Kim Taehyung | taekook ✔

11|ufak bir hediye ve öpücük sesleri|

Yorum isterim😡😛

Sizi seviyorum, iyi okumalarrrrr♡♡♡♡♡

Hava soğuktu.

Hava bugün, tahmin ettiğimden çok daha soğuktu ve ben yalnızca siktiğimin ince bir ceketini giyiyordum. Baştan aşağı siyah kıyafetlerimi çantama katlayarak koymuş ve çalışırken giydiğim şeyleri üzerime geçirmiştim. Saçlarım gereğinden fazla uzadığı için toplamak zorunda kalıyordum ve bu benim açımdan rahatsız edici sayıldığından, tam şu an iş yerimden çıktığım ve saçlarımdaki tokayı çekip çıkarabildiğim için mutluydum. Telefonum cebimde titriyordu ama motorsikletin kaskını kafama geçirmiş, geç kalacağımdan korkarak Yugyeom'un çalacağı kafeye doğru sürmüştüm. Her an çıkabilirlerdi, ona söz vermiştim ve eğer orada olmazsam kötü hissedeceğimden hızla oraya varıp içeri girmiş ve canlı müzik için ayrılan alt kata inmiştim.

Işıklar çoktan ayarlanmıştı, loş bir ortam oluşmuştu ve masalar sahiden dolmuştu. Belli ki canlı müzik burada iyi iş yapıyordu ve Yugyeom bu şekilde durup dururken odamın kapısını açıp içeri yeni aldığı kıyafet paketlerini fırlatıyor ve hiçbir şey söylemiyordu. Ah, Yugyeom sahiden iyi bir arkadaştı benim açımdan; şu sıralar kira için benden para almıyordu ve gerçekten üzerimdeki ceketi de dün ben eve gelmeden dolaba asmıştı. Sesimi çıkarmıyordum, elbette çıkarmazdım çünkü biz alışkındık işte, ikimizin de beş parasız olduğumuz zamanlarımızı hatırlıyordum; yokluğu çok iyi biliyorduk ve o Tanrı'ya şükür köşeyi dönüyor gibiydi. En azından onun bir şeyler yapanildiğini görmek öyle güzeldi ki, bunu izlemek için gelmiş olmak dahi gülümsememe sebep oluyordu.

Köşedeki masalarda gözlerimi gezdirirken, bakışlarım Hoseok'a denk geldi ve onu hemen bulmamın verdiği rahatlıkla yanına ilerledim; karşısındaki sandalyeye oturmuş ve oturduğum gibi hemen önündeki birayı çekip bir yudum almış, "Naber, götelek?" Diye mırıldanmıştım. Sesim duyulacak seviyeydi, duymasa da Hoseok anlamış ve gülerek "İyidir." Demişti. "Eve uğradım ama yine de senden erken geldim."

"Dükkanı ben kapattım çünkü."

"Sen sevgilinle oynaşmak için tüm gün olmayınca bile seni idare ediyorum," Şımarık bir tavırla omuz silktiği için tatlı görünüyor ve haklı konuşuyordu. Elbette haklıydı! Bazı günler Taehyung'u görmek için her şeyi onun üzerine bırakıp yok oluyor ve geldikten sonra ona hediye almak zorunda kalıyordum ama yine de; "Sanırım, sevgili değiliz." Diye yanıtladım. Sevgili miydik? Hiç bundan bahsetmiyorduk, Taehyung beni ıslak bir şekilde öpmesinin dışında kesinlike iki arkadaşın dahi yapabileceği şeyler yapıyor, bana o kadar yaklaşıyordu ve ah, bilemiyordum işte. Arkadaş olmadığımızı bilsem de hemen ilişkiyi ciddileştirmeye çalışan taraf olmak istemiyordum.

"Sikişt-"

"Hayır." Onu hızla, kafamı iki yana sallayarak kestim. Sanki biri bu soruları sorsun diye bekliyor gibiydim, hatta öyle ki, Hoseok sorusunun başını söylemesine rağmen hemen ağzımı açmış ve çoktan konuşmaya başlamıştım. "Sikişmedik ve sanıyorum ki yakın yüz yılda bunu yapmayacağız da. Sadece bir kez öpüştük! İnanabiliyor musun? Onu sadece bir kez öpmüş oldum, hatta o beni öptü. Tam bir pısırık gibiyim, sikeyim, üzerine atlamam gerekiyordu," Sinirle, Hoseok'un umursamadığı birayı neredeyse yarıladım ve yutkundum. "Beni çok zorluyor-Çok seksi, en yakışıklı sevgilim olabilir ama öyle çekingen ve beni de öyle çekingen hale getiriyor ki onu öpemiyorum bile. Bazen çok ciddi, soğukkanlı ve of, çok sert davranıyor ama bazen dünyanın en tatlı insanı. Sanırım zengin, benim gibi bir züürtle takılması nasıl hissettiriyordur acaba?"

"Beş parasız olman kimin umrunda?" Hoseok çenesini eline yaslarken burun kıvırarak söylendi. "Eğlencelisin Jeongguk, çekicisin ve eh, muhabbetin de sarıyor. Daha ne olsun ki? Paranı ne yapacaktı adam? Ya da şöyle sorayım, sen Taehyung'un parası olmasına rağmen o paraya hiç dokunabiliyor musun? Hayır. O parayla yaptığın hiçbir şey yok, sadece Taehyung'tan bahsediyorsun. Öyle değil mi?"