-12.Bölüm- Düğme

53 5 3
                                    

Günün doğmasına oldukça zaman vardı. Tüm sessizliğiyle uzaklaşan Ragnar,nerede kalacağımı bile göstermemişti. Eh,mecburen şu "iyi dekor edilmiş" koltuklardan çift kişilik olanına kıvrıldım. Uyuyamıyorum,ama koltuktan dolayı kesinlikle değildi-tamam,birazcık payı olabilir ama yalnızca biraz-

Ragnar ne yapmaya çalışıyordu böyle?

Düşünmek istemiyordum ancak aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Bakışları,saçları,gözyaşları... Birden gözlerimin yandığını hissettim,gözlerim doluyordu. Neden diye sorduğum tüm sorularım yanıtsız kalıyordu.
Sigara-parfüm kokan Ragnar.
Korkutucu bakışları olan Ragnar.
Sımsıkı sarılıp ağlayan Ragnar.

Hiçbirine karşıkoyamıyordum.

Ragnar'a karşıkoyamıyordum.

Çiftli koltuktan doğruldum ve sırt çantamın içinden telefonumu aldım. Annem aramıştı,mesaj da var tabii.

-Keita ile konuştuk,haberim var her şeyden. Lütfen eve dön. Lütfen-

Ah tabii. Hemen geliyorum. Aptallar. Bir süre sizden uzak olmak benim için tatilden farksız olacaktır.

Gelen aramalar oldukla fazlaydı.
...
Gray x3
Teresa x3
Keita x8
Mikasa x6
...

Mikasa bile aramış mı?! Gerçi son konuşmalarımızdan sonra iyi bir arkadaşlığımız vardı. Onları meraklandırmaya hakkım yoktu biliyorum,ancak bir süre uzaklaşmalıydım. Her şeyden. Sadece bir süre.

Ragnar bugün beni yanlış anlaşılmadan kurtarmıştı. O sarışın büyük ihtimalle beni de Alice gibi... Herneyse. Ragnar'ın ona sinirlenip yumruk atması ve beni koruması hoşuma gitti. Gülümsedim. E- yi bekliyordum değil mi? Kendini beğenmiş pis sapık. Kesinlikle gelmemiştir o kafeye.

Telefondan sohbet odasına giriş yaptım. Mesaj mı atmış? Hem de benim çevrimiçi olmamı beklemeden!

-beklettiğin insanlara özür dilemez misin sen?-

Bekletmek mi? Asıl ben bekledim be! Bir de dalga geçiyor aklı sıra. Çevrimiçiydi. Hızlıca cevap yazdım.

"Kendine soruyorsun sanırım. Bekleten sen olduğun için?"

-hayır sana soruyorum.-

"Ben bekledim. Gelmeyince de gittim. İnsanları hem ekiyorsun hem de onlarla dalga geçiyorsun,yazık"

Sinirlenmiştim. Eğer o zamanında gelmiş olsaydı,Ragnar'la bunları yaşamamış olurduk. Her şey onun suçu.

-Nerdesin? Seni almaya geliyorum.-

Ya,tabii süper kahraman. Al beni al diye üzerine koşacağımı sanıyor herhalde.

"Buluşmak için uygun bir zaman değil. "

-pekala. Öyleyse yarın?-

"Neden buluşmak istiyorsun bu kadar?"

-buluşunca söylerim.-

Aptal. KESİNLİKLE APTAL. Daha ben bile yarın ne olacağını tahmin edemiyorken,buluşma diyor ya.

"Kesin konuşamam. Uygun olunca yazarım."

-uygun olduğun zamanı bekliyorum öyleyse.-

Vee Emotionless çevrimdışı olur! Gece gece yine sinirlerim bozulmuştu. Acaba şu mini buzdolabından bir şeyler içsem sakıncası olur mu? Pek de sorun çıkacağını sanmıyorum...

***

Genç adam uyuyamıyordu. Yatağı her zamankinden daha soğuktu,vücudu yansa bile. Üzerine bir şeyler geçirdi ve geniş odasında sessiz adımlarla cama doğru ilerledi. Gün doğmak üzereydi. Güzel görünüyordu ancak anlamsızdı. Hayattaki çoğu şey gibi,diye düşünerek pencereden uzaklaştı. Çekmeceden bir şeyler alıp cebine attı.

Sessiz adımlarla merdivenleri inmeye başladı. Günün aydın ışıkları tüm odaya yayılmıştı,etrafta kimse görünmüyordu.

Çiftli koltuğun etrafında devrilmiş birkaç şişe duruyordu. Ve bir sırt çantası. Genç adam gülümsedi. Yavaşça koltuğa yaklaştı. Kendinden geçmiş kıza gülümseyerek baktı. Gün sonunda yorgunluktan pes eden yaramaz çocuklara benziyordu. Genç kızın elinden düşen düğmeyi yerden aldı ve cebine koyduğu kolye zincirine geçirdi. Narin hareketlerle genç kızın boynuna taktı ve saçını okşayarak fısıldadı.

"Onca kadın arasından... Neden sen?"

***
Uyandığımda elimin üzerinde bir sıcaklık hissediyordum. Yavaşça gözlerimi açtım ve bu sıcaklığın Ragnar'ın elinden geldiğini gördüm. Koltuğun yanına tekli koltuğu mu sürüklemiş bu? Şaşırmıştım. Ragnar yanımda uyuyordu. Üzerinde o karizmatik kıyafetler yerine oldukça spor kıyafetler vardı. Tanrım oldukça genç gözüküyordu.

Onu rahatsız etmemeye çalışarak hafifçe doğruldum ki boynumda bir şey hissettim. Boynumdakini gördüğümdeyse Ragnar'ın mırıldandığını duydum.

"...Senin...için... Melodi..."

Kore wa aide wanai,desu ka?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin