"asla yaşanılmayacak bir hayata duyulan özlemle kolay kolay baş edemezsiniz."
°°°°
"Ne sıklıkla devam ediyorlar?"
"Her gece,uyuduğum her an. Takip etmiyorum artık."
Kız tedirgin ortamın içinde koltukta hafifçe kıpırdandı.
Burayı artık sevmiyordu,ona yardımcı olmaktan çok onu ürküten bir havası vardı burasının.Odanın boğucu bir havası yoktu belki de, fakat buraya gelme nedeni de pek iç açıcı değildi elbette ki.
Zaten bir yeri bize itici yapan oraya geliş nedenlerimiz değil miydi?
Evimizi severdik mesela, çünkü bize ait özel alanımız,tek başımıza kalabildiğimiz kalabalıktan uzaklaştığımız bir yerdi, bize aitti.
Hastanelerden nefret ederdik. Sıkıcı koridorlardan,aptal bekleme salonlarının dekorasyonlarından mı?
Hayır, bu tamamen oraya gidiş amacıyla alakalıydı.Belki hastalığın belki de ölümün verdiği korkunun nedeniydi.
Benim şuanda burada bulunmam da 3 senedir olduğu gibi sadece acılarımı bana hatırlatıp durmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu. Ve bu oda bu yüzden üzerime doğru gelen duvarlarıyla bana yalnızca buradan bir an önce çıkma isteği uyandırıyordu.Adının Alya olduğunu bildiğim kadın ellerini masaya dayayıp bıkkınlıkla saçlarını karıştırdı.
Güzeldi...
Tartışmasız bir güzelliği vardı.Herkes tarafından kabul edilebilirdi belki de.
Ona hiç bu kadar dikkat etmemiştim çünkü o da tıpkı bu oda gibi bana sadece huzursuzluk veriyordu.
Konuşmak için dudaklarını araladı ve gözleri seans boyunca olduğu gibi tekrardan beni buldu."İlaçlarını neden içmiyorsun Asel?"
Stresle dudağımı ısırdım,yalan söylemekte berbattım ve bunu beni tanımasanız bile her halimden anlayabilirdiniz.
"Çünkü..."
"...çünkü birkaç günde yine geçtiğini sanıp ilaçlarını bıraktın ve tekrardan artmaya başladığında da bunu başka bir nedene bağlayıp rahatsızlığını unutmak istedin."
Düşüncelerimin hepsi kadının dudaklarından dökülürken ne kadar da çocukça düşündüğümü fark etmiştim.
Ama bunu yapmak iki üç gün dahi olsa beni iyi hissettirmişti işte."Asel yalnızca farkında değilsin,o ilaçlar sana iyi geliyor. "
Başımı ellerimin arasına alıp stresle geriye doğru götürdüm.
"Asıl siz anlamıyorsunuz.Onları içtiğimde ölü gibi hissediyorum.
İyi gelmektense beni yavaşlatıyor, içten içe bitiriyorlar sanki.""Bak Asel, yaşadığın şeyleri biliyorum.
Senin ne kadar güçlü olduğunu da görüyorum. Belki başka bir hastam olsa bu kadar yol kat edemezdim bile fakat sen artık önümüze engeller koyuyorsun. Anlıyorum travmatik bir olay yaşad..."Hızla sözünü yarıda kestim.
"Bunu dile getirmeyin,hatırlamak istemiyorum."
O an kadının gözlerinde gördüğüm değişik bir duygu vardı sanki. Dediklerimin ardından yüzünde oluşan buruk bi tebessüm ve belli etmemeye çalışarak tekrar döndüğü siyah kaplı defteri.
Hareketlerini ezberlemiştim artık.
Odaya girerdiniz ve size güven verici bir gülümsemeyle karşılık verirdi.
Koltuğa otururdunuz her daim masadaki suyu yeniler, arada kalkar heyecanla sizi dinlerdi.
Göz temasını asla kaçırmazdı ve bu size güven verirdi.
Bazen seansı yarıda durdurup bambaşka şeylerden konuşup sizi rahatlatmaya çalışıyor sonra tekrardan size dönüyordu. Bu biraz normal bir arkadaşınızla dertleşiyormuşsunuz havası yaratıyor
ve size iyi hissettiriyordu.
Heyecanlanınca önüne düşen saçları kulağının arkasına atar,sizi dinlerken tam olarak gözlerinizin içine bakardı.
Size sizin hakkınızda bir şeyden bahsedecekken kaşının altını kaşır o zaman biraz tedirgin olduğunu anlardınız. Verilecek tepkilerden her daim biraz da olsa korkardı.
Ve şimdi de uzun seansların sonunda ilk defa onda bunu görmüştüm.
Bu bakışı.
Ve bu bakışı uzun zaman anlamlandırmaya çalışacaktım tıpkı önceki hareketlerini düşündüğüm gibi.
Kafasını defterden tekrar kaldırdı."Bir şeyleri kabul etmelisin artık, ama biz seninle hala geçmişi geçmişte bırakamıyoruz."
"Hayatıma isteyerek aldığım tek insanı istemeden kaybettim ve ben bunun acısını dünde bırakıp yarına bakamam, bu hep benim içimde bir yerlerde yaşayacak ve beni bırakmayacak bir his."
"Zihninden bir an olsun atamaz mısın Asel,neden çabalamıyorsun? Uyurken bile kabuslarında bunun acısıyla yüzleşmekten yorulmadın mı?"
"Kabuslar ondan önce de vardı, onun gidişi yalnızca bunu tetikledi."
'Onun gidişi...' onun ölümü bile diyemiyordum, kabullenmek ve bunu dile getirmek o kadar zordu ki benim için. Hala bir umutla döneceğine inanıyordum çünkü.
Tam bir umutsuz vakaydım ve bu kadın benim için hala çabalıyordu.Saate baktığımda artık seansın bittiğini anlamıştım.
Usulca koltuktan kalkıp karşımda oturup hareketlerimi izleyen kadına elimi uzattım.
Bu hareketime gülüp o da ayağa kalktı, masayı geçip yanıma yaklaştı.
İlk defa aramızda koca bir masa değil sadece birkaç adım uzaklık vardı.
Yüz hatlarına yakından baktığımda bir kez daha tartışılamayacak bir güzelliği olduğunu tasdiklemiştim.
Hala yüzündeki gülümsemesiyle ona doğru uzattığım elimi tuttu ve bu samimiyetsiz yaklaşımıma karşılık verdi.
Sonra asla beklemediğim ve sanırım hiçbir hastanın da doktorundan beklemeyeceği bir şey oldu, kadının kolları bir anda bedenimi sardı.
Ve seansın sonunda üç yılın ardından ilk defa birisine sarılmanın özlemiyle yalnızca ona karşılık verebilmiştim.°°°°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kabus.|gxg
Short Story"sonra birden birisi hayatımıza giriveriyor; o'nun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki gülüşü, belki duruşu, belki merhameti, belki utangaçlığı, belki mütevaziliği, belki iyiliği, içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor."