"Ama Oğuzhan kardişim ayıp oluyo bak" diye homurdandı Ali "Sen, benim yanımda bacımı sömürürken bir şey demiyorum, sen şurada yan yana bile oturtmuyosun ha" valla beyin hücrelerinin çoğu ölmüş kardeşim diye demiyorum ama ayda yılda ilk defa doğru bir şey demişti.
Oğuzhan biraz duraksamanın ardından ensesindeki elini sertleştirip hızla boş tarafına oturttu Ali'yi. "Ben sen miyim şerefsiz?" dediğinde bıkkın bir soluk verdim.
"Oğuzhan!" dedim uyarıcı bir tonda anlıyorum o kardeşini korumaya çalışıyordu ama o kardeşini koruyorsa bende kardeşimi korurdum. Tamam birazcık şerefsiz olabilirdi ama sevdiği kızı adam gibi sevebilecek kadar şerefliydi.
Buz mavileri bana döndüğünde anlamaz bir bakış attı. Sinirle derin bir nefes aldım, sabahtan beri yaptıkları canımı sıkıyordu, Ali her ne kadar şakaya vursada onun da bu duruma canı sıkıldığı belliydi.
Haftasonunda birbirimizi göremedik diye okula geldiğimde beni sıkı sıkıya sarmış, yanaklarımı öpücüklere boğmuştu. Ali ile İpek yan yana oturduğunda, Ali her seferinde İpek'in arkasına kolunu atmak istediğinde Mete öksürük krizine girmiş, şimdi de çocuk İpek'in elini tutmak istedi diye Oğuzhan Ali'ye bunları yapıyordu.
Zaten İpek desen sabahtan beri onlara laf anlatmaktan dilinde tüy bitmişti, şu an dokunsan ağlayacak kıvama gelmişti.
Sinirle ayağa kalktım, kardeşimin elinden tuttuğum gibi onu da kaldırdım. "Kusura bak Oğuzhan ama sabahtan beri kardeşime yaptığınız ayıptı, evet sevgilisi yokken çapkın olabilir ama sevgilisi varken bırak başka kızlara gözünün kaymasını İpek'ten başka kişi gözüne görükmez, benim kardeşim severken hiç olmadığı kadar şerefli, hiç olmadığı kadar adamdır!" diyerek Ali'yide çekiştirdiğim gibi yürümeye başladım.
Onların arkadan itirazlarını duysamda umrumda değildi yanımdaki amiple bir tek ben uğraşabilirdim o kadar!
Sinirle çokta dolu olmayan koridorda ilerlerken Ali tuttuğu elimle beni kendine çevirdi.
Yanaklarımı avuçladığında şaşkınlıkla gözlerimi gözlerine çevirdim. Dolu dolu gözlerini gördüğümde içim burkuldu, benimde gözlerim doldu. Alnıma dudaklarını bstırmadan önce fısıldadı
"Teşekkür ederim"
Onun sol gözünden akan bir gözyaşı çenesinden süzülüp benim yanağıma düştüğünde hazırda bekleyen hıçkırığa izin verdim ve ağlayarak ona sıkıca sarıldım, o da kollarını sıkıca bana sardığında ağlamamak için kendini kastığını anladım, tutuyordu, ağlamamak için büyük bir çaba sarf ediyordu.
Ben şunu çok iyi biliyodum ki, çok gülen insan, çok da doluydu. Bir ağzını açsa, bir yakıp yıkmaya başlasa durduramazlardı...
Ali'de öyleydi, bu zamana kadar içine attıklarını bir ben bilirdim. O küçücük 13 yaşında çocukken omuzlarına büyük bir yük binmişti. Annem hem okul masraflarımızı karşılıyor hem de ev masraflarımızla uğraşıyordu ve bu onu fazlasıyla zorluyordu.
O yüzden abimde gencecik yaşında ne iş bulursa çalışıyordu, bu zamanlara öyle kolay gelmemiştik.
Ben bitiktim, hiç bir konuda onlara yardım edemiyordum ve bu beni depresyona sokuyor, çöp olan morelimi yerle bir ediyordu.
Ali... O küçücük yaşına bakmadan bana abilik, babalık yapmıştı yeri gelmiş abim, yeri gelmiş annem olmuştu, çok ama çok yorulmuştu. Haklarını hiç birisinin, hiç bir zaman ödeyemezdim...
"Özür dilerim kardeşim bu zamana kadar sana ablalık edemediğim için, özür dilerim bu zamana kadar çocukluğunu doya doya yaşatmadığ-" lafımı tamamlayamadan hızla başımı göğsüne bastırdı.
Biz böyleydik işte, birbirimize sevgimizi sevgi sözcükleriyle falan göstermezdik ama birimiz düşse ilk uzatılan el yine birbirimizin eli olurdu.
"Hadi hadi, derse geç kalıyoruz, sulu göz seni"dedi neşeli çıkarmaya çabaladığı sesiyle, o böyleydi işte acılarını gülüşleriyle saklıyordu...
...
Öğlen arasıydı, benim canım pek bir şey istemediği için kitabımı kulaklığımı almış arka bahçede banklardan birine oturarak kitap okuyordum.
Kitabıma dalmıştım ki yanımda bir harekettlilik hissettim. Aslında Oğuzhan falan olduğunu düşünüyordum o yüzden pek bakmak istemiyordum, ama tabi ki o merak duygusu yok mu o merak duygusu... Yandan çaktırmadan baktığımda gördüğüm kişiyle hızla kulaklıklarımı çıkarttım.
Öğlene kadar okulda yoktu muhtemelen yakın zamanda gelmişti.
Hızla bana bakan gözlerine gözlerimi diktim ve omzuna bir tane geçirdim. Neden her zamankinden soğuk bakıyordu ki?Kaşlarımı çattım. "Nerelerdeydin lan?" dedim. "Umrunda mı?" diye soruma soruyla karşılık verdi.
"Tabi umrumda, sen benim arkadaşımsın, numaranda yoktu zaten soramadım" dediğimde sinirlendi ve alayla güldü "Arkadaş?" dedi sorarcasına "Sadece bu değil mi bu kadar?" dediğinde anlamazca ona baktım.
"Ne saçmalıyorsun Mehmet?" dedim hafif öfkelenen sesimle. Alayla sırıttı "Ne var biliyor musun? Buraya gelmemeliydim" dediğinde kaşlarımı daha ne kadar çatabileceğimi düşünüyordum.
Hızla ayağa kalkıp hışımla yürümeye başladı.
Arkasından ilk bir kaç saniye boş boş baktıktan sonra hızla peşinden koştum ve koluna asıldım. Bana dönüp yine aynı hissizlikle baktığında huzursuz oldum, evet ruhsuz bakışlarımı etrafa saçarken bir daha düşünme vakti gelmişti sanırım.
"Ne oluyor Mehmet?" dedim sitemle. "Oğuzhan'la sevgili olmuşsunuz" dedi. Kaşlarımı çatarak dediğini beynimin algılamasına izin verdim.
Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki belime dolanıp beni kendine çeken kol ve benden önce konuşan Oğuzhan'la sustum.
"Evet sevgiliyiz, bir sıkıntı mı var Mehmet?" dedi en sert ses tonuyla, Mehmet gözlerini benden çekmezken "Var da-" dedi ve Oğuzhan'a bakarak devam etti. "Bu seni hiç ilgilendirmez"
Oğuzhan sinirle gülüp "İyi" diyerek döndü ve beraberinde beni de döndürdü.
Beni peşinde sürüklerken Mehmet'in ona seslenmesiyle durdu omzunun üstünden ona kısa bir bakış atıp, sorarcasına kaşlarını kaldırdı.
"Kalede kaleci var diye golde mi atmayacağız Oğuzhan?" dedi, arkadaşlar bu terimleri bu imaları anlayan varsa beni de aydınlatsın.
Oğuzhan dişlerini birbirine sürtüp gıcırdatırken, bu haliyle fazlasıyla ürkünç duruyordu. "Sen sıkıntı yapma Mehmet, ben kaleme ne gol attırırım ne de o girecek topu yaşatırım" dedi ve benimle birlikte hızlı hızlı yürüdü, şu an neden Oğuzhan'ın kapak yaptığını hissediyorum ben?
Düzenlendi ✔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1.55 | Yarı Texting
Teen FictionMelis, asosyal ve içine kapanık bi kızdı. Özellikle de liseye ilk başladığı yıllarda... Okulda birçok kişi tarafından pek sevilmeyen, sayılı konuştuğu kişiler vardı. Kendi küçük dünyasına, abisi, kardeşi ve annesinden başkasını almak istemiyodu. Ta...