11. BÖLÜM

4 1 0
                                    

Sabaha karşı kalktım tuvalete gitmek için aşağıya indim, balkona çıktım hafif hafif rüzgar esiyordu sandalyeye oturdum gözlerimi kapattım, tabi ya bugün ali'nin doğum günüydü mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başladım. Kraliyet sofrası gibi bir sofra hazırladım, yukarı çıkıp ali'yi kontrol ettim uyuyordu. Sessizce telefonumu aldım odadan çıkıp meriç'i aradım.
-Alo meriç!?
-Asya hayırdır kızım sabah sabah?
-Abi bugün ali'nin doğum günü!
-Allah abi çok iyi olacak ya bu kadar olayın üstüne!
-Bence de birde meriç herkesi topla ali'nin evine gelin kahvaltı hazırladım. Birlikte hiç kahvaltı yapamadık şu olaylardan beri.
-Hayatımızı mahveden olaylar!!!
-Bağırma öküz! Beni de bağırtıyorsun ali uyanacak hadi kapat çabuk iki dakika içinde burda olun, çay hazır ve ali uyanmadan gelin.
-Tamam hadi kapat! Hemen kapattım, merakımdan can abinin odasına çıktım kapıyı açtım uyanmış telefonuna bakıyordu panikle kapıyı kapatıp hızla odaya çıktım ali kalkmış üstünü değiştiriyordu. Hemen gözlerimi k .
-Asya kimden kaçıyorsun?
-Merakımdan! Paniklemiştim, ali yanıma geldi yüzüme doğru eğildi
-Ali! Başımı kaldırdım. Güldük.
-Ya komik diğil mi?
-Ne?
-Şuan ki halimiz.
-Sevgilim değil misin sen benim?
-Evet. Kapı çaldı! Bizimkiler gelmiştir.
-Asya!
-Efendim?
-Eğer o kilitli dudaklara bir gün birinin dokunmasına izin verirsen, o kişi... ben olmak istiyorum. Hiçbir şey söylemeden aşağıya indim. Hepsi hediye alıp gelmişti, ben hediyemi baş başayken verecektim akşam yani. Güzel bir akşam olacaktı. Hep bir ağızdan bağırdık.
-Aliiii!!! Merdivende durdu.
-N'oluyor abi niye bağırıyorsunuz?
-Doğum günün kutlu olsun!! diye cırladı cemre
-Hadi kahvaltıya! Herkes mutfağa oturdu çayları katıp bende oturdum.
-Abi bişey diycem unutmuşmuydun?
-Yok aslında unutmuştum ama asya panik olunca hatırladım.
-Ali!
-Can abi çıktı az önce.
-Defolsun gitsin! Cehenneme kadar yolu var it!
-Ali!
-Noldu kavga mı ettiler?
-Boşverin ya önemli bişey değil.
-Önemli çok önemli.
-Ali çocuklara anlatıp keyfimizi bozmayalım.
-Bişey mi yaptı asya'ya!?
-Yetişmesem dokunacaktı pislik asya'ya! Halâ bak aklıma geldikçe sinirleniyorum.
-Ya tamam kapatın şu konuyu! Açmayın birdaha!
-Ee akşam nereye gidiyoruz!
-Deniz kafeye, konuştum ben ayarladım sadece akşam sekizde burda olun dedi. Önce yemek yiycez, ardından pasta üfleyecek doğum günü çocuğu.
-Ya onu anladım da can abi niye asya'ya dokunsun ki?
-Cemre haklı aslı da ali can abi bizi kardeşi gibi görüyordu.
-Şerefsizliğinden yaptı başka ne olucak?!
-Ali biraz sakin olurmusun?

* * * * * *
Aynı günün akşamı

-Herkes hazırmı?
-Evettt!!
-O zaman gelsin pastamız!! Pastayı getirdiklerinde ali'nin yüzündeki mutluluk paha biçilmezdi onu öyle görmek hepimize ayrı ayrı mutluluk veriyor. Ali pastayı üfledi ıslıklar, alkışlar ve cemre'nin mutluluk çığlıkları ali bana baktı hediyesini bekler gibi. Hemen içeri gittim biliyordum arkamdan gelecekti, yanıma geldi.
-Hediyemi alabilirmiyim artık? Önce siyah, kırmızı kurdeleli bir kutu uzattım, heyecanla açtı siyah bir kol saati almıştım, hemen taktı.
-Bir hediyem daha var. Şaşırmış gözlerle baktı bana kaşlarını kaldırarak.
-Bekliyorum. dedi ayaklarımın üstüne basara yanağındam öptüm. El ele dışarı çıktık.
-Beklemediğim bir hediyeydi. Gülümsedim herkes ali'ye sarılmak için sıraya girdi. Bende kenarda ali'yi izliyordum, ali bana sarılmak için bana yaklaşıyordu ki yine o berbat silah sesi duyuldu. Biri vurulmuştu ama kim tekrardan seri silah sesleri herkes çığlık atarak masaların altına girdi, eğildiğimde kendimi kontrol ettim elbisemde kan izleri vardı ama vurulan ben değildim gözüm yerde yatan ali'ye kaydı gözlerimden aşağıya bir yaş düştü sinirle masanın altından çıktım kapıdan ağlayarak çıkarken silah sesleri susmuyordu. Bizimkilerin "asya" diyerek bağırmasına aldırmadan dışarı çıktım o an herşey sustu benim için kurşunların bana gelmemesi için uğraşıyorlardı sanki, siyah takım elbiseli maskeli bir adam kolumdan tuttu.
-N'apıyosun bırak beni!!
-Yürü dedim! Sesi kuzey'in sesine benziyordu.
-Kuzey!
-Sesiz ol ve yürü asya!
-Kolumu acıtıyosun, ali kaldı bırak beni hem sen nerden çıktın bu maskeyi neden takıyosun?!! Kuzey!!
-Burdan gidelim anlatıcam. Arabaya bindirdi beni arabayı çalıştırdı, telefonum çaldı yabancı numara yazıyordu açtım aynı gülüş sesi
-Pislik!! Bari bugün rahat bıraksaydın bizi!! Âdi herif!
-Arkadaşın iyi mi bari aa pardon sevgilindi dimi!?
-Bana bak ona eğer birşey olursa seni varya...
-Sen bana hiçbirşey yapamazsın.
-Ne istiyorsun bizden ya bıraksana peşimizi!!
-Çok bağırma sesin kısılmasın babacım.
-Bana bak! Sen kimsin ki?
-Üvey babanızım asya. Hem senin hem de kuzey'in.
-Sen bizim hiçbirşeyimizsin!! Üvey babamız bile olamayacak kadar âdi bir pisliksin. Kuzey telefonu kulağımdan alıp hoparlöre aldı.
-Bana bak pislik herif şimdi oraya geliyorum bana ve kardeşime yaptıklarının hesabını ödüyorsun anladın mı? deyip direk telefonu kapattı.
-Planın nedir?
-Polislerde bizimle kardeşim inandılar bana eğer bize birşey yapacak olursa devreye onlar girecek.
-Akıllı abim benim! Ama ali?..
-Hastaneye yetiştirmişlerdir onu?
-Eminmisin? Ben bizimkileri arayayım. Meriç'i aradım direk açtı.
-Asya nerdesin sen kızım, iyimisin?!
-Ali iyi mi?
-Ali, ali iyi ameliyatta merak etme sen nerdesin ve iyimisin?
-İyiyim ben merak etmeyin adem'in evine gidiyoruz, abimle polislerde var o yüzden merak etmeyin beni.
-Tamam umarım bi an önce biter bu iş.
-Umarım meriç şu beladan bi kurtulalım rahat bir nefes alıcaz.
-Tamam kapat hadi. Bol şans. Kapattım, kuzey kıyafetlerime baktı.
-Eteğin fazla kısaymış?
-Şuan bunu konuşmasak?
-Peki.
-Sana ne yaptı?
-Almanyada rahat bırakmadı beni, sevdiğim kızı aldı benden ve şimdi aynı şeyleri sana yaşatmasına izin vermiyecem!
-Polisler yok!
-Nasıl yok?!
-Arkamızdalardı en son...
-Adem onları oyalıyordur, gelmek üzereyiz zaten kendi başımıza da halledebiliriz!!
-Bunu yapabileceğimizden emin değilim?
-Ben eminim!!! Bu iş bu gece bitecek!!!
-Tamam. İnelim. Kuzey adamları oyalarken bende koşarak içeri girdim kuzeyde arkamdan geliyordu odaya kapıya tekme atarak girdim koltukta oturuyordu ayağa kalktı bana yaklaşırken kuzey beni arkaya çekip önüme geçti. Belindeki silahını çıkardı kuzey.
-Bu gece bu iş bitecek! Ademde çıkardı silahını etrafımız korumalarla sarıldı hepsi silahını çıkartmıştı.
-Abi!..
-Sen karışma asya bu adamın bu gece bu evden cesedi çıkacak. Odaya esin ve cansuda girdi. Esin abime yalvarırken bana baktı yalvarır gibi gözlerimi kaçırıp cansuya döndüm, kollarını birleştirmiş ademe bakıyordu.
-Sende o tetiği çekecek cesaret olsaydı şimdiye vurmuştun beni! Yoksa korkuyormusun?! Baban olacak o adam gibi?! Silah sesi duyduk. Ademi kolundan sıyırmıştı mermi, adem arkamdaki korumayla kaş göz yapıyordu anlamaya çalışırken adam kolumdan tutup çekti beni kafama silah dayadı
-Abii! Kuzey panikle bana döndü.
-Silahını yere bırak! Ne kardeşin ölsün ne de sen!
-Abi bırakma bana hiçbirşey yapamaz!
-Geçen sefer yaptığımızı hatırlatırım asya!
-Sen karışma esin!
-Silahını bırakıyormusun?! Kuzey yavaşça eğilip silahı beline geri soktu, adam beni bıraktı.
-Niye gelmiştiniz buraya?
-Bana bak ne istiyosun bizden ya?!! Kuzey'in belindeki silahı çekip ademe bu sefer ben doğrulttum.
-Bana bak abim vurmadı seni ama ali'ye birşey olursa seni vururum anladın mı beni!!! Bırak peşimizi! Ali'ye birşey olursa o zaman hiç affetmem basarım tetiğe anladın mı?!!
-Olmayacak birşeye amin deme asya. Babanın soyu tükenene kadar peşinizi bırakmayacağım.
-Arkadaşlarıma zarar verme o zaman!! dedim ve hızla tetiği çektim adem yere yığıldı evet vurmuştum onu almıştım intikamımızı. Adem yerden kalktı gülüyordu.
-Bana hiçbir şey olmadı! Daha nişan almayı bilmiyorsun!!
-Abi gidelim! Ali'yi görmem gerek!
-Peki bana sordunuz mu?
-Neyi?
-Sizi bırakıp bırakmayacağımı?
-Arkadaşlarıma daha fazla zarar verme! Bu son olsun!!
Cevap vermesine fırsat vermeden koşarak evden çıktık, arabaya bindim cemre'yi arayıp hastaneyi öğrendim yola çıktık.
-Sen bırakmayacaktın o silahı, basacaktın tetiğe! O bana hiçbirşey yapamazdı!
-Napsaydım seni kaybedemezdim asya! Bıraksaydım seni öldürsemiydi!?
-Eninde sonunda birimizi öldürecek zaten! O an onu vursaydın bitecekti bütün bu kabus!! Keşke vursaydı beni! diye bağırdığımda ani bir fren yaptı.
-Ben bu durumdan çok mu memnunum sanıyorsun asya!! Ha, hiç birimiz istemezdik böyle olsun!!
-Bağırma bana!!
-Abinim ben senin bağırırım!!
-Bana bağırma!!
-Asıl sen bağırma, bana sesini yükseltemezsin!!
-Aç kapıyı ineceğim ben!
-Asya! Az kaldı zaten varmak üzereyiz hastaneye, benimle konuşmak istemiyorsan. önümdeki arabadaki çekmeceyi açtı, kulaklı ve mp3 çıkardı.
-Al bunları dinle. Elinden aldım kulağıma taktım, açtım dışarıyı izledim, arabayı çalıştırdı yol boyu hiç konuşmadık. Hastaneye geldiğimizde kulaklığı çıkarıp arabadan indim koşarak girdim hastaneye yoğun bakımın önünde kimse yoktu hemşireye ali'nin odasını sordum "512 numara" dedi ikinci kata çıkıp odaya girdim bizimkiler gülüşüyorlardı. Kapıyı açtım, ali uyanmıştı
-Asya nerdeydin? Bişey söylemediler bizimkiler.
-Adem'in yanına gitmiştim.
-Ne işin vardı orda?
-Yanlız diğildim kuzeyde benimleydi.
-Gel. dedi yanına oturdum.
-Ali...
-Efendim?
-Özür dilerim.
-Hayır duymamış olayım, senin bir suçun yok! Hem hastanede doğmadıkmı biz doğduğumuz yerdeyiz işte.
-Yaa deli! Ali ne zaman çıkacaksın burdan?
-Asya bi dur daha yeni geldik!
-Yarın sabah çıkıcam!
-Ama olmadı böyle asya niye ali'yi burdan çıkmaya teşfik ediyorsun!
-Ben ne yaptım yine ya!
-Tamam tamam! Susun güldürmeyin! Acıyor.
-Asya biz seninle eve falan mı gitsek ya?
-Niye serkan?
-Eteğin çok kısa başına bişey gelir.
-Bencede ben burdayım zaten, pantolon giy gel.
-Kırk yılda bir etek giydik ettikleri lafa bak, çok kısaymış mış!
-Ben söylemiştim ama?
-Sana söyledin mi diye soran olmadı!! dedim kuzey'e giderken kolumdan tuttu.
-Bırak beni!
-Hop, hop bırak kızı!
-Siz karışmayın!
-Meriç sakin!
-Sen kimsin kim verdi sana asya'ya dokunma hakkını?!
-Abisiyim! Kolumu çektim odadan sinirle çıktım, serkan da arkamdan geldi arabay bindim. Serkan arabayı çalıştırdı.
-Korkuttun kızım bizi! Mermilerin önüne atladın! Kuzey nerden çıktı?!
-Uzun hikaye boşver serkan. Geldik mi?
-Evet ben burda bekliyorum sen hemen gel tamam?
-Tamam. Koşarak yukarı çıktım aşağıdan kapı sesi duydum eve tam girecekken
-Asya!
-Orçun?
-Asya benim sana söylemem gereken bir şey var!
-Söyle?
-İçeri geçelim mi?
-Tabi. Kapıyı örtüp salonun ışığını yaktım orçun'un yanına oturdum.
-Asya arkadaşlarından birisi ademle iş birliği yapıyor.
-Nasıl yani? Kim?
-Cemre diye tahmin ediyorum çünkü, esin söyledi. Babasıyla konuşurken duymuş.
-Orçun sana inanmalımıyım bilmiyorum?
-Asya cemre ali'ye âşıktı. Ben onları konuşurken duydum cemre ali'nin karşısında ağlayarak ali'ye onu sevdiğini söylüyordu.
-Cemre böyle birşey yapmış olamaz?
-Ben söyleyeyim de sen ister inan ister inanma.
-Orçun benimle hastaneye sende geleceksin ve cemre'yi takip edeceksin her konuşmasını nereye gittiğini bilmek istiyorum. Olurmu?
-İşin içinde sen ve sizinkilerle takılmak varsa neden olmasın?
-Tamam orçun sen bekle burda ben üstümü değiştirip geliyorum. Hemen odama girip mavi kotumu geçirdim. Buluzum göbeğimi açıyordu ama onu değiştir dememişlerdi. Orçun'la birlikte aşağıya indim, serkan orçun'u görünce şaşırsada birlikte arabaya bindim, orçun'un bana söylediklerini anlattım serkan'a
-Kızım bu zibidiye güvenmeli miyiz sence ha? Bize özelliklede sana yanaşmak için yapıyor olmasın? Hemen güvenmeyelim bence. Bak ne yapalım biliyormusun bu cemre'yi takip edecek ya bizi arasın yada ses kaydı, görüntü kaydı falan alsın yoksa inanmam ben buna! Hem ali ve meriç'in de bunu aramızda kabul edeceklerini sanmıyorum.
-Edecekler ben onlara durumu anlatıcam. Hadi inelim.
-Ben arabayı park edip geliyorum. Lan orçun bu kıza yamuk yaparsan seni tel gibi bükerim anladın mı?
-Anladım. derken yüzünde her zamanki ukalâ tavrı vardı. Birlikte asansöre bindik. Düğmelere basarken.
-Orçun cemre'yi takip ederken serkanın dediği gibi görüntü yada ses kaydı al olurmu?
-Tamam. Asya benim sana ya da diğerlerine yanaşmak gibi bir niyetim yok gerçekten.
-Peki, sana birşey soracağım?
-Sor.
-Halâ bana aşıkmısın?
-Evet. Böyle bir cevap bekliyordum ama bu kadar net ve kesin bir cevap beklemiyordum. Asansör bizim kata gelince odaya girdim orçun'la. Ali ve meriç'in yüzündeki sinir diğerlerinin yüzünde de şaşkınlık.
-Hayırdır kızım bir alana bir bedava mı? Ne işi var bunun burda?!
-Önce bir sakin olun. Herşeyi anlatıcam. Şu hastaneden bir çıkalım.
-Şimdi anlatır mısın asya?
-Hayır! Koltuğa oturdum telefonumu çıkarıp cansu'yu aradım. Dışarı çıktım.
-Alo asya iyimisin buraya gelmeseydiniz keşke.
-Merak etme daha çok gelicez oraya.
-Asya ali iyimi?
-Sana ne ali'den? Esin soruyor dimi?
-Evet
-Ona söyle ali çok kötüymüş ameliyattan çıkamamış, aynen böyle söyle ona. deyip telefonu kapattım odaya girdim cemre çıktı orçun'u dürtüp kapıyı işaret ettim fısıltıyla.
-Cemre gidiyor sen takipte kal birşey olursa kayıt al. Hadi git!
-Tamam bana güven. Orçun'u cemre'nin peşinden yolladıktan sonra koltuğa oturdum ali'ye baktım.
-Çocuklar!
-Evet bir açıklama yapmanı bekliyorduk bizde.
-Cemre bize ihanet ediyor.
-Nasıl yani?
-Cemre ademle iş birliği yapıyormuş.
-Orçun mu söyledi bunu o yüzden mi getirdin onu?
-Ben cemre'nin böyle birşey yapmış olabileceğine inanmıyorum.
-Maşallah ali sende bizden hiç birşey saklamıyorsun gerçekten.
-O ne demek asya?
-Şu demek cemre sana aşıkmış ve sen bize bunu hiç söylemiyorsun? Aşk olsun?!
-Önemli birşey değildi. Gereksiz yani.
-Tamam bunu sonra konuşuruz orçun cemre'yitakip edecek.
-Sen nasıl diyorsan öyledir.
-Ya çocuklar ben cemre'nin böyle birşey yapmış olduğuna inanıyorum. Yapar!
-Asya orçun bizim aramızı bozmaya çalışıyor farkında değilsin inanma ona!
-Ben ona inanıyorum siz ne derseniz deyin ben orçun'a inanıyorum. O doğru söylüyor!
-Asya şimdi sen bize inanmıyorsun ona inanıyorsun öyle mi?
-Evet ona inanıyorum! Size inanmıyorum gerçekten ya kötü bir niyeti yok onun! Siz özelliklede sen ali sırf kıskançlığından yapıyorsun bunu! Dedim çıkıp gittim eve girdim çay koymaya gidiyordum ki kapı çaldı gidip açtım. Karşımda makyajı akmış cemre çıktı.
-Cemre?
-Asya konuşabilirmiyiz?
-Gel. Salona geçip oturduk.
-Anlat.
-Asya adem seni ali'den ayırmazsam annemi...
-Cemre... Sakin ol! O pisliğin arkadaşlarıma dokunmasına izin vermeyeceğim merak etme hiç birşey olmayacak! Bende... ali'den ayrılmıyacağım.
-Asya ama takip ediyor! Ayrılman lazım!
-Cemre bak...
-Asya anlamıyorsun dimi?! Ben babamı kaybettim öldü benim babam, şehit oldu. Sen benim arkadaşım değil misin?! Bizim hayatımızın hiç mi önemi yok!
-Tamam! Sus! Ayrılıcam.

2 Gün Sonra

Günlerdir ali'ye nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum ali'nin şu an karşımda beni izliyor oluşu beni daha çok tedirgin ediyor ve korkutuyordu, korkudan titremeye başlamıştım ki...
-Asya?! Üşüyormusun?
-Hayır
-Titriyorsun, ne oldu?
-Ali ben ayrılmak istiyorum. Panikle bir anda ağzımdan kaçırdım. Allah kahretsin!
-Ne?..
-Ayrılmak istiyorum.
-Neden, sebep söyle sana hak vereyim? Sebep söyle asya!! Neden ayrılmak istediğini söyle!!?
-Ali sıkıldım istemiyorum bitirelim!
-Sıkıldın?
-Evet! Git evimden ali!!
-Asya bak bir şey var bana söylemiyorsun?! Ben seni tanırı-
-Ali git evimden!! Kapıyı çarpıp çıktı koşarak balkona çıktım ali ağaca yumruk arıyordu, eve girdim tüm ışıkları kapatıp kendi karanlığımda kendim boğulmaya karar verdim sonuçta artık benimle boğulmak isteyen kimse yoktu. Telefonum çalıyordu bakmadan açtım.
-Efendim?
-Asya lütfen ayrılmadım yapmadım de inanmadım ona de sana bir ses kaydı atıcam.

YILDIZ TEPESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin