Ne düşündüğünü bile unuttuğu zamanlardan biriydi. Kitaplardan kafasını kaldırmadan ders çalışıp kendini gelistiriyordu. Hatta universitesini 1 yıl dondurmasına rağmen dil egitimlerini ülkenin kendi içerisinde yaşayıp öğrenmek istiyor olsada ailesinden ayri kalamiyordu.
" Tatlım babanen biraz rahatsızlandı. Ceren ile kalabilir misin bugün? " dedi Öykü. Aslında rica etmeyebilirdi ama nezaket geregi ailede herkes akrabalar arasinda bile rica cumlesinde bulunurdu. Bu babasinin kati kurallarindan biriydi.
" Tabiki kalırım" dedi Asya
Hava bugün güzeldi. Ceren ile beraber parka gitmek istediler. Hazırlanıp çıktıkları zaman aklima yine o adam geldi. Adını bilmiyordu. Ama şoförunun adini bildiğini düşündü.
Telefonu çalınca eline alıp Arda yazısını gördü.
Derin bir nefes alıp telefonu açtı.
" Nerdesin kizim ya ben sana Bu Telefon hemen acilacak demiyor muyum?" Dedi
" Arda allah aşkına az ötede yaşa ya hergün aramak zorunda misin?"
"Neredesin dedim" dedi
" Ceren ile parktayiz. " dedi.
" 4 günün var iyi eğlenceler" dedi
Yanındaki hareketlilik ile telefonu cantasina koymadan oraya bakti.
" Beni mi takip ediyorsun?" Dedi saskinca.
" Aslında bu sefer geçiyordum"
" Adımı bilmiyorsun. Adını bilmiyorum. Ama neredeyse hep karsilasiyoruz. Genelde ben sana yardim ediyorum." Dedi Asya
Adam kizin dediklerinden cok dudaklarini okuyordu. O kıvrımlı visne receli gibi duran dudaklarr.
" visne reçeli sever misin?" Dedi Adrian.
" Bana adimi sor artık sersem" diye cikisti Asya.
" Asya adını biliyorum. Bende Adrian Kristoff" dedi
" Şimdi visne receli sever misin onu söyle" dedi
" Evet. Bayiliyorum" dedi.
" Yarın seni buradan alacağim bir yere gidecegiz. Tamam mi?" Dedi Adrian yerinden kalkarken.
Asya hemen koşup elinden tuttu. Aslinda amaci onu yavaslatmakti.
Adrian elindeki tüy dokunuşla durdu. Içindeki kipirtiyla kendini derin nefesler alirken buldu.
"Şey ben nereye gideceğiz merak ettim" dedi Asya cekingence. Elini çekerken Adrian elinden tuttu.
" Kahvaltı yapma. Gidince görürsün" dedi.
Aslında kızın gelmiyorum falan demesini bekliyordu. Bekledigi gibi degildi. Kızın zoru oynamasıni zaten istemiyordu. Eger zoru oynayan biri olsaydi Adrian asla kovalamazdi bu kizi. Eger yatağına alacagi kızları kovalasaydi ooo...
Asya ogun yarin ne giysem diye düşünmekten cok acaba ne yaparız düşüncesindeydi. O bir erkek ti. Köküne kadar hemde. Öyle böyle degildi. Yakışıklı sempatik tas gibi tamiriydi.
Sabah erkenden kalkıp banyo yaptı. Saçlarını duzlestirip bir tutam ördügü saçıyla taç yaptı saçına. Her zaman giydiği tarz daki siyah şortlu Bahçıvan takimini giydi. Altına spor bir ayakkabi giyip bileginden 5 parmak yukarıda uzun çorap giydi. Tatlı olduğunu biliyordu. Ama o adamın yaninda kiz kardesi gibi degilde baska biseyi gibi durmak istiyordu. Farklı lik katmak icin ne yapabilirim diye bakinca hic yapmadığı bisey yapip gozlerine rimel sürdü. Mavi gözlerini annesinden almisti ama kumral saclari babasinin ona hediyesiydi. Mavi gözleri uzayan kirpikleriyle dahs sık olmuştu.
Halası kapida kizi farklı görünce biriyle bulunacağını anladi. Odasında duran eniştesini tavlamak icin sıktıgi afrodizyak etkili kokuyu kıza sıktı.
" Hala bu koku harika" dedi Asya. " Ama fazla kacmasin?" Dedi cekingence.
" Bak Asya erkekler seksi kizdan cok seksi koku severler." Dedi
" Isin sonunda evine davet etmez insallah" diye mirildandi Asya.
" Eğer adam yakisikliysa ki senin ilgini cektiyse oyle. Bence işin sonu her yerde bitebilir" dedi Öyku.
Halasinin rahat olduğunu biliyordu. Hemde cok rahat.
Evden cikip parka gidene kadar kendini düşündü.
Seks onun için imkansızdi. Arda anlarsa onu dogrardi. Ardanin yüzünden bugune kadar tek bir erkege bile yaklasamamisti.
" Hazır mısın" dedi bankin arkasinda kii sert ses.
" Ne icin? " dedi kiz.
"Benimleyken herşeye hazır ol"
