Çaresizlik

43 13 19
                                    

Sonraki gün hep beraber, evimde oturup ne olup biteceğini bekliyorduk.  Okulda, son sınavımızı olup direkt kendimizi  koltukların üzerine atmıştık. Murat'tan haber bekliyor ve plan kurmaya çalışıyorduk. Aras'ı kurtarma planı...

Dün akşam öğrendiğimiz gerçekle hepimiz yıkılmıştık. Eve çok geç gitmiştim ve aklımda sadece ne yapıyor olduğu vardı. Burcu da benimle kalmıştı çünkü durumum gerçekten kötüydü. Sadece onu görebilmek adına geçirmiştim bu iki günü. Ama emin olduğum bir şey vardı; ona kavuşacaktık, kavuşacaktım...

"Ya gittiğimizde onu bulamazsak?" diye söze girmiştim, korku dolu sesimle.
"Kötü düşünmeyelim. Bulacağız..." demişti Can.
"Bulacağız..." diye fısıldamıştım kendi kendime. Ardından Batuhan,
"Murat bize oyun oynuyor olmasın?" demişti.
"Sanmıyorum. Gerçekten istiyordu bunu gözleriyle bile anlatmaya çalışıyordu sanki bana." 
"Ne olursa olsun, bugün oraya gidip onu bulacağız." demişti Ege. Hepimiz onu onaylayan gözlerle izlemiştik. 

Birkaç saatin ardından erkekler bir şeyler yiyebilmemiz için alışverişe çıkmıştı. Burcu ve ben de kahvelerimizi yudumluyorduk.
"Merak etme her şey düzelecek." deyip sırtımı sıvazlamıştı. 
"Haftaya okul dönem sonu partisini yapacak ve hepimiz oraya mutlu bir şekilde gideceğiz. Her şey güzel olacak..." demişti.
"Umarım..." diye mırıldanmıştım. Çünkü gerçeklerle yüzleşmeden her şeyin ne yöne doğru gideceğini bilmiyordum. İçimden güzel şeyler olmasını diliyordum sadece...

Kısa zaman sonra diğerleri de gelmişti. Bir şeyler atıştırmıştık ve beklemeye devam ediyorduk.
"Annen ne zaman eve gelir?" diye sormuştu Can.
"Bugün geç geleceğine dair mesaj atmıştı sabah." dediğimde Can anladığını belirterek telefonuyla oynamaya başlamıştı. Batuhan ve Berk de telefonlarıyla savaş oyun oynarken Ege uyukluyordu. Burcu kitap okuyordu ve ben ise bir gözüm telefonumda bir gözüm onları izler vaziyette oturuyordum. Tekrar telefonumu elime aldığında Murat'tan mesaj geldiğini gördüm.

"Murat mesaj atmış!" diye bağırdığımda Ege sıçrayarak kafasını kaldırıp etrafına bakıyor, diğerleri ise uğraştıkları şeyleri bırakıp tüm odaklarını bana vermişlerdi.
"Ne demiş?" diye sordu Berk.

"Ekim, siz gelmeden Aras'ı kontrol ettim. Hala aynı yerde, depoda. Anlamamışlar, bu yüzden hala orada tutuluyor. Spor salonu şu an birkaç kişi haricinde boş. Acele et!"

"Hadi, gidiyoruz!" diye ayaklanan Berk'le hemen toparlanıp evden çıkmıştık. Ben, Burcu ile Ege'nin arabasına, Can ve Batuhan ise Berk'in arabasına binmiştik. Yarım saatlik yolumuzu arabayı hızlı sürdükleri için çabucak bitirmiştik. Koşar adım içeri giren  Ege'nin kolunu tutarak,
"Yavaşça, sakin bir şekilde girmeliyiz. Her yerde kamera var, açık vermememiz gerekiyor." demiştim. Ege kafasını aşağı yukarı sallayıp yerinde durmuştu. Can'ın,
"Aynen, belli etmemeliyiz." dediğini duymuştum. İçeri girdikten sonra gözlerim giriş katı tarıyordu. Kimse yoktu.

"Siz burada bekleyin, ben Murat'ı bulacağım." demiştim. Hızlı adımlarla üst kata çıktığım sırada, arkamdan Burcu'nun,
"Dikkat et!" dediği duymuştum. Üst kata çıktığımda buranın da boş olduğunu fark ettim. Telefonumun ekranını baktığımda saatin 21.23 olduğunu görmüştüm. Bu yüzden boş olmalıydı.

"HEY!" diye bağırdığım sırada durup bir ses çıkmasını bekledim. Biraz bekledikten sonra hala bir ses gelmeyince arkamı dönüp, giriş kata ineceğim sırada,
"Bekle!" diyen bir ses duydum. Tekrar döndüğüm zaman ağır adımlarla bana doğru yürüyen Murat Hoca'yı görmüştüm. Karşımda durup kızarmış gözleriyle, gözlerime bakıyordu.

"İyi misin?" diye sorabildim.
"Galiba fazla vaktimiz yok Ekim. Acele etmeliyiz. Tek misin?" dediğinde başımı hayır dercesine sağa sola salladım.
"Peki, o zaman onları da çağırıp şu işi bitirelim..." deyince direkt giriş kata doğru indik. Bekleyen arkadaşlarım yüzüme umutla bakarken sadece gülümsemekle yetinmiştim. Murat hoca, 
"Şimdi ilk olarak alt kata iniyoruz. Hala orada olduğunu umduğum Aras'ın başında bir kişi nöbette duruyor ara sıra. O boşluğu yakalamamız lazım. Bizi fark etmemelerini sağlamak adına kameraları iki saatliğine kapattım. Elimizi çabuk tutalım." dediğinde hepimiz onu onaylayıp birlikte alt kata doğru indik. Murat Hoca kameraları kontrol etmek için bir odaya  girip birkaç dakika sonra çıkmıştı. 

GÜZ KARANLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin