Can' danEvden ayrılırken telefonumu cebimden çıkardım ve Mira' yı aradım. Neden bilmiyorum sadece... Sesini duymak istiyordum. Hemen ismini bulup aradım. Telefonu anında açıldı. Sesinden gülümsediği o kadar belliydi ki. Ona "Niye gülüyorsun?" dedim. Demez olaydım. Çünkü bana verdiği cevap kalp atış hızımı elli katına çıkardı. Bana "Seni düşünüyordum." dedi. Biraz daha böyle konuşmaya devam ederse kalbim durabilirdi. Sakin olmalıydım. Ama olamam. Kalp atışımı hızlandıran kız resmen beni düşündüğünü söylüyordu. Abartıyor olabilirim ama ben az bile söylediğimi düşünüyorum. Ben... Ben bu kızı seviyordum... Bunu ilk kez kendime itiraf ediyorum ama ben bu kıza onu ilk gördüğüm andan beri aşığım. Ama nasıl itiraf edeceğim? Belki o beni... Cümlemi bile tamamlamak istemiyordum. Çünkü onun bana aşık olmasına imkân veremiyorum. Ama o zaman neden bana böyle bir şey söylemişti? Cevabı sonra alabilirdim. Şimdi Mira' ya cevap vermeliyim. Çünkü ben cevap vermediğim için bana "Can, orada mısın?" diye sormuştu. Ben sakin kalmaya çalışırken kekelemiştim. Zaten ben endişeliyken hep kekelerdim. İyi ki Mira bunu bilmiyordu. Hemen konuşmaya döndüm ama ne konuşma. Telefonu kapatana kadar anlayacak diye ödüm koptu. O da sahildeymiş, onun yanına gelmemi istedi. Tabii ki kabul ettim. Onu görmek kadar bana iyi gelen hiçbir şey yoktu. Hızlanarak sahile doğru arabayı sürmeye başladım. Gülümseye gülümseye onu düşünürken sahile ne ara geldiğimi bile anlamadım. Arabadan indim ve kayalıklara doğru gittim. Ama gördüğüm şey kalbimin söküp alınmış olmasından bile daha da canımı yaktı. Mira karşımda yerde kanlar içinde yatıyordu. Bir adam ona yaklaşacağı sırada koşup durdurdum ve üst üste yumruklamaya başladım. Adam bayılınca onu bırakıp Mira' ya koştum. Elim titredi onu öyle görünce ama hemen kucağıma alıp arabaya doğru yürümeye başladım. Gözleri kapanıyordu ama buna izin veremezdim. Onu konuşturmaya çalıştım uyumaması için. Ama olmuyordu gözleri kapanıyordu. Mira' yı arabaya bindirdim bende bindim ve hemen hastaneye doğru sürmerye başladım. 5 dakika sonra hastaneye geldik. Mira' yı kucağıma aldım ve hastanenin içine girdim.
-Yardım edin!
diye bağırıyorum hastanenin içinde. İki kişi sedyeyi getirdiler. Mira' yı sedyeye bıraktım ve onlarla beraber ilerledim. Doktor geldi önce Mira' nın kafasındaki yaraya baktı. Sonra bana dönüp konuşmaya başladı.
- Hastanın başı nereye çarptı?
diye sordu. Doktora cevap vermek zorundaydım. Ama sanki dilimi yutmuştum. Konuşamıyordum kendimi zorladım ve konuştum.
- Başı kayalıklara çarptı. İyi olacak değil mi?
- Yarası derin görünmüyor ama şiddetli çarpmış olabilir. O yüzden önce bir beyin tomografisi çekeceğiz. Gelişmelerden sizi haberdar ederiz.
Dedi ve gitti.
Şimdi ne olacaktı?
1 saat sonraDoktor Mira' nın odasından çıktığı gibi hemen doktorun yanına gittim ve konuşmaya başladım.
- Mira iyi mi?
- Hastanın durumu iyi. Tomografide de bir şey çıkmadı. Sadece dikiş attık başına. Bu akşam da müşahede altında tutacağız. Hasta yarın kendini iyi hissederse taburcu ederiz.
- Peki Mira' yı görebilir miyim?
- Tabii görebilirsiniz. Geçmiş olsun.
- Teşekkürler.
Dedikten sonra Mira' nın olduğu odaya girdim. Hemen yanındaki sandalyeye oturdum. Elini tuttum.
Onun uyanmasını beklerken birkaç saat öncesini hatırladım. Mira' yla konuşmalarımız canlandı gözümde.- Mira, iyi olacaksın bitanem tamam mı? İyi olacaksın, ben asla yanından ayrılmayacağım. Hep senin yanında olacağım. Tıpkı senin bana söylediğin gibi...
Ben bunları söyledikten sonra Mira bana bir şey söylemek istiyordu ama konuşmakta zorlanıyordu. Ben onun söylediklerini duymak için ona biraz daha yaklaştım.- C-can...
- Efendim güzelim, hadi konuş benimle.
- Seni...
- Evet beni
- Can... Seni... Seviyorum.Evet bunları söylemişti bana. O an orada o hâlde olmasaydı ben ona en güzel şekilde açılırdım ama olsun yine de söyleyecektim.
- Ben de seni seviyorum Mira. Ben de seni seviyorum.
Üstümden büyük bir yük kalkmıştı. Kendimi o kadar rahatlamış hissediyordum ki Mira' yı neredeyse öpecektim. Tamam tamam bu bayağı uçuk bir fikirdi, kabul ediyorum. Düşüncelerimi bölen şey Mira' nın gülüş sesiydi. Allah kahretsin düşündüklerim yüzünden farketmeden gülümsemiştim. Ama olsun benim artık ondan gizlediğim hiç bir şey yoktu. Değil mi? Gülüşümü ondan saklamadan devam ettim. O da benden gizlemiyordu zaten. Elini tuttuğumu farkkettiğimde kendimi geri çekmeye yeltenince Mira elimi bırakmamak için elimi sıkıca tuttu. Bunu anlayıp elimi tekrar eski haline getirdim. Mira konuşmak için ağzını açacaktı ki izin vermeden kendim konuşmaya başladım.
- Yorma kendini. Ne de olsa hissettiklerimizi söyledik. Bundan ötesi yok.
- Olsun. Ben yine de söyleyeyim. Seni seviyorum.
O an gözlerine öyle derin baktım ki gözbebeklerinde kendimi gördüm. Ona cevap vermek yerine üzerine eğildim. Yüzü yüzüme o kadar yakındı ki ben bile sakin kalamayıp onu her an öpebilirdim. Ama biraz bekledim. Monitöre bağlı olduğu için kalp atışları duyuluyordu ve ben üzerine eğilince kalbi firar edecekmiş gibi atmaya başlamıştı. Yine de onu öpmek için aceleci davranmak istemedim. O yüzden yönümü değiştirerek dudaklarımı alnına götürdüm. Dudaklarımı alnına nazikçe bastırarak öptüm ve geri çekildim.
- Ben de seni seviyorum.
Dedim ve ondan ayrılıp yerime tekrar oturdum. Bir süre onu seyrettim. Tabii o da bana bakıyordu. Sonra elini kaldırıp telefonunu vermemi istedi. İstediğini yapıp telefonunu ona uzattım. Anladığım kadarıyla Ceren ile konuşuyordu. Ona şunları söyledi. "Ceren bak bir kere de söyleyeceğim. Sakın soru sorma. Babamı arayıp sende kaldığımı söyle. Neden derse morali bozuktu o yüzden dersin. Ama ben bu akşam başka bir yerde kalacağım. Sonra anlatırım. Tamam mı?"
Ceren' in tamam deyişini duydum. Sonra da telefonu kapattılar zaten. Mira telefonu yerine bırakırken bana döndü. Yavaşça sola yanaştı. Bana döndü.
- Gel uzan.
- Ne? Gerçekten mi?
- Evet. Hadi gel.
Dedi. Heyecandan kalbim çıkacaktı resmen. Yavaş yavaş yanına uzandım. Yüzümü ona döndüm. Birbirimizi izlemeye başladık. Ama o yorgun olduğu için bir süre sonra uyudu. Ben uyumadım daha doğrusu uyuyamadım. Sabaha kadar kokusunu soluyarak onu izledim. Hayatımın en güzel günü bugündü. Hep bunu söylüyorum evet ama sonra daha güzeli oluyor. Umarım bu düzen hiç bozulmaz çünkü bu kız mutlu olmaktan başka bir şey haketmiyor.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
Teen FictionGökyüzü onlar için bir aynaydı. Bakınca birbirlerini görürlerdi.