Bölüm-13

79K 4.4K 1.4K
                                    

Aynadan kendime baktım, siyah dar bir pantolon, üstüme siyah kalçalarımı kapatan bol bir sweet giymiştim.

Kısa saçlarım vardı, omzumdan bir kaç parmak yukarıdaydı. Genellikle saçımı hep bağlardım, küçücük bir at kuyruğu olsada pek umursamazdım.

Bugün saçlarımı düzleştirip açık bırakacaktım, dediğim gibi de yapmıştım. Kahverengi saçlarım, ela gözlerim vardı. Sıradandım, herkes gibi.

Makyaj falan yapmayarak odamdan dışarı çıktım, zaten makyaj yapmayı seven biri değildim.

Bembeyaz diyemeyeceğim, ama yinede beyaz bir tenim vardı. Yüzüm makyaj yapmasamda gerçekten güzeldi. Kırmızı hafif dolgun dudaklarım ve kocaman gözlerimle sevimliydim.

Yanaklarım tombuldu ama bunun kilomla alakası yoktu, yinede tombul yanaklarım yüzüme ayrı bi sevimlilik veriyodu.

Siyah kot ceketimi ve siyah çantamıda alarak kapıda beni bekleyen kardeşimin yanına gittim. Bugün simsiyah olmak isyiyodum.

Siyah sporlarımı da giyerek çıktık dışarı. Tam dışarı çıktığımızda da taksi gelmişti. Arka koltuğa ikimizde oturduğumuzda, Ali'nin omzuna kafamı koydum ve gidesiye kadar da kaldırmadım kafamı.

Geldiğimizde onlar daha gelmemişti. Ali arayıp sorduğunda 5-10 dakikaya geleceklerini söylediler. Bizde gireceğimiz kafenin biraz yanında onları beklemeye başlamıştık. Beraber girmek istemiştim, o yüzden bekliyorduk.

Ali kolunu omzuma attığında bende o sırada AirPods'umun birini Ali'nin kulağına diğerinide kendime takmaya çalışıyordum.

Bir elim kot ceketimde, diğer elimde telefonumda müzik seçmeye çalışıyordum.

Ben telefonla ilgilenirken Ali omzumdaki eliyle kolumu hafifçe sıktığında, telefondan kafamı kaldırıp ona baktım, gözleriyle karşıyı işaret ettiğinde karşımda bize doğru gelip, bize bakan üç çift gözle telefonumu kilitledim.

Hepsinde göz gezdirdiğimde Oğuzhan da durdu bakışlarım. Onu baştan aşağı süzdüm. Biz bugün onunla fazla şey gibi olmuştuk.... Çift gibi.

O da simsiyah giyinmişti. Siyah bir kot, üstüne siyah boğazlı dar bir kazak giymiş, benim gibi siyah kot ceket almış ve siyah spor ayakkabı giymişti.

Bütün bunlara tezat olarak bembeyaz bir teni, buz mavisi gözleri vardı.

Kömür karası hafif dalgalı saçları alnına dökülmüş ve ona ayrı bir hava katmıştı. Bi erkeğe göre güzel bir burnu kızları kıskandıracak kadar güzel dolgun dudakları vardı. Tahminimce yeni tıraş olmuş yüzü kusursuz duruyordu.

Şimdi onu dikkatlice süzünce okuldaki kızların neden onun peşinde olduğunu daha iyi anlıyordum. Ceketinin kapatılmamış kısmından üstüne yapışan kazağından baklavaları belli oluyordu. Ceketini çıkardığında belli olacak kol kaslarını düşününce istemsizce yutkundum.

Hemen kafamı iki yanıma sallayarak gözlerimi çektim ondan. Çok şükür ki oda beni süzdüğü için bakışlarımı görmemişti. Aslında insanları incelemeyi pek seven bir kız değildim ama, o da benim gibi siyah giyinince süzmüştüm işte.

Her şeyimi sırt çantama koyduktan sonra yanımıza gelenlere döndüm. İpek heyecanla "Merhaba" deyip gülümsediğinde bizde aynı şekilde ona karşılık verdik. Mete bana dönüp Oğuzhan'la beni işaret ederek "Hayırdır siz anlaşıp da mı böyle giyinip geldiniz" dedi.

Omuz silktim "Tesadüf" dedim. Oğuzhan'ın bakışlarını üstümde hissediyodum ama ona bakmıyordum. Sanırım az önceki düşündüklerim için utanıyordum.

Aslında utanmak da değildi sorun, onun gibi birinin zaten bana bakmayacağını bilip böyle düşünmemdi . O okulun ve kızların gözdesi popüler çocuk, seninle ilgilenir mi sanıyorsun? diyen iç sesime hak verdim.

Kafeden içeri geçtiğimizde herkes kendine içecek sipariş etmişti.

Sohbet etmeye başlamıştık ama az önce düşündüklerimden dolayı ister istemez Oğuzhan'a soğuk davranıyordum. Bunu o da fark etmiş ve sanki bu durumdan rahatsız olmuş gibiydi.

Biraz daha sohbet ettikten sonra bowling oynamak için, bowling salonuna girdik. 5 kişi olduğumuz için tam ikişerli grup olmaktan vazgeçiyolardı ki, oynamak istemediğimi söyledim, gerçekten de istemiyordum.

Israr ettiler ama kararlılığım karşısında daha fazla bir şey demeyip oyuna başladılar. İpek ve Ali, Mete ve Oğuzhan olmuşlardı. Onları izlemeyerek etrafı inceledim uzun bir süre.

Ben ayağa kalkıp etrafımı süzmeye devam ederken,omzuma atılan kolla irkildim.

"Kız 1.55 napiyorsun sen burda?"diyip bana gülümseyerek bakan Mehmet'e baktım. Onu burada görmeye şaşırsamda bende gülümsedim.

"Hasretine dayanamadım, AVM'ye geleceğini duyduğumda hemen buraya gelip seni aramaya başladım bebeğim" dediğimde. İkimizde birbirimize ilk baş boş boş bakıp, sonrasında kahkaha attık.

Bu kahkahamız bizimkilerin dikkatini çektiği için hepsi bu tarafa dönmüştü. Mehmet beni kolunun altından çıkarmadan kalktığım yere tekrar otutturdu "Cidden neden burdasın?" dediğinde bize bakanları hafifçe işaret ettiğimde o tarafa baktı. Oğuzhan'ı da gördüğünde bedeni bariz bir şekilde kasılmıştı.

Bunların arasındaki gerginliğin sebebi neydi yahu?

"Beraber geldik, onlarda bowling oynuyordular falan işte ya" dedim. Anladım dercesine kafasını salladığında, tam bir şey daha diyordu ki yanımıza bizimkiler geldi. Oğuzhan benim yanıma sertçe oturduğun da hafif sallandım. Ne vardı bu kadar sert oturacak?

Ali yalandan boğazını temizledi. "Kardeşimi diyorum, salsan mı Mehmet?" diyerek kolunu işaret ettiğinde Mehmet'le aynı anda gözlerimizi devirdik. Bu halimiz ikimizi de güldürmüştü.

Oğuzhan'ın yanımdaki bedeninin gerildiğini ve delici bakışlarının üstümde olduğunu hissediyodum. Ne oluyordu bu çocuğa?

Mehmet yavaşça kolunu omzumdan çekti ve "Sana da merhaba Ali" dedi. Allahım neden şu an yanımdaki herkes Mehmet'i öldürecek gibi bakıyor! Hadi Ali'yi anlıyordum da diğerlerine noluyordu?

Mehmet'te bundan rahatsız olmuş olmalı ki bana dönüp "Neyse arkadaşlar beni bekler ben gideyim Melis, sonra görüşürüz" deyip yanağımdan makas almasıyla Ali ve Oğuzhan homurdandı. Ya sabır!

Gülümseyip kafamı salladım.

O uzaklaştığında, Ali'ye doğru uzanıp kafasına vurdum. Sinirle kafasını tuttuğunda tısladım "Lan olum çocuğa niye öldürecekmiş gibi bakıyorsun?" dediğimde o da aynı sinirle "Sevmiyorum" dedi.

"Sivmiyirim, bu yinede ona öyle bakmanı açıklayacak bir sebep değil" dediğimde omuz silkti. Bir hışımla geri yerime oturduğumda, kolum Oğuzhan'ın koluna değmişti,teması kesmek için hafifçe yana kaydım.

İpek'in "Ya ben acıkdım hadi hamburger yiyelim" demesiyle hepimiz ayaklandık.

Yemek için bir yer bulup, masaya oturduğumuzda İpek tekrardan ayağa kalktı "Ya benim canım şimdi pizza istedi aslında, Ali benimle pizza yer misin?" dediğinde yavşak kardeşim memnuniyetle deyip arka taraftaki Pizzacıya gittiler.

Mete ben ve Oğuzhan kaldığımızda Mete'de ayaklandı. "Kardeşim benim yandaki pideci de arkadaşım var, uzun zamandır görmüyorum. Hem pidesini yiyeyim hem de bir ona görüneyim" deyip oda kalktığında masada ikimiz kalmıştık.

Hay ben sizin ebenizi seveyim emi.

Tam karşımda benden bakışlarını hiç çekmeyen buz mavisi gözlere gözlerimi değdirmemek için her yeri ve herkesi inceliyordum ta ki;

"Melis sana bir şey mi yaptım farkında olmadan? Neden bana soğuk davranıyorsun?" diyene kadar

Hızla bakışlarım onu buldu. Ne diyecektim ben şimdi? Kendimi umutlandırmamak için sana soğuk yapıyorum, zaten sende bana bakmazsın orası da ayrı mesele mi?



Düzenlendi ✔

1.55  | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin