1.2

1K 68 94
                                    

Bir an önceki bölümü final yapmaya karar vermiştim ama sonra saçmaladığımı fark ettim. Arkadaşlar 4. seneyi yazmadan ASLA kitabı bitirmem looo!!!!

Neyse geçek hikayeye.

----

Uyandığımda Dursley'lerin evindeki odamdaydım. Neden ben de bilmiyorum. Sene sonuna kadar bayılmış olamazdım değil mi? Veya...

Yok yok bunların hepsi bir rüya olamaz. Soluma baktığımda Harry ile duvara astığımız Gryffindor bayrağını orada olduğunu gördüm. Rahatladım. Ama neden buradaydım hala anlamadım. Yanımda Harry yoktu. Yataktan kalkıp üstüme baktım. Bir dakika, bu benim bedenim değildi.

Odadan çıktım. Evde hiç bir eşya yoktu. Camın önüne gittim ve yansımama baktım. Yüzüm kendi yüzüme çok benziyordu fakat vücudum... Daha değişikti. Uzundu, sanki 14 veya 15 yaşında gibiydim. Asamı çıkardım ve evde dolaşmaya başladım.

"Harry?" dedim ama sesim evde yankı yapıyordu.

Mutfağa gittiğimde buz dolabında hala yiyecekler vardı. Gidip biraz tıkındım ehehehehehe açım awsu. Dış kapıya doğru gittim. Dışarda, tam kapının önünde Ron'un kardeşi Ginny duruyordu.

"Ginny?" dediğimde bana döndü. Yanıma geldi ve kulağıma bir şeyler fısıldadı.

"O günlüğü bana ver Daisy... Yoksa seni öldürecek. Haydi çabuk ol zaman yok! İşte geliyor! Kaç Daisy, kaç!"

Gelen kişiye baktığımda uzun boylu, Slytherin cübbesi giymiş ve siyah saçlıydı. O bana asasını doğrultmadan, ben ona doğrultmuştum bile. Yüzü görünmüyordu maskesi vardı. Hemen ona bir büyü çekmem gerekiyordu.

"Expe-"

"Avada Kedavra!"

Burda mı bitirsem lan? Ay yok yok vazgeçtim😳

Hızla yattığım yataktan doğruldum ve derin nefesler almaya başladım.

"Daisy!" Hermione, Harry, Ron, Draco ve Cedric yanıma uçtular adeta.

"S- su." dedim. Hermione hemen bana bir bardak su getirdi. Harry yanıma oturup beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Ne oldu Daisy? İyi misin?" Hermione'nin verdiği bardağı titreyen ellerimle içmeye çalışırken Draco elini elimin üstüne koyup elimin titrememesini sağladı.

Suyumu içtikten sonra Ron'a baktım ve Ginny'nin nerede olduğunu sordum.

"Neden sordun ki?" dedi.

"O tehlikede. Onu bulun ve koruyun. Onu aldı. Beni öldürmeye çalıştı. Onu bulun ve ona günlüğümü verin. Tamam mı?" dedim.

"Neyden bahsediyorsun Daisy? İyi misin? Nasıl tehlikede kim aldı? Ne günlüğü?" dedi Ron. Tam cevap verecekken içeri Profesör McGonaggal ve Dumbledore daldı.

"Ron, acilen bizimle gelmen gerek." dedi Profesör Dumbledore. Ron onların yanına gitti.

"Daisy tam olarak ne oldu?" dedi Harry.

"Hele bir dur kız soluklansın." dedi Draco.

"Tamam be."

"Daha iyi misin Day?" dedi Draco beni bahçede gezdirirken.

"İyiyim Dray. Sağol." dedim.

"Harry'lerin yanına gitmek ister misin?" dedi.

"Böyle iyiyim." dedim. Biraz daha yürüdükten sonra bir ağacın altına oturduk. Draco bana ağaçtan bir elma aldı. Tabiki kendisine de.

"Bu yıl başına gelmeyen kalmadı ha?" dedi.

"Aynen. Daha neler gelecek bakalım."dedim.

"Day, bu soruyu sana geçen yıl da sormuştum ama cevabını alamamıştım. Cedric'i seviyor musun?"

Düşündüm. Kimi sevdiğimi bilmiyordum aslında. Bir gün Cedric bir şey yapıyor onu sevdiğimi düşünüyorum. Bir gün Draco.

"Daisy?" dedi.

"Bilmiyorum." dedim.

"Hadi ama Daisy bildiğini ikim-"

"Galiba biraz!" diye çıkıverdi ağzımdan bir an. Arkada gülme sesleri duyunca arkamı döndüm. Arkadan Hufflepuff'tan bir kaç çocuk gülerek şatoya gidiyorlardı. Büyük ihtimal dediklerimizi duymuş, Cedric'e söyleyeceklerdi.

"Oh hayır!" dedim. Draco'ya baktığımda gözleri dolmuş yeri izliyordu.

ağlıycaksan niye soruyon karşim? (yazardan.)

"Daisy benim dersim var acilen gitmem lazım." dedi ve gitti.

"Hey, senin varsa benim de vardır!" dedim ama arkasını dönmedi. Aksine daha çok hızlandı. Normalde arkasından giderdim ama şuan o kadar yorgundum ki... Draco'nun verdiği elmadan bir ısırık aldım. Biraz daha oturduktan sonra kalmaya karar verdim. Tam kalkacakken yanıma Veronica geldi.

"Hey, bana baksana sen!" dedi bana. Ayağa kaltım.

"Ne istiyorsun yine?" dedim.

"Sen kimsin benim Draco'mu ağlatıyorsun ha?" dedi.

"Aman yemedik KUZENİNİ!" dedim. Kuzenini lafını bastırarak söyledim.

"Bak ben gergin bir kızım, beni sinir etme!"

"Yok ya! Lan bi yürü git! Yallah! Naş Naş! Hasta mısın nesin?" dedim.

"Git Draco bebeğimden özür dile!" dedi.

"Ben bir şey yapmadım bok kafalı! Piskopat!"

"Ne oluyor burada?" diyerek yanımıza geldu Pansy.

"Bu salak yanıma gelmiş "Draco'mu ağlattın özür dile!" diyor! Ben ağlatmadım onu!"

"Draco ağladı mı?" dedi Pansy.

"Yok ağlamadı uyduruyoruz burada!" dedi Veronica. Pansy göz devirdi.

"Ya tam ağlamadı aslında. Ona baktığımda gözleri doluydu sonra dersim var dedi gitti." dedim.

"Hayır bir kere o ağladı ve sen onu ağlattın seni pislik!" dedi Veronica işaret parmağını bana doğrultarak.

"Ya bi git Merlin aşkına! GİTSENE BE!" dediğimde koşarak kaçtı. Göz devirdim ve Pansy'e baktım.

"Şizofren lan bu." dedi Pansy.

"Kesinlikle." dedim. Sonra koluma girdi ve şatoya doğru yürümeye başladık.

"Şimdi şu olanları bir doğru düzgün anlatsana." dedi.

"Bak şimdi,"

Pansy'e olanları anlattıktan sonra Herm ile  Harry ve Ron'u bulmaya gittik.

"Hermione! Daisy!" Arkamızı döndüğümüzde Harry'i gördük.

"Hey Harry, Ron nerede?" dedi Herm.

"Bilmiyorum en son Dumbledore ile gitmişti." dedi.

"Gidip ortak salona bakalım." dedi Herm. Birlikte ortak salona gittik. Geldiğimizde Ron, koltukta oturmuş şömineye bakıyordu.

 Geldiğimizde Ron, koltukta oturmuş şömineye bakıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ron?" dediğimde bana dönmedi. Yanına oturdum.

"Dediğin gibi Ginny yok. Kaçırılmış."

----

Kısa oldu değil mi ya?

𝙂𝙞𝙧𝙡 𝙞 𝙣𝙚𝙫𝙚𝙧 𝙡𝙤𝙫𝙚𝙙 𝙤𝙣𝙚 𝙡𝙞𝙠𝙚 𝙮𝙤𝙪 • 𝙙.𝙢𝙖𝙡𝙛𝙤𝙮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin