28|Her evrende, her zamanda|final

22K 1.9K 1.8K
                                    

Kim Taehyung, hayatımda gördüğüm en etkileyici insandı.

Etkiliyordu. Kim Taehyung herkesi, etrafındaki her şeyi; her canlıyı ve cansızı etkiliyor ve kaçmak için hiçbir köşe bırakmaksızın her yerde karşınıza çıkıyordu. Onu bir kere tanıdıktan sonra bir daha eski yaşantınıza dönemezdiniz, yemin ederim bu imkansız ötesiydi; onu bir kere tanırdınız ve sonra her şey değişirdi. Her dakika onu görmek isterdiniz, her yerde yüzünü arar, sesini duymak ister, yemin ederim, nefesini isterdiniz. Kim Taehyung için ölmek isterdiniz, o sizi görmek istemediğinde; kaçıp gittiğinde ve gözlerini örttüğünde, sizi öptüğünde, kirpiklerini titrettiğinde onun için ölmek ve sonra tek nefesiyle dirilmek isterdiniz.

Dediğim gibi Kim Taehyung bir kere hayatınıza girerse, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmazdı.

Benim de olmamıştı zaten, onu ilk kez hissettikten sonra bir daha hiçbir şey tamamen eskisi gibi olmamıştı. Onun evinin kapısını gördüğümde ve içeride varlığını hissettiğimde, sonra her gün tekrar o eve gitmeyi dilemiş; tekrar tekrar siparişleri yinelemiştim. O bana ilk kez adımla seslendiğinde titriyordum, beni ilk kez öptüğünde öpüşmeyi unutmuştum ve Kim Taehyung saçlarımı ilk kez taradığında göz yaşlarım tüm iç organlarıma dağılarak her birini vaftiz etmişti. Bana ilk kez sırtını döndüğünde ise tüm günahı yeniden sırtlanmıştım.

Onu tanımadan yaşamanın nasıl olacağını bir dönem çok düşündüm, Kim Taehyung'u tanımadan nasıl yaşanır, onu yaşamadan nasıl ölünürdü? Buna verebileceğim net bir cevap yoktu, yoktu çünkü onsuz yaşamın nasıl olduğunu hatırlayamıyordum. Onsuzken ne yapıyordum, ne yiyor, ne içiyor; nerede nasıl geziyor ve kimlerle oturup kalkıyordum, bunları cevaplayamayacak kadar onunla doluydum. Kim Taehyung'un var olmadığı bir dünyada nefes almamış gibiydim, onun kollarında uyanmadığım her sabahı siktir ediyordum ve doğum günümü onu tanıdığım ilk gün ilan etmiştim. Onu gördüğüm ilk an, ilk saniye, onun güzel sırtı; ensesindeki yumuşacık saçları, karmakarışık aklı, evi ve paralarındaki boya kalıntıları.

Parmaklarımın arasındaki kalemi daha sıkı tutmaya çalışsam da yapamayacağımı anlayarak yavaşça defterin üzerine bıraktım ve sonra o defter de çekmecemdeki yerini buldu, Taehyung ve ben, ne kadar uzun süredir burada yaşıyorduk tam olarak bilmiyordum ama uzun bir süre kayıt olmam için uğraşması gerektiği, bu nedenle koredeki okulumun taksitini yatırmayı unuttuğu okulumda çoktan birsürü arkadaş edinmiş, ingilizcemi geliştirmiş ve Yugyeom'u Kore'ye geri uğurlamıştım. Tekrar gelmek için uğraşıyordu ancak sanırım evrak işi zamanını çalıyor, biraz uğraştırıyordu fakat Taehyung bir şekilde halledeceğini söylemişti. Evimizde büyüttüğümüz çiçekler renklenmiş, komşularımız bizimle kaynaşmıştı ve inanın, Taehyung yüzlerce kez bu kapıdan çıkmadan önce benden öpücük çalmıştı. Her sabah, istisnasız her sabah birkaç öğrencisine ders verdiği atölyesine gidiyor ve koşuşturarak evden çıktıktan sonra karşılaştığı komşumuzun köpeğini seviyordu.

İkimiz de son zamanlarda meşguldük ve bu hoşumuza gitmiyor desem yalan olurdu, Taehyung halinden son derece memnundu çünkü gençlere ders vermenin hoş olduğunu söylüyordu ve ben de okuldaki arkadaşlarımla takılırken son derece eğleniyordum çünkü yeni bir ortamdaydım, daha iyi eğitim alıyordum ve burada koredekinden daha iyi partiler olduğu kesindi, Taehyung böyle şeylerden hoşlanmadığı için arkadaşlarımdan bahsettiğimde yüzünğ buruşturuyor fakat sonra hevesim kaçar diye beni öpücüklere boğarak mutlu olduğunu söylüyordu. Buraya geldiğimizden beri birsürü yemek yapmayı öğrenmiştik, birlikte sürekli video izliyorduk ve bazı zamanlarda taehyung bana dikiş yapmayı öğretiyordu. Benim için bir gömlek bile yapmıştı ve sanki bu bizim için sözsüz bir anlaşmanın temsili gibiydi, o gömleği giyiyordum ve Taehyung, çıplak kalan her yerime bir öpücük bırakırken bedenimden sıyırıyordu.

Kim Taehyung | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin