Sessizliğin içinde kaybolabilir miyiz? Ben her zaman kaybolmuştum; sessizliğin içinde. Çünkü sessizlik benim en sevdiğim gürültü haline gelmişti. Ama artık ses duymak istiyordum. Kendimle birlikte başka bir sese daha ihtiyacım vardı.
Duyduğum sesin kime ait olduğunu bilmiyorum. Ama şu an bulunduğum bu yerde, az önce kapısını açacağım yerden geldiğini biliyordum bu sesin. Yanımda olan Murat Hoca'ya çevrilmişti gözlerim. O da benim gibi şaşkındı, olduğu yerde duruyordu. Arkamı dönüp kapıyı açacaktım. Döndüğüm sırada Murat Hoca anında kolumu tutmuştu ve yürümemi engellemeye çalışıyordu.
"Bırakın hocam, bakacağım." dediğim zaman kolumu daha da sıkmıştı.
"Hayır olmaz..."
"Neden? Ne oluyor burada neden bakmama izin vermiyorsunuz?"
"Başını belaya sokacaksın Ekim. Hemen git buradan, hemen..." diye fısıldamıştı. Tekrar gitmem için bana yol gösterirken ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Bir insan sesi olduğunu biliyordum. Bağırmıştı ama birden sesi kesildiği için ne dediğini anlayamamıştım. Kolumu bırakmasını sağlamıştım ve anında kapıya doğru koştum. Açmaya çalışıyordum ama kapı kilitliydi. Murat Hocanın,
"Boşuna çabalama açılmayacak..." demesiyle kapıya doğru seslenmeye başladım."HEY! Beni duyuyor musun? Lütfen ses ver, lütfen..." deyip beklemeye başladım. Ama ne yazık ki ses yoktu.
"Seni duyacak kimse yok orada, hadi gidelim..." diyen Murat Hoca'ya döndüm.
"Yalan söylüyorsun! Kimi tutuyorsun orada? Cevap ver..."
"Ben kimseyi tutmuyorum Ekim. Düşündüğün gibi bir şey yok ortada."
"Kim var orada? Söyle..." dediğimde kulağıma yaklaşıp,
"İzleniyoruz, kamera var. Saçma sapan hareketlerini kes ve yukarı çık." diye hızlıca konuşup kendini geri çekmişti. Etrafa göz gezdirdiğim sırada beş kameranın bulunduğunu gördüm. Burada gerçekten de bir şeyler dönüyordu ve bunu kendimi ele vermeden çözmem gerekiyordu. Dediği gibi yukarı çıktım ve onu beklemeye başladım. Birkaç dakikanın ardından o da yukarı çıkmıştı."Akşam sana mesaj atacağım yerde konuşabiliriz. Şu an olmaz. Neler olduğunu anlamak istiyorsan dediğim yere gelirsin..." deyip hızlıca üst kata çıkmıştı. Spor salonundan direkt çıktım. Ve Can'ı arayıp acilen buluşmamız gerektiğini, diğerlerini de toplayıp söylediğim kafeye gelmelerini söyledim. Kafeye doğru yürümeye başladım ve az önce olanları düşündüm. Murat Hoca'nın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Birinin orada tutulduğu kesindi ama sebebi neydi?
Bunları düşünerek belirlediğimiz kafeye varmıştım bile. İçeri girdiğimde Burcu ve Can bir masada oturuyordu. Onlara doğru yaklaştım ve Burcu'nun yanına oturdum. Tam ağzını açacaktı ki,
"Diğerleri nerede?" diye söze girmiştim.
"Gelirler birazdan..." demişti Can. Hiçbir şey söylemeden susup onların gelmesini bekliyordum. Burcu ve Can da konuşmam için soru sormayıp, beni izliyorlardı. Beş dakikanın ardından içeri Batuhan, Berk ve Ege girmişti ve direkt masaya doğru yürümüşlerdi. Yerleştikten sonra hepsi soran gözlerle bana bakıyordu. Artık konuşmaya başlayabilirdim."Bugün biliyorsunuz ki spora gitmiştim. Hocam bugün ilk defa geç kalmıştı ve aşağı indiğimde bir alt kattan geldiğini gördüm. Her şey normal ilerliyordu...
Spordaki hocamın adı Murat. Aras'ı görüp görmediğini sordum ve o da görmediğini söylemişti. Çalışmamız bittiğinde artık çıkmak için aşağı indim. Merak etmiştim ve bu yüzden bir alt kata bakmak için aşağı indim. Ardımdan da Murat Hoca gelmişti. Sonra ben bir ses duydum. Bir kapının ardından geliyordu. Kapı kilitliydi ve açılmadı, başka ses de gelmedi. Murat Hoca izlendiğimizi söyledi ve bu akşam neler olduğunu öğrenmem için bana atacağı yere gitmemi bekliyor..."Hepsi pür dikkat beni dinlemişti. Şaşırdıkları ise oldukça barizdi.
"Ne düşünüyorsunuz?" diye mırıldandım. Birkaç dakikanın ardından söze Batuhan girmişti.
"Bir şeyler oluyor, bu belli. Ama amaç ne işte?"
"Murat'ın hareketleri nasıldı? Şüpheli bir davranış sergiledi mi?" diye devam etmişti Berk.
"Yani, aslında bana yardım ediyor gibiydi..."
"Kameradan izlendiğinizi söylemişti de mi?" diye sormuştu Ege.
"Evet..."
"İşin içindeyse neden Ekim'e öyle bir şey desin ki?" demişti Can.
"Ekim'e belli etmemeye çalışıp, işin içinden sıyrılmak istemiş olabilir." dedi Batuhan.
"Gelen sesin Aras'a ait olma ihtimali kaç?" diye sormuştu Burcu. O an gerçekten onun orada olma düşüncesi beni hem öfkelendirip hem de çok duygusallaştırmıştı. Emin değildim ama Aras ise buna nasıl dayanabilirdim bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ KARANLIĞI
Teen Fiction"Ben üşüyorum Aras, ısınabilmeme yardım et. Bul beni..." Kendime güzel gelecek bulmam gerekiyor. Bunu sadece ben başarabilirim. Kimse için değil kendim için çünkü kimsenin gölgesi altında kalamam, bu bana kötü hissettiriyor, gerçekten kötü... Bugün...