6|yıldızlı gece|

25.3K 2.9K 2K
                                    

Kim Taehyung'un numarasını almamın üzerinden geçen bir haftanın sonunda, evine davet edilme şerefine ulaştığım için heyecan tüm beynimi ele geçirdiğinden koca bir aptala dönüşmüş ve kendimi kontrol edememe hastalığına yakalanmıştım.

Öyle ki, saat henüz 10.30'du ve ben kapısının önündeydim.

Aptallık ettiğimi biliyordum, bugün için sözleşmiştik ancak kesinlikle bu saat içinde değildi. Tanrı aşkına, saat henüz 10.30'du ve ben ilk defa bu saatte birinin kapısında dikilecek kadar salak olmuştum. Kapıyı çalsam, müsait olmayabilirdi ama çalmazsam da birkaç saat evin merdivenlerinde oturacağımdan sapık veya hırsız damgası yiyebilirdim. Arada kalmıştım, fakat sonra tekrar heyecanıma yenik düştüm ve parmaklarım zile kaydığı gibi üzerimdeki siyah bomber ceketi belime doğru çekiştirdim.

Kapı, öyle beklediğim gibi hemencecik açılmamış ve Taehyung geldiğim için mutlulukla çığlık falan atmamıştı. Aksine, birkaç dakika duymadığını düşündüğümden bir kez daha zile basmıştım ve Taehyung en sonunda, kapıyı açıvermiş; şaşkın gözleriyle önce yüzüme, sonra da son derece özenle seçtiğim kıyafetlerimle sarılı bedenime dikkat kesilmişti. Bacaklarında saten, gül kurusu bir gecelik altı vardı ve üzerinde hiçbir şey bulunmaması esmer teninin gölgelediği geniş göğsünü odak noktası kılmıştı. Saçları hayli dağınıktı, simsiyah tutamları karışmış; dudakları ve burnu hafifçe şişmiş, vücudunun bazı kısımlarında boyalar kalmıştı.

"Jeongguk?"

Belli ki yeni uyandığından derinleşen ve hırıltılı bir hal alan sesiyle elimi kapının eşiğine yaslama gereği duydum. Sertçe yutkunup, bana adımla seslendiği için dudaklarımı hızlıca yalamış ve "Merhaba," demiştim. "Şey, evet-Evet biraz erken farkındayım ama ben... Ah, şey, benim evimde tadilat var da... Ev arkadaşım ilgilenebileceğini söylediğinden ve ev çok gürültülü olduğundan hemen çıkmak istedim."

Tek ayak üzerinde yirmi yalan uydurabilecek biri olmamın verdiği ustalıkla hemen bir şeyler sıraladığımda Taehyung yavaşça gülümsedi ve "Hoş geldin," diye mırıldandıktan sonra kapıyı iyice araladı. "İçeri gelsene."

Dediğini yaptığım gibi ayakkabılarımı çıkarmadan içeri daldım, Taehyung kapıyı kapatmadan önce mayışmış bakışlarıyla kollarını boynuma sarmış, sonra geriye çekilip kapıyı ittirmişti. İçeriye doğru geçerken, "Üzgünüm," dedi. "Ev biraz dağınık, gece bir şeyler çizmeye çalıştım da..."

Biraz dağınık.

Taehyung'un biraz dağınık dediği evinin içine doğru adımladıkça alt dudağımı biraz biraz ısırmaya başlayınca, Taehyung yerdeki kıyafetlerini toparlamaya; belki de önceden kalmış birkaç kadın kıyafetini diğer eline aldığı sepetin içine tıkıştırmaya başlamıştı. Sakindi, sorunsuzca onları toparlayıp koltuğa oturmam için işaret edip gülümsemiş ve-Siktir, henüz fark ettiğim, göğsünün ucunda sallanan ufak halkanın etrafını umursamazca kaşımış; etrafta başka bir şey kalıp kalmadığına bakıp kontrol ettikten sonra birkaç saniye içinde diğer odaya gidip gelmişti. Hala üzerine bir şey geçirmemişti, hala çıplak bedenini görebiliyordum ve Taehyung bugün her zamankinden farklı bir halde gözlerimin içine bakarken sık sık yutkunmama; istemsizce gözlerimi kaçırmama sebep oluyordu.

"Hoş geldin," Mesajlaşmaya başladığımızdan beri aramızdan kalkan saygı ekleri ve sözcükleri beni daha da rahatlatsa da bazenleri özlüyordum çünkü Tanrım, Taehyung'un aralıklı dudaklarından çıkan her buğulu kelime ruhumu şaha kaldırıyordu.

Gözlerinde her an şehveti görür gibiydim, dudakları sanki hep, edepsiz sözler söylemek için yaratılmıştı ve elleri bedenimin her yerinde dolaşmak için vardı. Beni kıvrandırmak, her an farklı düşüncelere daldırmak için sarıyordu damarları parmaklarını ve Taehyung her seferinde bana öyle bir gülümsüyordu ki, eğer dünyadaki en büyük kalbe sahip; en tatlı ve naif insan olduğunu düşünmesem, onun beni ayartmak için bu dünyaya geldiğini düşünürdüm.

Kim Taehyung | taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin