-3.Bölüm- Sanal Yüzleşme

98 10 1
                                    

"Seni sonra ararım. Gitmeliyim."

Genç kız saten elbisesini üzerine geçirdi. Önce aynaya baktı,boynundaki morluğun bulunduğu yere dokunarak gülümsedi. Çantasındaki onca malzemenin arasından pudrayı ararken genç adamın öksürmesiyle beraber vazgeçti ve notu bırakıp hızla evden ayrıldı. Morluk bekleyebilirdi. Göğe baktı,günün doğmasına daha vardı. En azından öyle düşünüyordu.
Her adımının ardından yankılanan topuk seslerinden başka,yalnızca kumruların uğultusu vardı sokaklarda. Alice Eve gülümseyerek ilerliyordu hızlı adımlarla. 30larındaki bu adam,yüzündeki gülümsemeyi artıran tek nedendi. Bu aşk değildi. Yoksa öyle miydi?

***

Hızlıca bilgisayarı açtım. Kullacı adı,NONSENSE. Hadi ama... Lütfen açık olmuş ol,lütfen.
Takano-sensei'nin verdiği proje ödevi dosyası nihayetinde bitmişti. Uzun süren ödev yüzünden,henüz açabilme fırsatım olmuştu lanet bilgisayarı. Site yüklenirken kalp atışlarımın sesi bastırıyordu dinlediğim müziği. Sahi ne dinliyordum ki? Sayfayı aşağı indirdim, Rika Mayama- Liar Mask. Ne ironi ama. Aklıma E-nin mesajı geldi.

-Maskelerinden kaç tanesine sahip olduğunu bilmek ister misin?-

Neden kalbim böyle hızlı atıyordu? Hadi ama,animelerdeki saf kız repliğini söyleyecek değilim. Sadece gerginim,hepsi bu. Evet,gerginim. Çünkü herkes hakkında bilgiye sahip,internet sapığı tarafından mesaj aldım. Normal,değil mi? Mesaj sesi geldi!
Hızlıca sayfayı açtım. Evet o,Bay E-.

-Cevap veremeyecek kadar korkuyorsun demek.-

Ne?! Hah,korkmak ve ben. Kendine fazla güveniyor bu internet sapığı. Klavye sesleri hızlı yazmamdan dolayı odamda yankı yapıyordu.

"İnternet sapığına göre fazla emin konuşuyorsun. Tanımadığın insanlara karşı böyle davranman kaba bir davranış değil mi?"

He-heyt! Şimdi aldın ağzının payını Emotionless. NONSENSE ile uğraşmanın karşılığını almışsındır umarım. Keyfim yerine gelmişti. Öyleyse neden ellerim titriyordu. Hayır kesinlikle korkmuyordum.

-Hala cevap vermiş sayılmıyorsun.-

Bu ne demek oluyor şimdi? Cevap verdim işte. Hemen cevap yazdım,yine çevrimdışı olmasını istemiyordum.

"Ne tür bir cevap bekliyordun ki?"

- Sorum oldukça açık-

EMOTIONLESS ÇEVRİMDIŞI. Şaka-yapıyor-kesinlikle-şaka. Ne tür bir bela aldım başıma ben böyle? Saate baktım,daha zamanım vardı. Tomy-boy'a mesaj attım;
"Sanırım sana artık E- hakkında soru sormama gerek kalmayacak "

Hemen cevap geldi. Böyle hızlı cevap veren insanları çok seviyorum. Teşekkürler tanrım.
-Sakın sana da mesaj attığını söyleme ya da dur,hemen söyle.-

Klavye tıkırtılarım,saat tiktaklarını bastırıyordu. Ve ben,başımdan geçenleri en yakın arkadaşıma anlatıyordum. Gün doğumu için camdan dışarı göz attığımda, gün ışığının kızıllığı sokakta hızla yürüyen güzel bir kızın saçlarını boyuyordu.

Kore wa aide wanai,desu ka?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin