"Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki
yoruldum dünyayı tanımaktan saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim. "
-ismet özel.°°°°
"Kayla,
canımın en içi, yüreğimin en gizli köşesinde tuttuğum biricik sevgilim...
Sana satırlarca hisler beslediğim, kelimeleri uğruna adadığım, arasına onlarca gözyaşımı sakladığım defterin son yaprağına geldiğim gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşirken buldum kendimi.Bu defter sayesinde seninle çıktığım yolculuğun son günü olduğunu biliyordum bugün, tüm yaprakları teker teker okumak geçti içimden, seninle tekrar tekrar yüzleşmek istedim.
Sana dokunmak, varlığına inanmak, gözlerinin en içine bakmak istedim.
Gözlerinde tekrar tekrar kaybolmayı diledim.
Hem de sayamayacağım kadar çok kez istedim bunu.
Ama içimden bir ses her başa döndüğümde engel oldu bana.
Bir daha yüz yüze gelemedim seninle.
Fotoğraflarına bakamaz oldum.
Senin düşünceni kafamdan silip atmak istedim.
Bu acıya kalbimin dayanamayacağı birçok anla yüzleştim.
Kafamdaki onlarca "neden?" sorusunun cevabını buldum sevgilim.
Çünkü hayat bizi en korktuklarımızla sınamaktan asla vazgeçmiyor.
Gitmen gerekiyordu, gittin.
Seni ellerimin arasında sımsıkı tutamazdım ki, sen bir kum tanesiydin belki avuçlarımın arasında, ben senin uğruna tonlarca kum tanesinin avuçlarımın arasından akıp gidişini izledim.
Ne sen geldin ne de akıp giden kum taneleri... Öylece izledim yalnızca zamanın da senin de akıp gidişini. Şimdi şimdi fark ediyorum bu zaman denen düşmanın göreceliğini, can yakıcılığını. Yavaş yavaş yeniden öğreniyorum nefes almayı, doya doya nefes almanın ne denli huzur verdiğini yeni yeni keşfediyorum. Büyümekte olan bir çocuk gibi büyük bir merakla atılıyorum her yeni hisse, merakla bakıyorum yarına, bundan beş dakika sonrasını düşünmek yerine bu beş dakikayı yaşamaya çalışıyorum ben şimdilerde.Senden sonrası koca bir yas bulutu sevgilim, senden sonrası acı, senden sonrası hüsran, senden sonrası koca bir buhran. Acının en saf hali yüreğimin tüm girinti çıkıntılarını, içeride bulunan tüm kırıkları birer birer doldurup canımı tarifsiz bir acıyla sarsarken ben nefes almaya çalışan zavallı bir kızdım Kayla. Bana nefes veren ilk durağa tutuldum kaldım. Bunun için senden özür dilemeli miyim bilmiyorum. Tek demek istediğim koca bir teşekkür, sen büyük bir teşekkürü hak ediyorsun bu vedada. Belki ben bencildim, belki sen beni çok sevdin. Kusurlarımız vardı sevgilim, bizi biz yapan tüm kusurlarımızla tamamladık, sevdik birbirimizi. Öylesine çok sevdik ki aşktan birbirimizi göremez olduk belki de, sakladık birbirimizden acılarımızı, sakladık ki üzmeyelim birbirimizi. Ah Kayla ne çok hatalar yaptık biz... Hataların acısına sığınıp ne çok yalnızlaştık! Yalnız kalıp öldürdük birbirimizi, yalnız kalıp uzaklaştık evimizden. Sen benim evimdin, evimin tek sıcak tarafıydın, sen varken üşümek ne bilmezdim ben... Şimdi öyle çok üşüyorum ki Kayla, en çok da ellerim üşüyor biliyor musun? Şimdi tutsan ellerimi, buradayım ben gitmedim hiçbir yere desen... Tüm ev, tüm bedenim nasıl da ısınır, yeniden doğarım bu dünyaya, yeniden açarım gözlerimi bu evrene. Ama olmayacak şeylerin peşinden kapılıp giden, hayallerde yaşamı arayan o kızdan çok uzağım artık ben, seninle beraber öldü o kız, seninle beraber gömdüm toprağa, seninle beraber veda ettim ona. Geriye gerçeklerin canını yaktığı, güçsüz ve yorgun bu kız kaldı işte, her şeye rağmen gülümseyerek son bir mutluluk amaçlayan Asel. Sahi Asel'den geriye ne kaldı bilmiyorum bile, bunları düşünmek de yoruyor beni doğrusu. Bazı şeyler urgan olup boynuna geçiyor, sen onları düşündükçe boynuna daha da yerleşiveriyorlar, ben de saldım ipin ucunu, bıraktım öyle derin derin düşünmeyi, nefes almam gereken son bir durak var çünkü sevgilim. Görüyorsun hayat işte, sana kim olduğunu dahi unutturuyor.
Ama son bir şarkı var, son bir kitap daha, son bir film, son bir şiir belki... Söylenecek son bir söz, mırıldanacak birkaç dize daha var... Bunlar son sözlerim Kayla, bu dünyaya yerleşecek, kimsenin bilmeyeceği, okumayacağı, haberinin bile olmayacağı birkaç söz. Yine de söylemesem içime sinmeyecek işte, söylemesem bir şeyler eksik kalacak, söylemesem hayat bana sırtını dönüp bir daha yüzüme gülemeyecek. Bunu bir daha kaldırabilir miyim Kayla? Kaldıramam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kabus.|gxg
Short Story"sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor; o'nun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki gülüşü, belki duruşu, belki merhameti, belki utangaçlığı, belki mütevaziliği, belki iyiliği, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor."