1.6

720 49 18
                                    

"...sonra da taşlandım işte."

Harry ve Ron ile Hermione'nin taşlanma hikayesini dinlerken Herm kafasını Harry'nin omzuna koyduğu için Ron ile Harry'e kaşlarımızı kaldırıyor, dil çıkarıyor göz kırpıyorduk. Harry de sinirlenip "Ulan sizi bir tehnada kıstırayım o zaman yaktım çıranızı." der gibi bakıyordu bize.

"Şaka maka 2. sene de bitti." dedi Ron.

"Dursley-"

"Keyfimizi bozma Harry. Çok mutlu ve huzurlu bir an yaşıyorum şuan." dedim Harry'nin sözünü keserek.

"Ben de..." diye fısılayıp gözleriyle Herm'i gösterdi. Ron ile birbirimize bakıp güldük.

Yaklaşık iki saat boyunca konuştuk. O kadar güzel bir an yaşıyordum ki bu iki saat su gibi akıp geçti.

Ertesi gün son gündü. Herkes büyük salonda toplanmış önündekileri yiyordu.

"Aa Draco gelmiş. Onu uzun zaman sonra ilk defa görüyorum." dedi Herm eliyle Draco'yu göstererek. Eli ile yanağını tutuyordu.

"Neden yanağını tutuyor ki?" dedi Ron.

"Bir şey saklıyor olmalı." dedim.

"Bir bitmedi şu gizemli işler..." dedi Herm. Ona tekrar baktığımda birisi koşarak koluna girdi ve onu yanına oturttu. Bu kişi tabiki de İğrenç Veronica'ydı.

"Iy."

"Öğk."

"Böğ."

"Ayh."

Yemeğimi bitirir bitirmez kalktım. Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki miğdem bulanmaya başlamıştı. Temiz havaya ihtiyacım vardı. Koşarak bahçeye gittim. Biri elini omzuma koydu. Arkama döndüm.

"Sana katılabilir miyim?"

"Hayır." diyesim geldi. Ama diyemedim.

"Tabii." dedim isteksiz isteksiz.

"Nasılsın."

"Kötüyüm."

"Neden?"

"Miğdem bulanıyor."

"Draco yüzünden mi?"

"Ne alakası var Ced?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Yemeğini yerken çok kötü görünüyordun ve ikide bir ona bakıyordun da ondan dedim."

"Hayır, onun yüzünden değil." dedim.

"Peki."

"Daisy biliyorsun artık 3. seneye geçtin sayılır. Yani büyüdün artık. Olgunlaştın 13 yaşında sayılırsın. Seninle bir şey konuşmam gerek." dedi Cedric.

"Ne gibi bir şey." dedim.

"Yani, gel şuraya geçelim." dedi ve beni bakçede kimsenin olmadığı bir yere getirdi. Sonra da anlam veremediğim bir şekilde ellerimi tutarak konuşmaya başladı.

"Bu şatoya geldiğinden beri sana karşı bazı hislerim oldu." der demez Ced, olayı anlamıştım. Bana çıkma teklifi edecekti. Yok, yok olamazdı. Bir kere ben ondan hoşlanmıyordum ki!

"Hey, Daisy n'aber?!" Arkamı döndüğümde Pansy yanıma geliyordu. Mutluluktan ağlayabilirdim. Ced'e pişmiş kelle gibi sırıttım.

"Gitmem gerek sonra konuşuruz!" dedim ve Pans'e doğru koşup sarıldım.

"Çok iyi zamanlama! İyi ki varsın Pans!"

"Ayol tamam sağ ol da sakin." dedi. Üstünden çıktım.

"Nasılsın?" dedi.

"Şöyle, bir-iki dakika önce berbattım ama şuan değilim. Yani iyiyim. Sen?"

"Ben de."

Bir süre sessizlik yaşandıktan sonra ikimiz de aynı anda konuşmaya başladık.

"Draco'ya ne olduğunu-"

"Draco'ya ne olduğunu-" Aynı anda konuştuğumuzu anlayınca gülmeye başladık.

"Bilmiyorum." dedim.

"Bunu sana söylediğimi duyarsa Draco çok kızabilir ama söyleyeceğim. Draco ullyandığında ilk bizi çağırdılar. Ben, Blaise ve bir kaç kişi daha işte."

"Çağırdılar mı?"

"Haber verdiler anlamında yani. Neyse biz yanına gittik onun. Bize nasılsınız bile demeden bir cümle çıktı ağzından."

"Ney?"

"Daisy yok mu?" Ağzımı istemeden açıverdim ve bir daha da kapatamadım.

"B-bana haber vermediler ki..." dedim.

"Biliyorum o yüzden onu gidip bir görsen iyi olacak."

"Nerede olduğunu bilmiyorum."

Pansy ile Slytherin ortak salonuna gittik. Bir yolunu bulup içeri girebilmiştim. Siyah deri koltukta uyuyan Draco, biri görecek diye tırsan ben ve kendi halinde duran Pans harinç ortalıkta kimse yoktu.

"Ben gideyim..." dedi Pans.

"Ay dur! Biri görürse ne yapacağım?" dedim fısıltıyla.

"Bahçede olay var. Kavga yani. Hiç kimse özellikle Slytherin'ler onu izlemeden duramaz. Merak etme kimse gelmez. Hem sen ne biçim Gryffindor'sun? Cesur ol biraz." Göz devirdim.

"Ya hayır bu böyle bir şey değil... Neyse boş ver sen git- gidebilirsin yani. İstiyorsan!" Pans son olarak bana gülümseyip ortak salondan ayrıldı. Ben de yavaşça Draco'nun yanına gidip yanında çömeldim.

"Merhaba Draco." dedim. Draco uyanmadı. Devam ettim.

"Nasıl taşlandığın hakkında tek bir fikrim bile yok ama şunu bil ki çok korktum. Sana bir şey oldu diye çok korktum ve işin kötüsü de neden korktuğumu bilmemem. Umarım şuan uyanık değilsindir ve eğer uyanıksan lütfen bana çaktırma. Yoksa sana bunları söyleyemem." dedim ve derin bir nefes aldım.

"Biliyor musun, az önce Cedric bana bahçede neredeyse çıkma teklifi edecekti! Ama Pansy beni son anda kurtardı. O sırada kendimi berbat hissediyordum. Çünkü Cedric'i sevmediğimi biliyordum. Ama kimi sevdiğimi de bilmiyordum. Biliyorum şuan bir dengesiz gibi duruyorum ki bence de öyleyim ama elimden gelen bir şey yok." dedim sıkıntıyla. Draco'dan ses gelmeyince kalkmaya karar vermiştim. Çömeldiğim yerden kaltım.

"Görüşürüz Dray." dedim ve ortak salondan çıktım. Kimseye görünmeden Gry. Kulesine gittim. Yatakhanelere doğru çıkmaya başladım.

"Nerelerdeydin?" dedi Herm ben içeri girer girmez.

"Boşver bunları Hermione. Yarın buradan gideceğiz. Uykumuzu alalım." dedim ve lavaboda üstümü değiştirip yatağıma uzandım.

"İyi geceler kızlar." dedi Ginny.

"İyi geceler."

"İyi geceler."

----

Kısa oldu ama olsun siz yine de oylayın

736 kelime

𝙂𝙞𝙧𝙡 𝙞 𝙣𝙚𝙫𝙚𝙧 𝙡𝙤𝙫𝙚𝙙 𝙤𝙣𝙚 𝙡𝙞𝙠𝙚 𝙮𝙤𝙪 • 𝙙.𝙢𝙖𝙡𝙛𝙤𝙮Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin