Büyük salondaydık. Dumbledore Ruh Emiciler ile ilgili birkaç şey anlatmıştı. Yani Harry'nin ruhunu emen şeyler ile ilgili.
"Harry?" dedim uzun uzun dalmış olan Harry'ye.
"Harry!" dedim bir daha ve onu sarstım.
"İyi misin?" dedim merakla.
"İyiyim dalmışım." dedi ve hafifçe gülümsedi.
"Umarım öyledir..." dedim.
Yemeğimi yedikten sonra kalktım ve Gry. Ortak salonuna doğru yürümeye başladım. Yolda bazı sesler duyunca durdum ve saklandım. Dinlemeye çalıştım.
"Hahaha! O senden 1 yaş küçük Ced! Onunla sevgili olamazsın." Ced mi? Bir yaş küçük mü? Bu bahsedilen kişi ben olamazdım herhalde değil mi?
"Ne alakası var John? Onu seviyorum. Ama Daisy Draco'yu seviyor sanırım."
Benmişim. Draco... Ne alaka?
"Saçmalama! Cho varken o beş para etmez biri. Ayr-"
"Siktir git John." dedi Ced ve buraya doğru adımlarını duymaya başladım. Ben de sessiz ve hızlı bir şekilde oradan uzaklaştım.
♡
"Draco mu? Sen ve... Draco mu?" dedi Hermione inanamayarak."Evet Herm, beş yüz defa söylettin! EVET!"
"Oh inanmıyorum hala. Nasıl böyle bir şey düşünebilir aklım almıyor!" dedi Harry ayakta odayı turlarken.
"Ya Harry götün bir minder görsün kurban olayım otur şuraya artık! Seni izlerken ben kilo verdim be!" dedi Ron yanını göstererek.
"Ben bile senin kadar şaşırmadım Harry. Gel otur." dedim. Harry bana baktı ve yanıma doğru gelmeye başladı. Yanıma otrudu.
"Onunla konuşmalısın çünkü bazen ben de böyle düşünüyorum Day." dedi Harry.
"Kiminle konuşmalıyım?" dedim.
"Draco ile. O seni seviyor." dedi Harry. Kaşlarımı çattım ve düşünmeye başladım. Neden herkes böyle düşünüyordu? Acaba gerçekten beni seviyor olabilir miydi? Buraya geldiğimden beri beni kıskandığını gösteren belirtiler vardı. Peki ya Dursley'lerin evine gönderdiği o mektup...
"Bilmiyorum. Galiba, evet galiba gidip onunla konuşmalıyım." dedim ve yerimden kalktım. Hermione'nin arkamdan seslendiğini duydum ama takmadım ve yürümeye devam ettim. Hatta koştum. Onu, sesini, saçlarını galiba özlemiştim. Evet... Onu seviyordum. Ben de onu seviyordum. Ben Draco Malfoy'u seviyordum!
"Selam Daisley. Ay Daisie, ah pardon Daisy değil mi? Ahahaha bazı gereksiz isimleri aklımda tutamıyorum da kusura bakma şekerim."
Başımı kaldırıp önümdeki kişiye baktım.
"Merhaba Veronica." dedim yalandan bir tebessümle. "Aptal Veronica..." dedim fısıltıyla ardından.
"Efendim? Duyamadım? Ne dedin?" dedi
"Yok bir şey canım. Eh, ne vardı?"
"Hiç öyle bir anda karşılaşınca selam vereyim dedim. Neyse ben gideyim sevgilim beklemesin şimdi."
"Sevgili?"
"Aa haberin yok mu? Draco sana söylemedi mi? Biz sevgiliyiz!"
♡
Bakıyordum. Sadece bakıyordum. Gözlerimi kapatmış, oluşan karanlığa bakıyordum."Kötü gözüküyorsun, bir şey mi oldu?" Gözlerimi açmadım. Bunun Cedric'in sesi olduğunu anlamıştım.
"Evet."
"Anlatmak ister misin?"
"Hayır."
"Peki, ben bir şey sorabilir miyim?"
"Evet."
"Benimle çıkar mısın?" Gözlerimi açtım.
"Ne?"
"Benimle çıkar mısın?"
Gölgesine oturduğum ağacın altından beni kaldırdı.
"Seni seviyorum ve senin de Draco'yu sevdiğini biliyorum. Hayır dersen anlayış gösteririm."
"Ben Draco'yu seviyorum. Ama o beni sevmiyor. Ama onsuz.. Bana biraz zaman ver Cedric..."
"Tabiki! Ne kadar istersen düşünebilirsin. Seni bir sene bile beklerim."
Bahçeden hızlı adımlarla ayrıldım. Astronomi kulesine gidecektim. Orası beni rahatlatıyordu.
Kuleye geldim. Yere oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Düşündüm. Ağladım. Hıçkırdım. Ta ki arkamda saatlerdir beni izleyen kişiyi fark edene kadar...
----
evet,
ölmedim.
by!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙂𝙞𝙧𝙡 𝙞 𝙣𝙚𝙫𝙚𝙧 𝙡𝙤𝙫𝙚𝙙 𝙤𝙣𝙚 𝙡𝙞𝙠𝙚 𝙮𝙤𝙪 • 𝙙.𝙢𝙖𝙡𝙛𝙤𝙮
Fanfictionkitabin gidisati filmlerle ayni olmayacak, bilginize. (tum haklari azkaban'daki belatrix'in kolyesinin icinde saklidir.)