Bölüm 14 | V

12.1K 1K 2K
                                    

Isak Danielson
Losing Me (2015)

      Aradan üç hafta geçti ve bu süreçte Harry, Draco ile sadece iki kez görüşebildi. Günleri tahmin edebileceğinden çok daha yoğun ve karmaşık geçiyordu. Ron'un Quidditch antrenmanlarında ona yardımcı olmalıydı. Bir yandan da Hermione'nin teklifi kafasını kurcalıyordu. İsteyenlere savunma dersleri vermesinin iyi olacağını söylemişti. Kendi dönemlerinde bunu ondan daha iyi yapabilecek başkasının olmadığını, diğer öğrencilerin de kendilerini savunmayı öğrenmeleri gerektiğini söylemişti. Harry, diğerlerinin bunu kabul etmeyeceğinden emindi. Voldemort'un döndüğü konusunda hala inanmayanlar olduğunu biliyordu. Kimsenin karşısına geçip 'size ders vereceğim' falan diyemezdi. Diğer yandan da eğer yapabileceği, faydalı olabileceği bir şeyler varsa yapmak istiyordu. Çünkü onların faydalı bir şeyler öğrenmeyeceklerinden emin olan Umbridge, varlığı yetmezmiş gibi Yüksek Müfettiş olarak atanmıştı. Bunun iyiye işaret olmadığını biliyordu.

      Bu şekilde geçen üç haftanın sonunda, ilk Hogsmeade gezisinde Hermione güvendiği herkesi Domuz Kafası'nda topladı. Harry için pek de rahat geçmeyen konuşmaların ardından hepsi Harry'nin onlara ders vermesini kabul etmişti. Hatta bunu kalıcı hale getirmek için kendilerine isim bile koydular: Dumbledore'un Ordusu. Böylece önemli bir şey yaptıklarının bilincinde olacaklardı. Kendilerini savunmayı, gerektiğinde saldırmayı öğreneceklerdi ve yeri geldiğinde Voldemort'a ya da onun yancılarına karşı kullanmaktan çekinmeyeceklerdi. İşte o gün Harry için yeni bir dönem başladı.

      Eğer bir savaş olacaksa... Savaşacaktı. Arkadaşlarının yanında, arkadaşları için... Ailesi olarak gördüğü kişiler için sonuna kadar savaşacaktı. Tıpkı anne ve babası gibi... Tıpkı Sirius ve Remus gibi.

      Sonraki günlerin her biri, öncekinden daha heyecanlı geçmeye başladı. Kimseye, özellikle kurbağa suratlıya bir şey çaktırmamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. İhtiyaç Odası'nda toplanıyor, var güçleriyle çalışıyorlardı. Bakanlık ve Umbridge'in bütün negatif kararlarına rağmen pes etmeye niyetleri yoktu.

      Çalışmalar başladıktan sonra iki hafta boyunca Harry, Draco'yla görüşemedi. Draco'dan birkaç kez saat kulesinde olacağına dair notlar almış olsa da buluşmalara gidememişti. Dumbledore'un Ordusu'yla olan buluşmalar hep uzuyor, ortak salona döndükten sonra kaçmak imkansız hale geliyordu. Son buluşmalarında 'yarım saat' kuralını yeniden getirdikleri için biraz daha iyi hissediyordu. Onu bekletmek istemiyordu. Kaçırdığı buluşmalarda yarım saatten fazla beklemeden gitmiş olmasını umuyordu. Ancak Draco elbette kuralı umursamıyor, sabrı tükenene kadar bekliyordu. Neler döndüğünü bilmediği için sinirleri her geçen gün biraz daha bozuluyordu.

      İki haftanın sonunda Harry, nihayet buluşma yerine gidebildi. Yine geç kalmak üzere olduğundan deli gibi koşmuştu ve nefes nefeseydi. Neyse ki Draco hala oradaydı.

      "Üzgünüm," dedi Harry, telaşla. Merdivenleri çıktıktan sonra nefesini kontrol etmeye çalışarak Draco'ya sarıldı. Önce karşılık alamadı. Bakışlarıyla ve yüz ifadesiyle buz gibi olan Draco, öylece dikiliyordu.

      "Sonunda beni hatırlayabildin," dedi, sitem edercesine.

      "Üzgünüm," diye tekrarlarken geri çekildi Harry. Sonra gülümsedi. "Uygun an yakalayamıyordum."

      "Öyle mi?" diye sordu merakla. "Neden?"

      "Nasıl neden?"

      Draco omuz silkti. "Ne yapıyordun? Neyle meşgulsün bu kadar?"

      Harry cevap verecek oldu ama son saniye hatırladığı bir şey konuşmasını engelledi. Dumbledore'un Ordusu olarak ilk buluşmalarında adlarını yazdıkları parşömen, Hermione tarafından büyülenmişti. Üyeler dışında birine yaptıkları şeyden bahsedecek olurlarsa lanetleneceklerdi. Bu; bütün üyeleri kapsıyordu.

Shadow of Love | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin