Michael Bolton
How Can We Be Lovers (1989)Üç çocuk okul binasının çıkışına giderken koridorlarda kimseye yakalanmadıklarından emin olmaya çalışıyorlardı. Her köşede duraksıyor, birini yem olarak attıktan sonra sorun yoksa devam ediyorlardı. Bu garip taktik bir şekilde binanın çıkışına kadar getirmişti onları. Bunun ne kadar tehlikeli olduğu, dışarıda dolaşmamaları gerektiği konusunda defalarca uyarılmalarına rağmen solgun yüzlü, gri gözlü sarışın çocuk umursamamıştı. İri yarı olanlar ise sarışının her dediğini yapmaya zaten hazırlardı. Kısmen... Korkuları sadakat duygusunu gölgelemeye başladığından adımları yavaşlamış, yokluktan bir anlığına var olan cesaret ateşi sönmeye başlamıştı.
"Draco," dedi daha iri olan, binadan çıktıklarında. Gecenin karanlığına korku dolu bakışlar atarken onu durdurmak ister gibi Draco'nun kolunu tutmuştu. "Bence dönmeliyiz."
"Bence de," diye fısıldadı Goyle. Sanki nefesini bırakırken bile korku saçılıyordu içinden... Aldığı nefeste ise daha fazlası yükleniyordu ona. "Hem yakalanırsak puan kaybederiz."
Draco kolunu iri çocuktan kurtarırken, "Bir şey olmaz," diye tısladı. "Snape halleder! Potter'ın bir haltlar karıştırdığını kanıtladığım zaman bir sürü puan alırız zaten."
"A-ama Ruh Emiciler her yerde!"
"Onlar bize bir şey yapmazlar!" derken sinirlenmeye başlamıştı Draco. "Korkacak bir şeyimiz yok, yürüyün."
"Ta-tamam." Goyle ve Crabbe tam olarak ikna olmuş değillerdi ama yine de Draco'nun peşine düştüler. Okul kalesinden uzaklaşırken sürekli arkaya doğru bakıyorlardı.
"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Goyle. "Çok karanlık."
"Potty, vızıltı ve bulanıkla konuşurken duydum. Çirkin devin kulübesine gitmekten bahsediyordu." Draco her adımda içini kaplayan korku yüzünden geride kalmaya başlamıştı. Crabbe ve Goyle'un ortasında, kendini biraz daha güvende hissedecek şekilde yürümeyi sürdürdü. "Bu okul gittikçe saçmalamaya başlıyor zaten, yaralı kafaya haddini bildirmem gerekiyor artık."
"D-Draco..."
Draco ilerlemeye devam ederken Crabbe taşa takılıp dengesini kaybettiğinde ve Draco'nun koluna sıkıca tutunduğunda oldukları yerde durdular. Draco ona dönüp bıkmış bir tonda, "Dikkat etsene," diye söylendi. Crabbe ve Goyle korkuyla geri geri gidiyorlardı. "Ne?" diye sordu Draco. "Ne oldu size?"
Draco'nun arkasında, yukarıda bir şeye bakıyordu Crabbe ve Goyle. "R-ruh..." Goyle elini yukarı doğru kaldırdı.
"Ne saçmalıyorsun? Onlar bize zarar vermez de-" Draco konuşurken arkasını döndü ve kafasını kaldırıp yaklaşan Ruh Emiciler'i gördüğünde cümlesini yarım bıraktı. Korkuyla bağırmaya hazırmışçasına açıldı ağzı ama sesi çıkmadı. Geriye doğru savsak adımlar atmaya başlamıştı. "Çocuklar-" Korkuyla arkasına baktığında arkadaşlarının çoktan okula doğru koşmakta olduklarını gördü. "Hey!" diye bağırdı arkalarından. "Beni bırakmasanıza! Buraya gelin! Bekleyin beni!"
Koşarak onlara yetişmeyi düşündü ama bacaklarında güç bulamamıştı. Zar zor atabildiği birkaç adımdan sonra havanın soğuduğunu hissetti. Arkasına bakmaktan korktuğu için okula doğru birkaç adım daha attı. Ancak bir taşa bastığında ayağını burkmuş, yüzüstü yere yapışmıştı. Pes etmeden ayaklandı ve ayağındaki acıya rağmen koşmayı denedi. Başaramadı. Üçüncü adımında bir kez daha yere yapıştığında çaresizce arkasını döndü. Tepesinde dönen üç Ruh Emici nefesini kesti Draco'nun. Kalbi boğazında atıyordu sanki. Kulakları uğulduyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow of Love | Drarry
FanfictionÜçüncü sınıfta başlayan yakınlaşmadan, savaştan sonraya kadar uzanan bir aşk hikayesi... Birbirlerine tutunabilmek için kendilerini bırakmak zorunda olan Draco ve Harry'nin zaman zaman korkularına, zaman zaman dış etkenlere yenik düştüklerini görece...