-9-

211 27 17
                                    

"-Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
-Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın."

°°°°

Uçuruma doğru tek ayağını salladı, elleri cebinde, bedeni yumuşak çimlerle buluşmuşken bu ona 5 yıl öncesini, Kayla ile buraya gelişlerini hatırlattı.

Tam bu şekilde buraya uzanmış o kadını izlerken Kayla da ona kitap okuyordu.
Arada dönüp Asel'in yüzünü inceliyor, hiç unutmamak adına hafızasında onu tekrar tekrar resmediyordu.
Kadife sesi cansız ve sessiz sözcüklere can verirken Asel tekrardan büyülenip uzaklara dalıyordu.
Ağacın kenarına yer edinmiş papatyalardan yaptığı ufak taç kadının kısacık sarı saçlarının üzerinde baharın en güzel halini yansıtıyordu sanki.

Asel ona baktıkça huzur buluyordu.
O, onun yüzü, onun sesi, onun bakışı...
Her şeyi büyülüydü sanki, insanı mest eden bir hali vardı.
Baktıkça bakası geliyor,onu izledikçe yeniden seviyor, her bir karışını bilmek istiyordu.
Sonra Kayla kitabı bir köşeye bırakıyor, kurumuş dudaklarını ıslatıyordu.
Gülümsemesi yüzünden eksilmeden kızın ona bakan hayran olmuş gözlerinden öpüyor, saçlarını okşuyordu.

Arkasından gelen sesle bu düşüncelerden sıyrılıp sese doğru yöneldi.

"Yine ne düşüncelere daldın acaba?"

Gülerek söylenen bu sözlere kız da tebessüm etti.

"O kadar zamandır hala alışamadın herhalde bu hallerime doktor?Ben hep düşünürüm, dalar giderim uzaklara."

"Bilmez miyim Asel, senin hakkında bildiğim tek bir şey varsa o da kendi düşüncelerinde kendini ne denli boğduğundur." "

Alya elindeki örtüyü çimlere doğru serip üzerine de minik hasır piknik sepetini koydu.
İçinden çıkarttığı şeyleri düzenlerken ona şaşkın gözlerle bakındı kız.

"Bu kadar hazırlığa gerek var mıydı gerçekten?"

"Sonuçta bu bizim hastanede dışındaki ilk bir araya gelişimiz sayılır, değil mi? Biraz özen göstermek istedim."

"Seni tanımak değişik olacak Alya."

"Kendimden bahsedeceğimi kim söyledi, bu yalnızca bir arkadaşlık adımı.
Üzüleceksin belki ama yine senden konuşacağız,bir seans olarak düşünebilirsin,alt tarafı mekan değişikliği yani."

"Ben de seni tanımak istiyorum.Hem iş saatlerinden birinde olmadığımıza göre bu bir seans falan değil."

Kız kadının uzattığı sandviçten büyük bir ısırık alırken Alya sarı saçlarını tedirginlikle karıştırdı, kendinden bahsetmeyi seven birisi değildi,özellikle de hastalarına karşı bunu yapmak etik bir davranış değildi ona göre.
Ama Asel de farklı bir enerji vardı sanki, kadın tüm sorunlarını geride bırakıp kızın gözlerine baktığında huzur buluyordu.
Bu hissettiği güven sayesinde belki kendisi hakkında biraz olsun konuşabilirdi.

"ilginç bir insan değilim. Merak edeceğinden daha az şeye sahibim, buna emin olabilirsin."

"Gizemli doktorumuza bak sen..."

Şakayla karışık söylediği bu şeye ikisi de gülmüştü.

"Bana artık doktor deme lütfen, buraya arkadaşça bir şeyler için geldik, değil mi?"

"Daha iki dakika önce bunu bi seans olarak düşünebilirsin dedin."

Kadın yakalanmış bir tavırla ellerini havaya kaldırıp güldü.

"Pekala düzeltiyorum, arkadaşça bir şekilde istediğini sorabilirsin. Mutlu musun şimdi?"

Asel'in yüzünde zafer kazanmışcasına bir tebessüm belirdi.
Çoktan bitirdiği şeyin çöpünü sepetin içine fırlatıp eski konumuna döndü ve çimlere uzandı.
Alya ise onu oturarak izlemeyi tercih etmişti.
Kızın gözleri gökyüzünde, Alyanınkiler ise Asel de, öylece sustular bir süre.
Soruyu ilk yönelten Asel oldu.

"Hiç bir yakınını kaybettin mi mesela sen de?"

Alya'nın yüzündeki tebessüm bir anda silindi, gözleri kızın hizasından denize çevrildi.
Rahatsız olmuş gibi bir tavrı vardı ve avuç içlerine batan tırnakları bu tedirginliğe hiç de yardımcı olmuyordu.

"Evet."

"Kimi?"

"Kız kardeşimi."

İkisi de bir süre sadece birbirlerine bakıp sustular, ölüm sessizliği denilen bu sessizlik neden bu kadar ıstırap veren baş ağrıtıcı bir şey olurdu?
Sessizliğin de baş ağrıttığını uzun zamandır biliyordu kadın, hayat bazı şeyleri siz isteseniz de istemeseniz de size zorla öğretmeyi seviyordu.
Ve siz de düşe kalka mecburen bazı şeylerin farkına varıyordunuz.

"bu konu üzerinde konuşmayı pek sevmem, başka bir şey sorabilir misin? "

Asel anlayışla başını salladı ve konuyu düzeltmek için ortaya bambaşka bir soru attı.

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun? Uzun zamandır görüşüyoruz sonuçta."

Kızın bu meraklı tavrına tebessüm edip sahte bir bilmişlikle tek kaşını kaldırdı.

"Ne düşünmemi isterdin?"

Asel sessiz kalınca kadın devam etti.

"Kendinin farkında olmayan fakat olsa çok güzel şeyler başaracak genç ve zeki bir kadın olduğunu düşünüyorum.
Her şeye rağmen o koca enkazın altından bana bakıp gülümsediğinde cidden ne kadar güçlü olduğunu görebiliyorum.
Bunu bir doktordan öte arkadaş olarak söylüyorum.
Gücünün farkına vardığında cidden acılarınla daha da kolay yüzleşebileceksin. "

Asel birisinin ona güvendiği hissinin vermiş olduğu mutlulukla yerinde doğruldu ve kadına biraz daha yaklaştı.

"Bana bunları söyleyen yalnızca ikinci kişisin ve bu benim için ne kadar değerli tahmin edemezsin."

Alya'nın gözünün altındaki çukur belirginleşirken Asel bir anlık heyecanla kollarını kadının boynuna doladı ve bir süre yalnızca kokusunun verdiği huzurla gözlerini kapattı, bu koku ona yuvasında hissettirmişti.
Hiç sahip olmadığı yuvasında...

Çok geçmeden Asel'in de belinde hissettiği ellerle ikili uzun bir süre öylece kaldı sadece.
Sarılmak seni seviyorum demenin yahut yanında olduğunu göstermenin en doğal ve saf haliydi.
Hiçbir kelimeye ihtiyaç duymadan, düşüncelerini dile getirmeye dahi gerek duymadan gösterilen en özel sevgi gösterisiydi.

"Biliyor musun Asel? Biz belki de birbirimizin hayatındaki boşlukları doldurup o boşlukların girinti çıkıntılarını kapatmak için bir araya gelmişizdir.
Biz belki de birbirimizin eksik hissettiği yanlarızdır."

"Alya...belki de tamamlıyoruzdur biz birbirimizi.
Kim bilir?"

°°°°

kabus.|gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin