Adrian karşısında sinirle kendine bakan Akına taviz vermeden izliyordu. Her hareketini. Akın kadar sinirli ve bi o kadarda akıllı Asyaya benzemeyen gözlere baktı. Aynı bakış aynı duruş. Parmakları masaya vuruşları bile aynı.
Asyada dikkat cekmek istediginde parmaklarini masada tur attirir gibi ses çıkarıp duruyordu. Bu hareketi babaları Akından kalmış olmalı diye düşündü.
" Anlaşmayı fes edemeyiz" dedi Akın. " Ben kendi itibarımı zedeleyecek bir hareketten çok çocuklarıma bırakacağım her kuruş helal olsun istiyorum. " diye soze basladi.
Anlasmayi fes ederse Adrian kendisine borclanacakti. Çünkü memnun olmayan taraf kim olursa o taraf para alıyordu.
" Bende fes etmek istemiyorum. Madem beni araştırdıniz Meksikalı Fernandez nami değer piç kurusu beni arıyor. Türkiye sınırları içerisinde beni hayal dahi etmeyeceği için burada kalacağim" dedi
" Bu durumda sana yumruk atsamda gitmeyeceksin?" Dedi Akın.
"Bana vurabileceğini kim söyledi?" Dedi Adrian.
Soğuk rüzgar etrafta esiyordu.
" Asya senin evinde mi?" Dedi Arda.
" Neden benim evimde olsun? " diye net cevap verdi. Asyanın evden ayrıldığını bilmiyor diye düşündü.
" Evden ayrıldı. Sana geldi sandım" dedi Ardaa tekrar.
" Hayır Asya öyle bir kız değil biliyorsunuz çağırsamda gelmez"dedi
Akım yaptığı haksizligin o kadar farkina vardi ki kızını bir kac aydir taniyan bu hergele bile onun boyle birsey yapmayacagini biliyordu. Ama neden sinirliydi.? Ona dokunduğu icin mi? Evet kesinlikle.
" Bak bu durum canımı sıksada sormak zorundayım. Ona dokundun mu?" Dedi nefes alırken.
Adrian bir süre gözlerini odada gezdirdi.
" Dokunmak? " diye sorguladı.
" Her şekilde temastan bahsediyor" dedi Arda babasinin aciklayamacagini biliyordu. Utama sıkıla birbirlerine baktilar.
" Her türlü temas var" dedi Adrian terbiyeyle. Onu becerdim demedigi icin Akın ona bir bakış attı. Seviyor olabilir miydi? Bu adam pislige bulaşmış biriydi. Cok yakışıklı olduğu belliydi. Mavi gözlerinde aşkı bulmus olabilir miydi Asya?
" O daha küçük Adrian. Sen deneyimli pic kurusundan baska bisey değilsin. Onu kullanıyorsun? Peki sonra ne olacak? Sen gideceksin onu kiracaksin" dedi Akın.
" Bana temas için yeterince büyük geldi. Ayrıca bilmiyorsaniz diye söylüyorum. Hayatta mutluluğu ararken biraz mutsuzluk tatmalisiniz" dedi
................
1 hafta sonra
Asya sıkıntıyla elindeki tepsiyi sıkıntıyla kasanın Yanındaki masaya koydu. Cafe bosalmis ve herkes gitmisti. Kapatıp çıkması için sadece patronu Kerim bey ve eşi Yeliz hanım kalmışlardı.
" Sende çık tatlım bizde eve geçelim" dedi..
Cafe elit bir kafeydi. Ust katları onların kendi evleriydi bir alt kat bütün kafenin merkeziydi.
Sokakta sessizce yürüyüp giderken Adrianı düşündü.
Evden ayrildigindan beri 4 kez bulusmuslardi ama hic birinde ona evi terkettim diyememisti. Az bulusuyor olmalarinin nedeninide is yoğunluğundan sormuyordu.
Sert bir govdeye çapınca korktu. Bir adım atıp adama bakacakken kokudan hemen tanıdı. O ve onun o mükemmel kokusu. Erkeksi sert koku.
" Neden bu saatte evde değilsin" dedi.