"Halıyı yakmak hoş olmadı. Herneyse... Alice Eve adındaki güzel kız,benim çalışanlarımdan birisi."

Tam ağzımı açacaktım ki Ragnar parmağıyla beni susturdu ve konuşmaya devam etti.

"Büyüklerinin sözünü kesmemelisin küçük hanım. Özellikle ciddi bir şey anlattıklarında. " duraksadı ve devam etti.

"Alice Eve... Çalışanlarımdan en popüleridir. Özel hayat gizliliği nedeniyle hepsinin birer adı vardır. Alice Eve'imizin de adı Alaycı kuş. Üvey baban konusuna gelirsek,fazla dert etmemelisin. Basit bir kaçamak ona iyi gelecektir."

Sinirle ağzının payını vermek için ağzımı açıyordum ki Ragnar yine eliyle beni susturdu.

"Söz dinlemiyorsun küçük hanım"

Yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.

"Söz dinlemeyen... çocuklar..." Oldukça yavaş konuşuyordu ve nefesini boynumda hissedebiliyordum. Kahve kokusu ve biradan olsa gerek,ateş basmıştı. Yoksa,Ragnar'dan mıydı? Nefes alışverişim hızlanmaya başladı. Ragnar bunu fark etti ve kulak mememi ısırdı. Hemen irkildim ve çekilmeye çalıştım ancak eliyle belimi sıkıca tutuyordu.

Belki de kaçmak istemiyordum?

Gözlerimi kapadım,Ragnar boynumu emiyordu. Biradan ıslanmış dudakları boynuma değdikçe ürperiyor,milim hareketlerle geri çekilmeye çalışıyordum. Her defasında belimi daha da sıkıyordu. Elini belimden gömleğimin içine sokmasıyla birlikte inledim.

Ragnar cümlesini tamamlamak için duraksadı ve gülümsedi.

"Söz dinlemeyen çocuklar... Cezalandırılır."

Kore wa aide wanai,desu ka?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin