Final

13.1K 939 2.5K
                                    

The Beatles
In My Life (1965)

Final

      Dışarıda hava kararmak üzereydi. Evin bütün ışıkları henüz açılmadığından içeride loş bir hava vardı. Yaz aylarında olmalarına rağmen ülkenin en kuzeyindeki yüksek dağlardan birinde oldukları için dışarısı serindi. Gün boyu yanmakta olan ve odunları yenilenmiş şöminenin ısıttığı eve; mutfakta pişmekte olan yemeğin iştah açıcı kokusu yayılıyordu.

      Yemeği son kez kontrol ettikten sonra tencerenin kapağını kapatan Harry, arkasına döndüğünde havada süzülen tabaklarla karşılaştı. Başını yan tarafa çevirdiğindeyse Draco'yu gördü; sırtını duvara yaslamış halde asasını kaldırmış, büyü yardımıyla tabakları masaya taşıyordu. Bu görüntü Harry'yi elbette şaşırtmadı.

      "Ellerini kullansan ölmezsin, biliyorsun değil mi?"

      "Ellerimi başka amaçlar için kullanmayı tercih ederim," dedi Draco ciddi bir ifadeyle. "Bir akşam yemeği için neden bu kadar uğraştığını anlamıyorum."

      Draco'ya yaklaşırken, "Bir düşüneyim," dedi Harry. "Misafirlerimiz geleceği için olabilir mi?"

      "Weasley ve Granger misafir sayılıyor mu gerçekten?"

      "Neredeyse bir aydır görüşmediğimiz düşünülürse, evet?"

      Savaştan sonra Harry ve Draco biraz yalnız zaman geçirmenin iyi olacağına karar verdikleri için dağ başındaki bu eve yerleşmişlerdi. Aynı şekilde Ron ve Hermione de bu zamanı kendilerine ayırarak değerlendirmişlerdi. Ancak artık buluşmanın vakti gelmişti.

      Tabakların masaya yerleşmesini sağladıktan sonra bardakları taşımaya başlayan Draco, "Tamam," diye cevapladı. "Elimden geleni yapıyorum işte."

      Gülümseyerek Draco'nun önünde duran Harry, "Yapıyorsun," diye cevapladı, "ve bu hoşuma gidiyor."

      Draco'nun bakışları bir anlığına havadaki bardaklardan Harry'nin yüzüne kaydı. "Öyle mi?"

      "Öyle," diye cevaplarken hafifçe Draco'ya yaslandığında ve dudaklarına yaklaştığında Draco'nun nefes sesini takiben bardakların kırılma sesi duyuldu. Harry, Draco'nun bu anlık karmaşasına hafifçe gülümsedi ve dudaklarıyla buluştu. Küçük ama etkili bir öpücüğün ardından geri çekildiğinde karşılaştığı gülümseme Harry'nin favori manzaralarından biriydi.

      "Acaba," derken kollarını Harry'nin beline doladı Draco, "sonra gelmelerini falan mı söylesek?"

      Harry cevap vermek üzereyken kapı çaldığında, "Artık çok geç," diye cevapladı ve uzaklaşmayı denedi. Ancak Draco izin vermemiş, beline daha sıkı sarılmıştı.

      "Çalar çalar giderler."

      Harry sakince, "Mümkün," diye cevapladı. "Ama şimdi ne yapacağımızı söyleyeyim."

      Yüzünde masum bir gülümsemeyle, "Hmm?" diye karşılık verdi Draco.

      "Gidip kapıyı açacağız ve sen bütün kibarlığınla karşılayacaksın, nasıl olduklarını soracaksın, gece boyu somurtmayacaksın-"

      "Anladım, tamam, yeterli."

      Draco'nun dudaklarından bir öpücük daha kaptıktan sonra sırıtarak geri çekildi Harry. Sonra arkadaşlarını karşılamak üzere kapıya ilerlediler. Harry kapıyı açtığında ve en yakın arkadaşlarının gülümseyen yüzleriyle karşılaştığında içine sımsıcak duygularla dolduğunu hissetti.

Shadow of Love | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin