Mira' dan
Uçaktan indikten sonrası büyük bir kaos çemberiydi. En son hatırladığım şey abimi ve Tuğçe ablayı gördüğümdü. Gülerek kızlarla beraber onlara sarılmıştık. Ayrılır ayrılmaz geveze arkadaşım Ela başladı konuşmaya. Ayy bir susmak bilmedi yemin ediyorum ya. Sanırım onlardan ayrı geçirdiği iki yılın her gününü en ince ayrıntısına kadar anlattı. Yoksa asla bu kadar uzun süremezdi. Çünkü kendisi iki saat sonra anca susabildi. Çenesi yorulduğu içindi galiba.
Neyse, abim ve Tuğçe abla iki ayrı arabayla gelmişlerdi çünkü altımızın bir arabaya sığması neredeyse imkansızdı. Ben, abim ve Deniz bir arabaya; Tuğçe abla, Ceren ve Ela ise bir arabadaydı. Ela' yı özellikle yanımıza almamıştık. Yoksa başımızı şişirecekti.
Yarım saat sonra bizim eve geldik. Off nasıl heyecenlandım yaa!
Evin önüne geldik. Herkes dışarıda bizi bekliyordu. Hepimizin aileleri buradaydı. Resmen kızlarla aynı anda arabalardan indik ve direkt ailelerimize sarıldık. Sonra anne ve babamdan ayrılıp kızların da ailelerine sarıldım kızlar da benim aileme sarıldılar. Bu faslın da sonuna gelmiştik.
Ama çok acıkmıştık o yüzden ben dayanamayıp "Artık içeri geçelim mi? Çünkü biz çok acıktık." dedim. Kızlarda evet demeye başladılar. Sonra babam " O zaman hemen içeri geçelim ve sofraya oturalım biz sizin için önceden hazırlatmıştık." dedi. Herkes olumlu anlamda başını salladı ve sonunda içeri geçtik. Biz kızlarla yukarı banyoya çıktık elimizi yüzümüzü yıkamak için. Hep beraber banyoya girdik. Allah' ım hiç değişmemişti her şey yerli yerindeydi. Ben bu düşüncelere dalarken kızlar işlerini bitirmiş bana bakıyorlardı. Bunu farkettiğim an içlerinden geçip lavabonun önüne geldim. Elimi yüzümü iyice yıkadım. Kızlar hâlâ bana bakıyordu. Kafamı ne var anlamında salladım. Hepsi bir ağızdan "Hiiiiiç" dediler. Aslında hesabını sorardım ama bizi aşağıdan bekliyorlardı. Onlara "Hadi o zaman aşağıya inelim." dedim. Hepsi onay verdikten sonra aşağı inmeye başladık. Bir an nasıl aklıma geldiyse dışarıda Ali' yi görmediğim geldi ve hemen Deniz' e "Deniz Ali nerede niye gelmedi?" diye sordum. Deniz de "Ali geldi aşağıda görmedin mi?" diye sordu. "Yok görmedim." dedim o da zaten başka bir şey demedi. Merdivenlerden aşağı indik ve masaya doğru ilerledik. Deniz bana Ali' yi gösterdikten sonra Ali'nin yanına gittim ve onu öptükten sonra yerime oturdum. Kızlarda yerlerine oturmuştu. Hemen yemek yemeye başladık kızlarla çok acıkmıştık. "Yemekler çok güzel ama ben doydum." dedikten sonra ayağı kalktım ve herkese afiyet olsun deyip tam odama çıkıcaktım ki babam bana "Mira bir şey yemedin." dedi. Ben de olduğum yerde durup babama döndüm ve "Babacım doydum ben." dedim. Babam da "Tamam kızım odana gidip eşyalarını yerleştir." dedi. Babama "Bende zaten onun için yukarı çıkıyorum babacım." dedim. Kızlara "Kızlar yemek yedikten sonra siz de gelin." dedim. Hepsi başını olumlu anlamda salladıktan sonra ben koşarak yukarı çıktım. Yaklaşık beş dakika sonra kızlar da odama geldi. Oturduk biraz havadan sudan konuşmaya başladık.
Ee tabii konu bir ara Deniz hanımın sevgilisizlik hayatına geldi. Biz zar zor konuyu başka bir yere çektik. Çünkü Deniz aşk hayatına girdi mi çıkmak bilmiyor. Konuyu değiştirmek için Ela bana-Mira dışarı çıkıcaktık hani.
-Doğru ya istanbul' u gezecektik. O zaman kalkın valizlerinizi odama çıkarın giyinip çıkalım.Kızlar tamam dedikten sonra aşağıdan valizleri getirmeye gittiler. Ben de o sıra ne giyeceğime karar veriyim. Kot bir etek üzerine sarı bir t-shirt giydim. Ayakkabı olarak sandalet tercih ettim. Giyindikten sonra aynanın karşısına geldim. Saçımı nasıl yapacağıma baktım ve karar verdim. Saçımı tepeden topladım. Kızlar ben hazırlanana kadar valizleri getirmişlerdi bile. Hemen valizlerden kıyafetlerini çıkarıp giymeye başladılar. Herkes spor ama şık görünüyordu. Bizimkilerden izin alıp dışarı çıktık. İstanbul' u çok özlemiştik. Ama en çok sahili özlemiştim ne de olsa Marmara Denizi gibisi yok Amerika' da. Neyse, kızlarla dolaşmaya başladık. Akşam olmuştu ama biz farkında bile değildik. Sürekli insanlara bakıyorduk. Tabii insanlarda bize sapıkmışız gibi bakıyordu.
Pek takmadan yürümeye devam ettik. Neredeyse İstanbul' un her yerini gezmiştik. Artık yorulmuştuk. Akşam saat sekiz gibi hepimiz evlerimize dağıldık. Ve bence hepsi eve gittiğinde yorgun düşüp uyumuştur. Kendimden biliyorum. Eve gittiğimde odama çıkıp yatağıma kıyafetlerimi çıkarmadan uzandım ve saniyeler içinde uykuya daldım.Yorumlarınızı bekliyorum canlarım🙂

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ
Teen FictionGökyüzü onlar için bir aynaydı. Bakınca birbirlerini görürlerdi.