Yeni hayatımda, yeni okuluma ilk adımımı attım ve kendimi garip hissediyordum. Hissimi tanımlayacak tek kelime "garip" oldu. Ama içimden bir ses hiç edinemediğim arkadaşlar ve güzel anılara sahip olacağımı söylüyor. Okula yavaş adımlarla girmeye başladım. Bu kocaman bahçeden gözlerimi alamıyordum. Çok fazla öğrenci yoktu dışarıda sınıfta olmalılardı. Adımlarımı hızlandırıp kapıdan içeri girdim. İlk olarak müdür yardımcısının odasını bulmaya çalıştım. Okulun içi o kadar büyük ve güzeldi ki gerçekten beğenmiştim. Hemen karşıda Akif Coşkun Müdür Yardımcısı yazan kapıyı tıkladım ve içeri geçtim.
–"Hocam merhaba ben yeni öğrenciniz Ekim Bahar."
–"Merhaba Ekimcim. Hoş geldin okulumuza. Sınıfın 11-A 2.katta bulabileceğini düşünüyorum istersen nöbetçi öğrenciyle gidebilirsin"
–"Teşekkür ederim hocam bulabilirim"
–"Dersinin başlamasına 5 dakika kaldı iyi dersler"
–"Sağolun hocam." diyip Akif hocanın odasından ayrıldım. Hemen 2.kata çıkıp 11-A sınıfını aramaya başladım. Ve önüme ilk çıkan sınıf 11-A sınıfıydı . Sınıftan içeri korkarak girmeye başladım. Utangaç bir insandım ama derin bir nefes alıp sınıfa girdim. Öğretmen sınıfta yoktu ve öğrencilerin de çoğu sıralarında oturmuş muhabbet ediyordu. Girdiğim anda çoğu kişinin dikkatini çektim ama umursamamaya çalışıp boş sıra aramaya koyuldum. Duvar kenarında en arka sırada boş bir yer bulup hemen oturdum. Herkes birden sessizce konuşmaya başlamıştı ve kendimi çok rahatsız hissetmiştim. Bir an önce öğretmenin gelmesini ve insanların bakışlarından uzaklaşmak istiyordum. O sırada ön sıramda oturan kızın bana soru sorduğunu duydum. Başımı kaldırıp baktığımda gülümseyen bir suratla karşılaştım. Kızıl tonlarında kıvırcık saçları yeşil gözleriyle gerçekten güzel bir kızdı.Ben onu süzdüğüm sırada,
"Merhaba" dedi. Utanarak,
"Merhaba" dedim.
"Ben Burcu. Naber?"diye sorunca şaşırdım. Böyle bir yaklaşım beklemiyordum ve oldukça rahat bir şekilde konuşuyordu. Bende o şekilde konuşabilmek adına cevap verdim.
"İyiyim teşekkürler sen nasılsın? "
"Eh iyiyim bende birazdan matematik dersine girecek insan nasılsa öyleyim"diyip gülmeye başladı. Bende ona katılarak güldüm.
"Sahi adını sormadım,adın ne?" gülümseyerek,
"Ekim" dedim. O sırada dersimizin az önce matematik olduğunu öğrendiğim matematik hocası sınıfa girdi. Klasik öğretmen selamlamasını yaparak yerine oturdu. Ön sıradaki öğrencilerine kaldığı yeri soruyordu. Bir an keşke o ben olabilseydim diye düşündüm. Öğretmenimiz ders anlatmaya başladığı sırada pür dikkat dinlemeye koyuldum. Tahtaya yazdıklarını tek tek not aldım.Zil çaldığı anda Burcu'nun "Oh beee" dediğini duydum. Oysaki bence ders çok güzel geçmişti. Burcu bana dönüp,
"Kantine gideceğim istersen sende gel tek kalma beraber gidelim"diyince duraksadım. Ama bana böyle yaklaşan biriyle iyi bir ilişki kurabilirdim belki de. O arkadaşım Burcu olabilirdi. Kabul edince beraber sınıftan çıktık. Burcu bana sorular sormaya başladı. Tek tek yanıtladığım sırada kantine gelmiştik bile. Burcu ikimize birer kahve aldı ve ortada bulunan bir masada oturup sohbete başladık. Sohbetimiz koyulaşırken zil çalmaya başladı. Burcu "Her gün şu saçma sapan zili duymaktan sıkıldım be. İnsan biraz zevkli olur. Ben bunları dinlemek istemiyorum müdürüm"diye dert yanmaya başladığı sırada küçük bir kahkaha attım. Sınıfa geldiğimiz zaman,
"İstersen beraber oturabiliriz ben de tek oturuyorum"diye bir teklifte bulununca düşünmeden kabul ettim. Okul günleri beni güldürecek bir arkadaşım olmamıştı ve Burcu bana iyi gelmişti. Gün sonu geldiğinde okuldan çıkıp durağa doğru yürümeye başladım. Yağmur durmuştu, durakta beklerken minibüsün geldiğini gördüm. Direkt binip arka koltuklardan birine oturdum. Bugünümü düşündüm gerçekten güzel geçeceğini hissetmiştim. Burcu'nun sıcak yaklaşımı sayesinde sıkıcı bir günüm olmamıştı.Eve geldiğim anda kıyafetimi çıkarıp pijamalarımı giydim biraz uyuyup dinlenmek istiyordum. Pijama+uyku=huzur. Yavaş yavaş gözlerim kapandı ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Uyandığımda saat 20.15'ti. Yataktan çıkıp annemin gelip gelmediğini öğrenmek için aşağı indim ve tabii ki hala evde değildi. Acıktığımı hissedip kendime makarna yapmaya karar verdim. Yemeğimi yedikten sonra direkt ders çalışmaya başladım. Saat 23.00'a doğru annem eve gelmişti. Heyecanla yanına gidip gününün nasıl geçtiğini sordum. Kısa kısa cevaplar verip odasına doğru gitti. O an bütün hevesimin kaçtığını hissettim. Yeni okulumdaki ilk günümün olduğunu bile unutmuştu. Her zamanki gibi beni şaşırtmayan annemin arkasından bakakaldım. Odama çıkıp kendimi müziğe verdim. Benim belki kimsem yoktu ama şarkılar benimleydi. Gökyüzü benimleydi. Sonbahar benimleydi...
~Evet uzun yazmaya çalıştım bu bölümü umarım beğenirsiniz🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ KARANLIĞI
Teen Fiction"Ben üşüyorum Aras, ısınabilmeme yardım et. Bul beni..." Kendime güzel gelecek bulmam gerekiyor. Bunu sadece ben başarabilirim. Kimse için değil kendim için çünkü kimsenin gölgesi altında kalamam, bu bana kötü hissettiriyor, gerçekten kötü... Bugün...