|Son|

1.7K 160 175
                                    



Reckless için son kez,
keyifli okumalarrr

The neigbourhood - 1 of those weaks

4 ay sonra





Aşkı hiçbir zaman anlayacağımı düşünmemiştim. Varolduğundan bile emin değildim. Eğer Aşk gerçek olsaydı,mutlu bir aile olurduk derdim sürekli. Eğer gerçek olsaydı, annem babamı aldatmazdı. Eğer gerçek olsaydı babam birer hatıra olarak bizi de sever,asla bırakmazdı. Birbirlerinden nefret etmezlerdi,siktiğimin Amerikan rüyasında her gün yüzerdik...

Babam, anneme çiçek falan alırdı işte.

Aşk,her daim benim için bir kandırmacadan öteye gidememişti. Biri için ağlamam derdim,

Biri için üzülmem,

Biri için beklemem.

Fakat bocalamıştım. Hem de öyle bir bocalamıştım ki ısrarla kabul etmeyi reddettiğim birçok şeyi gözüm görmeden kabulleniyordum. Chan'la Felix'in kardeşlik namına hiçbir bağlarının olmadığını kabullenmiştim. Seungmin'in Felix'e ulaşmak için beni kullandığını kabul etmiştim, onu uyarmak için geldiğini ve en sonunda kafama sıkmak için bana yaklaştığını kabullenmiştim. Yıllar önce, Felix'in Japonya'dan kaçtığını ve en başından beri tehdit edildiğini kabullenmiştim. Adı Jisung olan çocuk olmasaydı Seungmin'in ikna olmayacağını ve yerde aptal bir kurşundan öte tebeşirle çizilmiş kendi silüetimin olacağını kabullenmiştim.

Ondan önce eğer fırsatı olsaydı bunu Felix'in yapacağını kabullenmiştim.

Felix'i unutamayacağımı,

Asla atlatamayacağımı,

Ve ona geri dönülemez bir biçimde aşık olduğumu kabullenmiştim.

Haftalar önce açıklamışlardı birçok gerçeği. Felix'in beni Jungwaa'nın karavanına bıraktığı,

Ve henüz dönmediği geceden itibaren her şeyi anlatmışlardı.

Felix'in yapamadığını yapmışlardı.

Çünkü uygun bir an hiçbir zaman gelmedi.

Changbin vardı,Jisung ve Yeonjun denen çocuk bile vardı. Çok basitti. Onlar için tüm bu boktan şeyleri anlatmak ,hayatlarının akışında olan bir şeymiş gibiydi. Noktaları olmamıştı,hatta virgülleri bile olmamıştı. 'Geç bile kaldık' demişleri üstüne üstlük.

Bunları anlatmak için geç bile kaldık.

Geç kaldıkları şeyler çok fazlaydı. Tıpkı şu andaki gibi. Garaj kapısına yapışmak için de çok geç kalmışlardı. Kaç dakika olmuştu bilmiyordum fakat parmak boğumlarım artık görmezden gelemeyeceğim miktarda sızlamaya başlamıştı.

"Artık sakinleşsen mi?" Demişti Jisung suratını buruşturarak ardından yere tükürmüştü.

Ama yakalarını bir kez daha tuttuğumda umursamamıştım. "Ona ulaşmak zorundasın."demiştim dişlerimin arasından.

Ve bir kere daha vurmuştum.

Dilim tutulmuş gibiydi. Gittikçe donuklaştığımı hissediyordum. O,ağzı ve burnu kanamış bir halde,nefes nefese yerde otururken iki yanımda sıkılı bir şekilde duran yumruklarımla öylece duruyor ve ona boş bakışlarımla bakıyordum sadece. Buna alışmak istememiştim. Fakat Felix'in ortadan kayboluşuna şaşırmayı çok önceden bırakmış gibiydim. Ağlayamıyordum. Ortalığı dağıtmıyor, uzun bir süre kayda değer hiçbir tepki gösteremiyordum. Sadece doluyor,doluyor,doluyor ve en sonunda dayanamadan taşıyordum işte. Çoğu şey önemini yitirmişti. Çıplak elle bir yerleri yumruklamaktan Günlerce parmaklarımı kulanamamam önemini yitirmişti. Devamsızlığın dibine vurduğum son okul yılım önemini yitirmişti. Minho'yla olan kavgalarım önemini yitirmişti.

Reckless - 破壊者 ¦ hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin