Bölüm-8

82.8K 4.5K 897
                                    

Bilinmeyen numara: Hayır be canımın ciğeri. Asla senden vazgeçmeyeceğim , asla senden gitmemeyeceğim.

Bilinmeyen numara: Bu kalp seni sevdiği sürece atıyor anlıyor musun? Seni sevmeyi bırakırsam nasıl nefes alayım ben? Bu resmen bana git kendini uçurumdan at demek gibi bir şey - Şimdi diyeceksin belki, at yalanı s...  diye ama gerçekten öyle -

Bilinmeyen numara: Seni anlıyorum güzelim, korkunu anlıyorum. Ama sana kendimi alıştırdaktan sonra seni bırakmak gibi bir düşüncem yok.

Bilinmeyen numara: Yani anlayacağın ömrün, ömrüm olasıya kadar benden kurtuluşun yok.

Bilinmeyen numara: Nasılsın?

Bilinmeyen numara: Öğlen ağlayarak çıktın kantinden. Korktum.

Melis: İyiyim teşekkür ederim.

Melis: Yazdıkların için de teşekkür ederim.

Bilinmeyen numara: Teşekkür edip durma, gerçekleri söylüyorum.

Bilinmeyen numara: İyi olmana sevindim, o ısırmalık yanaklarının üstündeki ıslaklık hiç yakışmadı.

Melis: Ne diyeceğimi bilemiyorum...

Bilinmeyen numara: Sevsen yeter aslında (Bu mesaj silinmiştir)

Bilinmeyen numara: Bir şey demene gerek yok.

Bilinmeyen numara: Hadi biraz uyu, bugün senin için yorucu bi gündü. Dinlen biraz.

Melis: Bazen gerçekten merak ediyorum, benim gibi biri nasıl bir iyilik yaptı da senin kadar güzel biri tarafından sevildi diye.

Bilinmeyen numara: Güzellik kalbimi hızlandırmayı planladıysan, yeterince başarılı oldun.

Bilinmeyen numara: Şu an daha fazla yazacak gücü bulamıyorum kendimde, gidip az ötede kalp krizi geçirmem lazım bb.

Bilinmeyen çevrimdışı

Melis: XŞİAKCİSLEİXKSİKİD

Melis: Şu an bu halinin çok sevimli olduğunu söylerdim ama kalbine inmesini istemiyorum mxşskfşsöwnd

Melis çevrimdışı

...

Ali ve annemin bugün evde kalmam konusunda bütün ısrarlarına rağmen 1000. Kez iyi olduğumu söylemiş ve okula gelmiştim. Öğlen okulda regl olduğumu fark ettiğimde canım sıkılmıştı.

Dünden sonra bu olacak iş miydi şimdi? Bilinmeyenle de sabah günaydın-nasılsın faslından başka konuşmamıştık.

Her zamanki yaptığım gibi okul çıkışı kütüphaneye gittim. 1 saat kadar bugün okuldaki işlediklerimize tekrar yaptım. 2 saatte test çözmüştüm ve şuan beynim sulanmıştı.

Beynim isyan bayraklarını çıkardığında kalemimi bıraktım. Gözlerim feci derecede ağrıyordu, bunda dünki ağlamamın da etkisi büyüktü. Gözlerimi dinlendiriyim deyip kafamı masanın üstündeki kitabıma yasladım ve kapanmak için direnen göz kapaklarıma izin verdim.

Ve kaçınılmaz son olmuş ben uyumuştum. Regl olduğumda kendimi halsiz hissediyodum ve fazla uyuyordum.

Saate baktığımda 9'a yaklaştığını gördüm bu beni rahatsız etmişti. Gece gece, tek başıma dışarıda sokaklarda yalnız olmak... Evim uzak değildi ama yinede huzursuzluk kaplıyordu insanın içini.

Eşyalarımı toplayıp kalktım, dışarıya çıktım ve hafif serin havayla iyice uykumun açılmasını sağladım. Canım şu an acayip çikolatalı pasta istemişti. Annem işten geç geliceğine mesaiye kalıcağına dair bi mesaj atmıştı. Ali'de beni aramadığına göre yine dışarlardaydı.

Aklıma gelelnle telefonumdan Ali'nin numarasına tuşladım.

"Alo"diye açtığında telefonu, bende neşeyle konuştum.

"Kardeşim bana çikolatalı pasta alsana"dedim yalvaran bir tonda.

"Ben dışardayım ya " diye isyan edercesine sesini duyduğum da, gözlerim dopdolu olmuştu ve istemsizce dudaklarımı büzmüştüm.

"Ama ben regl'im" dedim ağlamaklı bi seste. Bunu fark ettiğinde iç geçirdi. Her regl olduğumda çok hassas olurdum ve o da bunu bilirdi.

"Güzelim bir kaç saate işim anca biter, gelirken alıp gelsem" dediğinde, sesimdeki hayal kırıklığıyla "Peki" dedim.

"Ama... " diyen sesini duyduğumda cümlesini tamamlamadan telefonu kapattım.

Sonra yavaşça yürümeye devam ettim. Dudaklarım hâlâ büzülü ve gözlerim hâlâ doluydu. Bu regl bana yaramıyordu arkadaş, fazla duygusal olduyordum.

Nedense izleniyorum hissine kapıldım ve etrafıma bakındım ama bir şey göremedim.

İyice paranoyak olduğumu düşünüp kafamı iki yana sallayarak yoluma devam ettim.

Eve geldiğimde, kapıyı kilitle açtım. Çantamı kenara koydum ve odama geçtim. Üstümü değiştirip pijamalarımı giydiğimde rahatlamıştım, uzun bir süreden sonra giyilen rahat şeylerin verdiği his bambaşkaydı.

Solona geçip koltuğa uzanarak kanalları gezmeye başladım.

20-25 dakika geçmiştiki kapı çalındı, aynı anda telefonumun bildirim sesi doldurdu kulaklarımı. Telefonumu diğer koltuğun üstünden aldım ve mesaja baktım.

Bilinmeyen numara: Kapıyı aç bak güzelim.

Yazdığı şeylerle kaşlarımı çattım, hemen ayağa kalkarak kapıya doğru hızlı adımlarla gittim. Bir şey mi olmuştu ki?

Kapıya açtığımda ayağımın ucunda iki tane kutu gördüm. Etrafa bakındım onu görürüm diye ama yoktu, kutuları kucaklayarak mutfaktaki masanın üstüne koydum.

Acaba içindeki neydi.

Kutuları sabırsızlıkla açtığımda gördüğüm şeylerle ağzım arlandı ve yine gözlerim doldu. Regl bana yaramıyo bunu kesinlikle anladık...

Kutuların birisinde çikolatalı pasta diğerinde ise en sevdiğim çikolatalar vardı, ama ben eririm, ama ben düşerim...

Hemen elime telefonumu aldım ve yazışmalara girdim.



Düzenlendi ✔

1.55  | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin