X|Misafir

1.9K 236 140
                                    

Aşırı parça pinçik olmuş bir bölüm oldu

Bu sizi rahatsız ediyor mu?

Uzun bölümlere daha var ve sizi şimdiden boğmak istemiyorum sonradan zaten boğulacağız sldkskzmd

Sizi seviyorummm

İyi okumalarrr :'

Zayn, Vibez

X|Misafir

Annemin 'bana küçükken öğrettiği' başlıklı kurallar hayatımda hiçbir zaman olmamıştı. Hoş, çünkü annem hayatımın büyük bir kısmında hiçbir zaman olmamıştı. Ben, babası gazete almaya gidip de hiç geri gelmeyen o çocuklardan biriydim ve açıkçası Minho sayesinde bundan pek de şikayet etmemiştim. Bana o bakmıştı. Kader işi denen şeyden nefret ediyordum. Bunların kaderle hiçbir alakası yoktu.

Bırakmak istemişlerdi ve gitmişlerdi.

Terk edilmek, bana bir süre karın ağrısı geçirtmişti çünkü Minho henüz reşit bile değilken çalışmak zorunda kalmış ve toplantılarıma veya maçlarıma kimse gelmemişti. Evet, zirvede oynayan bir oyuncunun sürekli olan boktan maçlarında, Onlarca seyirciye rağmen yalnız hissetmesine neden olmuştu. Fakat şikayet etme lüksüm asla yoktu. Başımızda kimse yoktu ve bunu yetimhaneye falan gitmeden kendimiz üstlenmek zorundaydık. Zaten Minho'nun da sahte olan şeylere elini atması da o zamanlarda başlamıştı. Kimlikler, belgeler, başvurular ve çocuk yaşta çalışmak durumunda kalmakla boğuşmuştu. Bense onun için yalnızca bir sorumluluktum. Sorunları olan, derslerden sırf spor aktiviteleri sayesinde geçersiz not almayan, tabiri caizse hiçbir halta yaramayan biriydim. Çabalamıştım. Düzelmek için, fazlasıyla çabalamıştım. Fakat olmamıştı işte. On beş yaşıma kadar, bir şeyleri yoluna koymak için resmen sürünmüş ve en sonundaysa karşıma o çıkmıştı. Felix,

Çakıyı bedenime az daha şişleyecek kadar benden nefret eden, gözü dönük ve ruh hastası olan Lee Felix.

Mucizeviydi. Onunla artık işe yaramam üzerine anlaştığımızda her şey tamamen mucizevi bir şekilde ilerliyordu. Tanrı gerçekti ve ona sırf bu yüzden bile inanabilecek raddeye gelmiştim. Artık Minho'nun sorumluluğu olmayacaktım. Kendi paramı kazanacak ve ona yük olmayacaktın. Düşündüğümde bunun o kadar mükemmel bir şey olduğunu zannetmiştim ki, söylediği anda güvenmesem de kabul etmiştim işte ve son durumsa,

İki yılın ardından buydu.

"Ateşin var mı?" demiştim ona. Evime gitmemize en fazla beş dakika kalmıştı fakat sabredememiştim. Dediğim gibi, evine yabancıları alma diyen bir annem yoktu belki ama Minho'nun sorun çıkaracağını zannetmiyorum.

Çünkü Seungmin sadece barmenin tekiydi işte ve hırsızlık yapacak olsa bile evde zaten kayda değer hiçbir şey bulamazdı. Bu yüzden son ihtimal olsa bile içim rahattı.

"Evet, ", demişti ona baktığımda. Ardındansa çakmağı bana uzatmak yerine kendisi sigaramı yakmıştı. Dediğim gibi onunla on dakikadır sohbet ediyorduk ve kendisi öyle uçarı birine pek de benzemiyordu.

Benimle neden geldiğini bilmiyordum.

Kafam bulanıktı ve ben de neden onu yanımda sürüklediğimi bilmiyordum.

"Ne zamandan beri orada çalışıyorsun?"

Bu ona yönelttiğim başka bir soruydu. On dakikadır konuşuyordum fakat hala sessizliğe tahammül sınırımın olmadığını hissediyordum. Canım sıkkındı ve bence bunu yeterince dışa vuruyor olmalıydım. Çünkü Seungmin arada bir bana dönüyor ve suratımı yoklayıp önüne dönüyordu. " Burada yeniyim."

Reckless - 破壊者 ¦ hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin