sen artık bu kitapta:
noktaları,virgülleri,satırları taşımıyorsun.
sen artık bu kitapta koşmuyor, bağırmıyor,alnını kaşımıyorsun.
sen artık bu kitapta yaşamıyorsun.°°°°
"bilemiyorum ondan önce ben kimdim? Ondan önce hayatı neyin umuduyla yaşıyor, her sabaha hangi hevesle uyanıyordum? İnan hiçbirini hatırlamıyor ya da bilmiyorum. Ondan önce bir hayatım yokmuş, ondan önce ben yokmuşum, sanki Asel diye birisi bu dünyaya hiç gelmemiş gibiydi. Beni ben yapan o, beni hayata bağlayan kendisiydi.
Şimdi ben yine kim olduğumu bilmiyorum, kendimi kaybettim ve bu arayışın içinde yok oluyorum. Beni anlıyor musun doktor?
Sanki ben yine yok oldum.Kayla hiç olmamış gibi değil de sanki ben hiç varolmamışım gibi hissediyorum. Ben sadece onunlayken vardım... "" Ben... "
"Kimse yoktu doktor.Yanımda kimse yokken o buradaydı. Herkes gitti, herkes bir bir beni terk etti o buradaydı.Herkesin bana ümitsiz bakışları ardında o bana umutla bakan tek insandı.O tekrar tekrar,bıkıp usanmadan burada yanımda beni bekledi.
Ama ben ne aptalım ki onun gözlerimin önünde eriyip bittiğini göremedim. Ben o kadar bencildim ki onun kendini öldürebilecek kadar umutsuz kaldığını fark edemedim.
Onu umutsuz bırakan bendim,yoruldu ve gitti. "Doktor konuşmayı bölmemek adına Asel duraksasa dahi bekledi, devam etmeliydi.
Kızın kendini toparlamaya olan bu çabasını elbette ki fark ediyordu.
Ayağa kalktı ve boş bardağa su doldurup nazikçe önüne bıraktı.
Asel sudan birkaç yudum alıp devam etmek için yine odak noktasını onu izleyen kadına çevirdi.
Bir süre susup beklediler."O son gün, onu son kez gördüğümü bilmediğim o iğrenç günde aptalca bir şey yaptım.Sırf ona biraz sinirliyim diye o evden ona son defa sarılmadan çıktım.Yanıma geldi, hafifçe tebessüm etti, içi buruktu ama ben göremedim.
Gitmeden bir defa bileğimi tuttu kendimi çektim, veda etmek istedi ama ben anlayamadım.
Ben o kadar aptalım ki onun sessiz çığlıklarına bir kez olsun yanıt veremedim. ""Eğer Kayla burada, bu odada olsaydı ona şuan ne derdin Asel. Ona veda şansın olsaydı ne yapardın?"
Asel soru karşısında affalladı, dolu gözlerini odanın içinde gezdirdi, yanındaki tekli koltukta duraksayıp gülümsedi. Kayla belki orada, onu dinliyor olabilirdi eğer ona engel olabilseydi.
Sahi o zaman buradada olmazlardı ki.
Kayla ona kitap okuyor olurdu belki ya da güzel bir akşam yemeğinden sonra oturmuş kahvelerini içiyor bir şeyler tartışıyor olurlardı. Kayla şövalenin başına geçerken Asel yine onu izliyor olurdu belki.
Ama şimdi o yoktu ve bu genç kız onun yokluğunun tarifi imkansız sızısıyla boğuşmak zorundaydı."Bana bir gün kendi bahçeni kendin yapacak, o güzel çiçekleri güzel ellerinle sen dikeceksin demiştin.
Sen bunları bana ben ağlarken ve her şeyin bittiğini düşünürken sarılarak söylemiş, gözyaşlarımı ellerinle usulca silmiştin -kız gülümsedi- ben şimdi o bahçeyi kendi ellerimle, kendi çabalarımla yeniden kuruyorum Kayla,ama sen bunları söylerken o bahçenin en güzel çiçeği olacağını hayal ettim ben ve sen olmadan bu bahçe asla tamamlanamayacak.
Ben o kadar yorgunum ki. Ağlamaktan, düşünmekten, seni beklemekten.
Seni o hastane koridorunda kaybettiğimi öğrendiğim andan beri hala kabullenemediğim o soğuk gerçekle hala yüzleşemiyorum işte.
Sanki hala bir gün posta kutumuza senin faturaların düşecek,sanki hala yatağa yattığımda nefesin omzumda.
Ben mutfakta ikimize yemek hazırlarken sen beş dakika sonra işten gelip ellerinde çiçekler kapıda öyle dikilip beni izleyeceksin, benim yine yanaklarım kızaracak, utanacağım.
Sen benimle uğraşacaksın.
Koltukta hala yerin boş,yemek masasında karşımda duran sandalyeyi hiç kaldırmadım,tabaklarımız hala aynı yerinde,kıyafetlerini dolaptan çıkarmadım bile ,yatak hala çift kişilik Kayla. Belki bir gün gelirsin diye.
Ne kadar da boşa umut ediyorum değil mi?
Sen hep derdin zaten bana.
'Bazen boşa çabaladığını bile bile kendini yoruyor, her defasında bunu yapmaktan kaçınmıyorsun. Biraz gerçeğe dön Asel.'
Şimdi gerçek bana senin beni bıraktığın zamandan daha da uzak, daha da korkutucu.
Ve ben tüm bu gerçeklikten daha korkunç bir şey öğrendim yokluğunda.Senin de sevdiğin şairin dediği gibi:
"Hayatla ilgili öğrendiğim şeyleri iki kelimeyle özetleyebilirim;devam ediyor."
Hayat devam ediyor Kayla ve ben devam etmek zorundayım. "°°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kabus.|gxg
Short Story"sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor; o'nun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki gülüşü, belki duruşu, belki merhameti, belki utangaçlığı, belki mütevaziliği, belki iyiliği, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor."