Sabah kalktığımda başımda orçun istemsizce bir gülümseme oluştu yüzümde, koltukta masumca uyuyordu. Uyurken çok tatlıydı ali gibi, birden kıpırdadı hemen gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaptım ama anladı.
-Uyumadığını biliyorum. deyince anında gözlerimi açtım
-Sen beni mi izliyorsun?
-Yoo bende daha yeni uyandım.
-Tamam hadi kalk hem ben birşey buldum.
-Ne buldun?!
-Evin yedek anahtarı paspasın altında varmış?
-Ben daha yeni taşındım ne bileyim onun altında anahtar olduğunu. Hem görmedim ben anahtarı, bilmiyordum.
-Benimle kalmak için mi yaptın? Söyleseydin keşke bende bu fırsatı kaçırmak istemezdim yani.
-Alakası yok. Seninle kalmak için falan yapmadım.
-Farkındaysan kader bizi bu arlar hep, bizi yan yana tutuyor.
-Biz istemezsek tutmaz.
-Kötü de yapmıyor değil.
-Boş yapma yine ver anahtarıda çıkayım telefonumda orda kaldı, zaten.
-Al! Alabilirsen? elini yukarı kaldırdı elimi uzattım ama elim sadece bileğine kadar geliyordu zıplayınca anahtarı aldım ama o beni belimden tutup kendine çekti.
-Napıyosun?! Bırak beni!
-Asya gör artık beni. Ben burdayım, gözünün önündeki şeyi itemezsin çalışırsın ama o istemezse gitmez. Anladın mı?
-Hıı... Tamam bırak hadi beni. Bıraktı kapıya yöneldim kapıyı açtım tam çıkıyordum ki yine bileğimden tutup beni kendine çekti.
-Teşekkür bekliyorum
-Ne? Neyin teşekkürü?
-Bende kalmanın teşekkürü. İstesem seni evime almayabilirdim.
-Orçun bırakır mısın beni?!! Tamam teşekkür ederim. Bırak hadi. deyince bıraktı kapıya döndüğümde karşımda ali.
-Ali!?.
-Ben sana ulaşamayınca merak ettim bakayım demiştim. Gidelim mi?
-Gidelim. dedim elimdeki anahtarla kapıyı açtım. Birlikte eve girdik üstümü değiştirdim ali'nin yanına geldim, mutfakta krep yapıyordu.
-Ali.
-Evet.
-Dün orçun'a gitmiştim.
-Neden?
-Bana söyleyecekleri vardı onu merak ettim. Anahtarı da evde unutunca onda kaldım.
-Anlattığın için teşekkür ederim. Hadi kahvaltılıkları çıkart. Birlikte kahvaltı yapalım bugün.
-Hemen ali kaptan! dedim hızlıca kahvaltılıkları çıkarttım, birlikte kreplerimizi yedik, birlikte topladık salona geçtik
-Ne konuştunuz?
-Kiminle?
-Orçunla.
-Saçma saçma şeyler söyledi. Yok birbirimizden başkasını görmüyormuşuz, yok duvar örmüşüz etrafımıza. Boş boş şeyler konuştu.
-Anladım. Ne yapalım?
-Dışarı çıkalım mı?
-Hadi ben eve gidiyorum üstümüzü değiştirelim sonra ben seni alamaya gelirim. Olurmu güzelim?
-Olur ali kaptan. Görüşürüz. ali'yi yollar yollamaz dolabımı açtım. Beyaz büstiyer, üstüne kot ceket, altına yırtık pantolonumu giydim saçımı düzleştirdim, zil çalınca aşağıya indim ali'yle birlikte alış veriş merkezine gitmek için taksi çağırdık ve yola koyulduk, ali'yle konuşmaya daldığımızdan dolayı adamın bizi başka yere götürdüğünü anladım ali'ye baktım.
-Ne oldu?
-Ali bişeyler oluyo alış veriş merkezinden uzaktayız. Bak orman gibi bi yere getirmiş bizi. Abi noluyo?
-Abi noluyor, nereye gidiyoruz?
-Biraz bekleyin anlarsınız? dedi ve durdu.
-Niye durduk? Ya noluyor?!! Ali bişey yap inelim, geri dönelim.
-Sakin ol asya, anlarız şimdi. Ali kapıyı açmaya çalıştı ama açamadı.
-Abi kapıyı açar mısın, gidicez biz.
-Olmaz evladım beklememiz lazım.
-Ya abi açsana kapıyı ya, ne derdin var bizimle bırak gidelim. Ne istiyosun yaa?!!
-Asya tamam bekleyelim, görelim. Ne olacak.
-Ali ya durmayalım gidelim. Camı kıralım ben kırarım bunu elimle, acır macır ama lütfen gidelim korkuyorum ben bişey olacak hissediyorum.
-Korkma. Gel buraya. Bekleyelim sadece bekleyelim, elimizden başka birşey gelmez çünkü. dedi bana sarılarak gözlerimi kapatıp ali'nin kokusunu içime çektim birkaç dakika sonra araba sesleri duyunca gözlerimi açıp dışarıya baktım
-Ali? dedim ali sadece dışarıya bakarak neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Siyah takım elbiseli adamlarda biri camı tıkayınca şöför abi kapıları açtı öbür adamlar kapımızı açtılar ali'nin elini tuttum.
-Ali... ali elimi sıkıca tuttu ona baktım, ali kulağıma eğilip sessizce
-KAÇ!
-Ne?
-Dediğimi yap asya çabuk in ve hızlıca koş. Ben sana yetişicem hadi. Ali öyle deyince arabadan inip hızlıca koşmaya başladım. Adamlar "kaçıyor" diye bağırıyorlardı bense sadece koşuyordum. Bi an biri beni tuttu.
-Bırak benii!! Alii yardım et! Ali koşarak yanımıza geldiği anda adama yumruk attı
-Ali tamam. Adamlar ali'yi tuttular biri beni kucaklayıp arabaya götürüyordu.
-Aliii!!! Ali adamlara yumruk atıyordu birinin silah çıkardığını farkettim.
-Aliii dikkat etttt!! diye bağırdım sonra bir silah sesi en son ali'nin yere doğru yığıldığını gördüm beni tutan adam beni arabaya bindirdi. Arabada bağırıp duruyordum
-Ehh yeter bi rahat dur bee!
-Bırakın lan beni bak ödeticem size bunu naptınız ona hanginiz yaptı ha ne istediniz lan ondan ne suçu vardı onun ha?!!
-Yeter be bişey olmayacak ona merak etme hastaneye gönderttik onu.
-Nerden vurdunuz?
-Kolundan.
-Gerizekalı. O çocuk daha yeni bıçaklandı, bak eğer o çocuğa bişey olsun varya o zaman görürsünüz. Arabayı süren adam benimle konuşan adama dönüp
-Abi yanlız kız baya güzelmiş ha.
-Öyleymiş. Kim bu ali sevgilin falan mı?
-Hayır o benim arkadaşım.
-İn bize zorluk çıkarma. Kapı açıldı indim baya güzel ve büyük bir evdi hızla içeri girdim kapılar açıldı adamlardan biri beni salon'a getirdi. İçerde yakışıklı bir genç adam vardı otuz yaşlarında gibiydi.
-Hoş geldin.
-Sen kimsin?
-Babanın katili. dedi güldüm
-Babamın?
-Eşime kendi kızımdan daha çok benziyorsun
-Eşin yaşıyor mu bari?
-Evet aslında babanın katili o ben değilim babanı ona vurdurttum.
-Sen nasıl bi pisliksin ali'yi de mi sen vurdurdun?
-Hayır bu tamamen arkadaşının suçu.
-Ee ben ne zaman gideceğim ha?
-Yarın, ama seni yaralamadan bırakmam
-N-ne onca yaptıkların yetmedi mi?! İmdatttt!!!
-Sus bağırma! diyerek ağzımı kapattı elini ıssırdım çığlık attı o sırada beyza kısa elbiseli, beyaz tenli, kahve rengi gözlü, siyah saçlı bir kadın indi eşiydi galiba, gerçekten benziyordum o kadına. Yanımıza geldi adama yaklaşıp sağlam bir tokat attı. Kendimi tutamayıp
-Helal be abla! Eline sağlık iyi yaptın. Kadın bana bakıp tekrar eşine döndü
-Kim bu kız?
-Seninkinin kızı.
-Bırak kızı gitsin. Kıza bak zaten perişan olmuş.
-Vur!
-N-ne?
-Kızı vur dedim!!!
-Adem...
-Cansu kızı vur dedim!!! Yoksa sen biliyorsun?
-Üzgünüm küçük kız.
-Saçmalama bak eğer bana zarar verirsen ali peşini bırakmaz.
-Nerden?
-Kurtarılamayacak bi yerden vur.
-Tam olarak nerden?
-Kalbine yakın biyerlerden.
-Nee?! Abla vuracakmısın gerçekten beni?
-Üzgünüm. Tamam adem sen git. dedi adem gitti cansu yanıma yaklaşıp
-Şimdi seni vurmak zornundayım, ama gün gelince burdan kurtulunca bütün gerçekleri eksiksizce sana anlatacağım. İnan bana belki gerçekleri öğrenince beni affetmiyeceksin ama üzgünüm ve senden çok özür diliyorum. dedi geri çekildi silahı doğrultup özür dileyen yaşlı gözlerle baktı gözlerimi silah'a kaydırdım gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ardından bir silah sesi kalbimin sağ tarafında bir acı, gözlerimin kararması ve hızla yere düşmemin acısı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TEPESİ
Dla nastolatków"Sen benim beynimdeki kara bulutların içindeki tek beyaz bulutsun asya..." "Sen benim içimdeki savaşın en güzel savaşçısının ali..." Belkide sadece bu kelimeler birbirimizi anlatmaya yetiyordu, aslinda ikimizde aynı şeyi yapıyorduk o düşünüyordu ben...