Bölüm 17 | V

13.4K 1K 1.6K
                                    

MIKA & Jack Savoretti
Ready To Call This Love (2019)

      Draco buraya zaman zaman gelse de Harry'ye rastladığı olmamıştı. Hatta onun buraya uğramadığından neredeyse emindi. O yüzden şimdi Harry'yi görmek şaşırtmıştı. Diğer yandan da elinde olmadan mutlu hissetmeye başlamıştı. Harry'nin burada olması, Draco'yu özlediği anlamına gelir miydi?

      Adını duyan Harry, başını çevirip Draco'ya baktıktan sonra yavaşça ayağa kalktı. Pek şaşırmış görünmüyordu ama Draco bunu fark edemedi. Sadece yüzüne rahatça bakabilmenin heyecanı ve Harry'nin de kendisini özlediği düşüncesi arasında sıkışıp kalmıştı.

      "Malfoy," dedi Harry, sessizliği bozarak. "Burada ne işin var?"

      Draco, boşuna umutlanıp umutlanmadığını henüz çözememişti. "Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı," dedi, sakince. "Sen neden buradasın?"

      "Düşünmeye ihtiyacım vardı," dedikten sonra bakışlarını kaçırıp şöyle bir etrafa bakındı. Sonra yeniden Draco'ya odaklandı. "Yalnız düşünmeyi tercih ederim. O yüzden..." Cümlesini tamamlamadı, ne demek istediği zaten anlaşılıyordu.

      Ufak bir hayal kırıklığıyla kaşlarını çattı Draco. "Yalnız kalmak istiyorsan gidebilirsin. Burası benim yerim."

      Harry omuz silkerek, "Önce ben geldim," dedi. "Sen git."

      Draco meydan okurcasına, "İstemiyorum," diye cevapladı ve aralarında sadece iki adım bırakana kadar yaklaştı. "Beni görmekten rahatsız oluyorsan sen git. Ben böyle iyiyim."

      Harry cevap veremedi çünkü bakışlarını Draco'nun çok özlediği yüzünde gezdirmekle meşguldü. Onu görmekten rahatsız olmuyordu. Gitmek de istemiyordu. Buraya da onu özlediği için gelmişti. Uzun süredir bastırmaya, görmezden gelmeye çalıştığı özlem artık baş edemeyeceği kadar yoğundu. Onu affetmek istemediği için, daha doğrusu affedebileceğini düşünmediği için en doğru şeyin uzak durmak olduğuna karar vermişti. Ancak bu kadar başarabilmişti işte... Haritasında Draco'nun yatakhaneden çıktığını gördüğü anda buraya gelmişti. Ondan önce gelirse ve karşılaşma bir tesadüf olursa bahaneye ihtiyacı olmaz diye düşünmüştü.

      Aralarındaki sessizlik uzamaya başladığında Draco derin bir nefes aldı. "Bak," dedi, olabildiğince sakince. "Şu an gerçekten saçmalıyoruz."

      "Öyle mi?" diye sordu Harry ama neye cevap verdiğinden haberi yoktu. Ayrı bir dünyadaydı ve Draco'nun ne söylediği umurunda bile olmamıştı.

      "Öyle," dedi Draco. "Hazır buradayken konuşabiliriz, değil mi? Artık sorunumuzu çözelim istiyorum. Bu kaçma ve kovalama işine son verelim istiyorum. Seninle konuşmak için elimden geleni yaptım ama kaçıp duruyorsun. Şimdi gitmene izin vermeyeceğim. Sessizce beni dinleyeceksin."

      Draco cevap almak için duraksamıştı ama Harry sesini çıkarmadı.

      "Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu Draco, şaşkınca.

      "Sessizce dinlememi istedin."

      Draco'nun şaşkınlığı büyüyordu. "Ve sen itiraz etmiyorsun, öyle mi?"

      "Öyle," diye cevapladı Harry. "Kaçmıyorum."

      Draco bir an için ne diyeceğini bilemedi. Harry'nin itiraz edeceğini, dinlemeden gitmeye yelteneceğini falan düşünmüştü. Bu kadar kolay kabul etmesi kesinlikle beklenmedikti. Draco bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerektiğini biliyordu.

Shadow of Love | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin