Oğuzhan'dan
Benim içimden verdiğim tepkiyi, Mete dışa yansıtarak söyledi.
"Ne oluyor lan?"
Yerimden fırlayıp, sızlayan yanağımla İpek'e anlamaz bakışlar attım.
İpek ise kırmızı görmüş boğa gibi üstüme atıldı. Minik yumruklarıyla göğsüme vuruyor, ağlıyor ve 'Yazmadım de Oğuzhan' 'Benim abim, yazmaz öyle şeyler, yazmadım, yapmadım desene Oğuzhan' diye sayıklıyordu.
En sonunda bende sinirlenip, hızla İpek'in bileklerini tuttuğum gibi "Dur artık, ne yazması, ne yapmamasından bahsediyosun sen?" diyerek bağırdım.
İpek bir anda debelenmeyi keserek, "Gerçekten bilmiyor musun?" diye masumca sorduğunda, kaşlarım derinden çatıldı. "İpeek neyi bilmiyor muyum?" diye yüzüne tıslarcasına konuştum. Öfkelenmiştim, ne demeye tokat ve yumruk yediğimi bilmemek iyice çıldırmama neden oluyordu.
"Senin telefonun nerede" diye sakince sorduğunda, gözlerimi kıstım.
"Bilmiyorum, dün Seher teyzemler geldiğinden beri bulamadım" İpek dediklerimi anlayıp, hızla başını ben ve Mete'nin arasında gezdirdi, ardından ise tiz sesiyle cırlamaya başladı.
"Öldüreceğim ulan o kızı, parçalayacağım, seni yelloz seni, dur sen!"
"Zaten vardı onda bir şeyler, sizden çıkarken kıvranıp duruyordu."
"Allah'ım cinayet işleyeceğiiimmm" diye bağırdıkça bağırıyor, benim sinirlerimide gerdikçe geriyodu.
Mete'yle bakıştık, İpek öyle bir cırlıyordu ki dışarıdaki bir kaç göz bize tuhaf tuhaf bakmaya başlamıştı. Mete'yle yüzümüzü buruşturduk.
İpek tekrardan "Yolacağım o kızı-" diye bağrırken ellerimi ağzına kapattım.
"Kızım olayları adam akıllı açıklamazsan ben yolacağım şimdi saçlarını haa!" diye konuştum sinirle, tabiki o na zarar vermezdim sadece konuşması için öyle demiştim. İpek bağırmanın ve elini ağzına kapatmamın da etkisiyle derin derin nefesler alırken, son derin nefesini de alıp,sonunda konuşabilmişti.
...
Evet bir adet öfkeden kuduran ben, olaya Fransız kalmasına rağmen beni tutmaya çalışan Ali ve ona yardım eden Mete.
Bankta rahatça oturmuş, kollarını göğsünde birleştirip, bacak bacak üstüne atan İpek ve beni kışkırtan cümleleri vardı.
"Bırakın lan pitbulumu, parçalada gel hadi oğlum"
Ben sinirden pek bir şey idrak edemiyordum ama, İpek artık ne dediyse, Ali ve Mete affallamış ve şok olmuşlardı.
Onların affallamasıyla kollarımı hırsla çektim.
Hastaneden çıktım ve önümde bir taksi durmasıyla hızla bindim. Bu taksiyi kim çağırdı bilmiyorum, ama üzgünüm şu an fazlasıyla önemli bir işim vardı.
Taksiye gideceğim yeri söyledim ve beklemeye başladım. Bu arada her sinirlenip streslendiğimde yaptığım gibi saçlarımı çekiştiriyordum.
Bugün saçlarım darmadağın olmuştu çekiştirmekten.
Öfkeliydim, kendime fazlasıyla öfkeliydim. Güzelimin canı bir yönüyle benim yüzümden yanmıştı. Biliyodum Selma'nın bana olan ilgisinin farkındaydım ama telefonumu alıp, kurcalayıp, özellikle de mesajlarıma girip, mesaj yazacak bunu da silip fark etmeyeceğimi sanacak kadar aptal olduğunu bilmiyodum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1.55 | Yarı Texting
Teen FictionMelis, asosyal ve içine kapanık bi kızdı. Özellikle de liseye ilk başladığı yıllarda... Okulda birçok kişi tarafından pek sevilmeyen, sayılı konuştuğu kişiler vardı. Kendi küçük dünyasına, abisi, kardeşi ve annesinden başkasını almak istemiyodu. Ta...