nurkizi kişisine ithaf edildi.
Mira' dan
Sabah kızlarla düğümlenmiş şekilde gözlerimi açınca ağzımdan küçük bir çığlık çıktı. Her yerimin tutulmuş olması bir yana, dördümüz bir yatağa sığmaya çalışmıştık -ki bu çok büyük bir hataydı- evet böyle de zeki insanlardık. Çığlığımla kıpırdanmaya başlamış ama hâlâ uyanamamış ölülere bakmaya çalıştım. Gerçi bu pek mümkün değildi çünkü sağ bacağım Ela' nın altında sol kolum ise Ceren' in kucağındaydı. Allah' ım ben nasıl bir günah işlemiş olabilirim ki bu pozisyona gelmeyi hakkettim. Off kalkamıyorum da! Ya ben en son uzanma sıralamasını Deniz - Ela - Ceren ve ben diye hatırlıyorum. Ne ara jenga oyunu gibi bir hâl aldık valla aklım almıyor. Neyse hemen şunları uyandırayım da kalksınlar artık.
- Kızlar kalkın!
Dedim gür bir sesle. Benim bu sesime karşılık Ela yataktan düştü, Ceren korkup kolumu ısırdı, Deniz ise o sırada öcü görmüş gibi bize bakıyordu.
- Kanka siz ne yaşıyorsunuz valla ben anlayamadım.
Dedi Deniz bize iğrenerek bakarken.
- Hangi akıllı dördümüzün aynı yatakta yatma fikrini verdi.
Dedim kolumun acısıyla. Bu soruma Ceren cevap verdi.
- Ne bileyim ben. Dün o kadar yorgunduk ki nereye yattığımızın farkında mıydık?
Evet haklıydı gerçekten dün o kadar yorgunduk ki hiç birimizin aklı yerinde değildi. Ceren' e bakıp tekrar konuşmaya başladım.
- Peki. Gelelim en önemli konuya.
Dedim sakince ardından sinirle bağırarak.
- Kızım sen manyak mısın kolumu neden ısırıyorsun?
- Bağırdığın için korkup kolunu biraz ısırmış olabilirim kankacım.
- Biraz mı? Sen buna biraz mı diyorsun? Resmen otuz iki dişin çıkmış kolumda. Saat niyetine gösteririm ben bunu sana.
Dedim. Ceren boynuma atlayıp konuşmaya başladı.
- Özür dilerim Miroşum.
- Tamam neyse.
Dedim normal bir ses tonuyla. Ben bu konuyu uzatırdım ama bugün Denizi ile estetik konusunu konuşacaktım. Ela ve Ceren elini yüzünü yıkamak için banyoya gittiler. Fırsat bu fırsat Denizle konuşacağım. Deniz' e yaklaşıp konuşmaya başladım.
- Deniz senle bir şey konuşacağım.
- Tamam.
Deniz' e her şeyi anlattım. Ben onun ne tepki vereceğinden korkuyordum. Ama benim korktuğum tepkiyi vermedi. Tam tersi sırtında iz kalmayacağı için çok mutlu oldu.
- Evet, istiyorum Mira.
- Bak tamam, biliyorum korkuyorsun ama korkacak-... Ne? Ne dedin sen?
- Estetik işi diyorum tamam kabul ediyorum.
Dedi Deniz sırıtırken. Hemen atladım boynuna, tabii dikkatlice.
- Ayy! Yavaş Mira, sırtım!
- Deniz iyi misin? Acıyor mu çok?
- Tamam tamam geçti, sorun yok.
Dedi gülerek ama ben hâlâ şaşkındım tabii. Şimdi Deniz tedaviyi kabul mü etmişti? Bu, bu çok ama çok iyi bir şey. Peki ya her şey bu kadar kolay mıydı? Benim o kötü hislerim neredeydi? Hâlâ hissediyorum ben onları, gitmediler, buradalar. Hep içimdeler ve gerçekleşene kadar da çıkmayacak. Neler oluyordu böyle? Hayır, hayır doğru soru bu değil. Doğru soru "Neler olacak?". Evet tam olarak bu, ama en fazla ne olabilirdi ki her şey bu kadar yolunda giderken? Bilmiyorum, sadece hissedebiliyorum.2 Ay Sonra
Mira' dan
Deniz' in ameliyatının, sırtındaki izin silinişinin ve onun çocuk gibi mutlu oluşunun ardından tam iki ay geçti. Şimdi sıra işin psikolojik bölümüne yani en önemli yere geldi. Deniz' in sırtındaki izlerin silinmesi kadar ruhundaki izin geçmesi de önemli ama değil mi? Doktor özellikle bizi tembihledi " Aman moral bu dönemde çok önemli, sakın üzülmesine izin vermeyin!" diye. Bence bugün bizimkileri bize çağırıp oyun falan oynayalım. Deniz' e de çok iyi gelir evet evet çok güzel olur. Hemen telefonumu elime aldım ve Can' ı aradım. Onları bize çağırdım "Geliriz tabii." cevabını alınca kızları da çağırdım. Onlar da tamam dediler. Şimdi herkes geleceği için hazırlanmaya başlamalıydım. Derhal odama çıkıp dolabımı açtım. Hemen üzerime bir şey geçirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
Teen FictionGökyüzü onlar için bir aynaydı. Bakınca birbirlerini görürlerdi.