Shadow of Love | Drarry

Bölüm 13 | V

Isak Danielson
Falling Into You (2015)

      Harry'nin günleri tam anlamıyla berbat geçiyordu. Voldemort konusunda arkadaşları arasında bile ona inanmayanlar vardı. Umbridge'in gelişi zaten başlı başına felaketti. Karanlık sanatlara karşı savunmaya dair hiçbir şey öğrenmiyorlardı. Bakanlık onların savaşmaya hazırlanmasını istemiyor ve bunu belli etmekten kaçınmıyorlardı. Daha ilk dersten de Harry'nin çenesini tutamaması (kesinlikle pişman değildi) ceza almasına neden olmuştu. Akşamları kaldığı cezalar yüzünden Draco ile buluşamıyordu. Ceza gece yarısına kadar uzadığından değildi ama arkadaşları onu cezadan sonra rahat bırakmıyorlardı. Önceden olsa bir yolunu bulup kaçardı ama durum her açıdan kötüyken kolayca kaçamıyordu. Görünmezlik pelerini bile fayda etmiyordu.

      Her geçen gün daha da geriliyordu Harry. Elinin üzerindeki yazı her cezadan sonra biraz daha belirgin ve acı verici oluyordu. Arkadaşlarından saklamayı bir süre başardıysa da sonunda yakalanmıştı. Arkadaşları bunu Dumbledore'a söylemesi gerektiğine inansa da Harry kabul etmemişti. Bunun Umbridge'i sadece memnun edeceğini biliyordu. Ona bu zevki tattırmaya niyeti yoktu.

      Cezanın bittiği akşam Umbridge'in odasından çıkarken bir süredir görmediği kuğu notu karşıladı onu. Harry notu yakaladı ve Umbridge'in odasından yeterince uzaklaşınca açıp okudu. Draco, gece yarısı saat kulesinde olacağını yazmıştı. Harry notu cebine koyarken kararını verdi. Ne yapıp edip gidecekti. Draco'yu görmek ona biraz olsun iyi gelebilirdi.

      Gece yarısına yaklaşırken bulduğu ilk fırsatta peleriniyle birlikte yatakhaneden kaçtı. Yokluğunun fark edileceğini biliyordu ama umursamadı. Günlerdir canı sıkkındı, yalancı muamelesi görüyordu ve savaşın yaklaştığını bildiği halde eli kolu bağlı hissediyordu. Biraz soluklanmaya, bu ruh halinden uzaklaşmaya ihtiyacı vardı. Gece nerede olduğuna dair bahane bulmayı sonraya bıraktı.

      Saat kulesinde her zamanki yerlerine ulaştığında Draco yerde oturmuş, arkasındaki taştan duvara yaslanmıştı. Harry onu görür görmez pelerini bir kenara bıraktı. Draco da Harry'yi gördüğünde hemen ayaklandı ve yanına ulaşınca bir şey söylemeden sarıldı. Buna ihtiyacı olduğunu biliyordu. Sıkı bir kucaklaşmanın ardından sessizce yere oturdular. İkisinde de, özellikle Harry'de bir tuhaflık vardı. Ruh halinin dışa yansımasına engel olmakta Draco'dan daha kötüydü.

      "Sonunda konuşabildiğimize göre," diye söze girdi Draco. "Aptallık yapmaya son vermeyi düşünüyor musun?"

      "Ne konuda?" diye sordu Harry.

      "Umbridge," diye açıkladı. "İlk derste ceza almayı nasıl başarabilirsin? Neden kafa tutuyorsun kadına?"

      Harry omuz silkti. "Hak etti," dedi. "Gerçeği görmek istemiyorlar diye susacak değilim."

      "Susmanı söylemiyorum, sadece dikkatli olmanı söylüyorum." Derin bir iç çekerek daha anlayışlı havaya büründü. "Bitti mi ceza? Ne yaptırdı?"

      "Hiç, sadece bir şeyler yazdırdı."

      "O kadar mı?" diye sordu, inanmayarak.

      Harry başıyla onayladı. "Evet, bu gece bitti."

      "Güzel, bundan sonra daha dikkatli ol."

      Harry cevap vermedi.

      "Her yerde seni konuşuyorlar zaten, biraz sakin kalmaya çalış. Dikkat çekme."

      "Ne yapayım? Köşeme çekilip Voldemort'un gelmesini mi bekleyeyim?"

      "Öyle demiyorum, sadece-"