Gözlerimi açtığımda bir odadaydım, etrafı incelerken birden kapı açıldı. Siyah saçlı, kahve rengi gözlü, kaslı benim kopyam olan bir genç girdi odaya. Yanıma oturdu.
-Kimsin sen? Ne istiyosun benden.
-Korkma sana zarar vermeyeceğim.
-Bırak beni.
-Bırakıcam ama sende dediklerimi yapacaksın, anlaşıldı mı?
-Söyle.
-Yarın akşam saat sekizde hazır ol ve gelen ilk taksiye binip sana attığım konuma gel anlaştık mı? Eve gittiğinde kargoyla akşam giymen için gönderdiğim kıyafetlerin hepsini üstünde görmek istiyorum.
-Bakalım hayatımda bilmediğim daha ne gibi sırlar varmış, çok merak ediyorum gerçekten.
-Hadi çok konuşma evine dön. dedi. Birlikte dışarıya çıktık beni arabaya bindirdi. Camdan kafamı çıkarıp bağırdım.
-Adın nee!?
-Kuzey, Kuzey Güneş. Gülümseyip kafamı tekrar içeri sokup camı kapattım evin önüne geldiğimizde arabadan hızlıca inip koşarak ali'ye sarıldım.
-Nerdeydin aklım çıktı, orçun arayınca daha çok korktum. Birşey oldu sandım sana.
-Olmadı ama, bak burdayım sarılıyorum sana.
-Asya nerdeydin çok korktum.
-Yukarı çıkalım anlatıcam. Hep birlikte eve girdik koltuklara oturduk camı yaptırmışlardı. Tam anlatacakken kapı çaldı, meriç gidip kapıyı açtı elinde hepsi burada paketiyle geldi. Kutuyu cemre açtı içinden kırmızı uzun kuyruklu bir elbise, iki çift küpe ve birde siyah deri ceket çıktı.
-Benden bunları giymemi beklemiyordur umarım.
-Kim beklemiyordur? Asya anlatacakmısın?
-Anlatıcam. Kuzey, Kuzey Güneş yarın akşam saat sekizde hazır ol dedi. Bende birşey bilmiyorum.
-Güneş mi dedin az önce sen?
-Evet, neden ki serkan?
-Senin soy adında güneş değilmi?
-E-evet. Yani bir dakika bizim aramızda birşey olabilir mi diyorsun?
-Yani öyle olabilir.
-Düşününce bana da mantıklı geliyor.
-Yarın öğreniriz.
-Ya bu arada asya senden birşey isteyebilirmiyim?
-İste.
-Bizim için onları denermisin? Lütfen... dudağını büktü
-Of tamam yapma şunu?! Gidip deniyorum. Eşyaların hepsini kucaklayıp odaya girdim elbiseyi giydim, salona geldiğimde ege ve serkan bir "oooo" çektiler.
-Ali bak bu kızı kaparlar ha sendemi gitsen bununla?
-Benimde seni hiç yanlız bırakasım yok.
-Ali! Kimse gelemeyecek, bana da birşey olmayacak. Hadi gidin evinize, yatıcam ben.
-Ben burda kalıcam siz gidin. Hepsi gidince üstümdekileri çıkartıp sıcacık yatağıma girdim. Gece terler içinde uyandım. Ali salonda uyuyordu, sesizce kapıyı açıp aşağıya indim kapıyı tıktıkladım açılmayınca zile bastım hemen açıldı karşımda zor ayakta duran bir orçun gördüm hemen içeriye girip kapıyı örttüm, orçun elini kapıya koydu
-Orçun n'apıyosun? sesim titriyordu konuşurken panik olmuştum, ellerim terliyordu bana biraz daha yaklaştı içki kokuyordu, buraya gelmem hiç iyi bir fikir değildi
-Orçun! Bak sen iyi değilsin lütfen bırak ben başka zaman geliyim. Yandan çıkmak için yeltendiğimde oraya da kolunu koydu.
-Orçun bak ali gelecek! Orçun!! Yüzüne bir tokat attım. Ellerini çekince hızlıca kapıyı açıp koşarak eve girdim yatağıma girip uyumaya çalıştım ali'nin yanına gittim yere uzanıp uyudum. Sabah ali'nin sesiyle uyandım ali elimden tutup beni kaldırdı.
-Günaydın.
-Günaydın sevgilim. "Sevgilim" sözü beni gülümsetti biran
-Sevgilim mi?
-Evet sevgilim değil misin?
-Sevgilinim.
-Hadi kalk bugün seni hiç tanımadığım bir adamın yanına göndereceğim, ama bende geleceğim anladın mı? İtiraz istemiyorum!
-Peki tamam.
-Kahvaltıyı hazırladım. Birlikte kahvaltıya oturduk, birlikte topladık, parka gittik salıncakta sallandık, birlikte çay içtik, güldük, kaçan kovalanır oynadık. Akşam olunca anlamsız bir hüzün oldu. Odama girip hazırladım bizimkiler geldi elbisemin arkasından tutarak çıktım hafif bir makyaj da yaptım, normalde yapmazdım ama o istediği için yaptım. Hepsi alkışladılar, ceketimi aldım, telefonum elimdeydi, ayakkabılarımı giydim ali elimden tuttu birlikte aşağıya indik taksinin kapısını açtı, bindim alide öne geçti. Bana bakıp
-Konum attı mı?
-Şuan geldi. Ali'ye gösterdim ali taksiciye tarif etti, şoför radyoyu açtı son zamanlarda sık sık duyduğum bir şarkı çalıyordu " Bi sebebi var" aynadan ali'yle bakışıyorduk. Şarkı bitti yolda bitti belki biz de bitecektik herşey bitecekti, belki bizim hikâyemizin sonu iyi yazılmamıştı. Arabadan indim havalı bir mekana geldik ali'ye baktım önden içeri girmişti kapıdan kuzey çıktı elimden tutup öptü hemen elimi çektim. Birlikte içeri girdik sade bir 4 kişilik masaya oturduk, ben siparişimi verdim.
-Üçüncü kişi kim?
-Bekle görürsün.
-Offf, bıktım senden herşeyi saklıyorsun.
-Zamanı gelince öğrenirsin! Yanımıza o kadın geldi, adem Varol'un eşi Cansu Varol geldi. Beni vuran kadın. Gözlerim hemen ali'yi aramaya başladı ama göremiyince vazgeçtim.
-Ne işimiz var bununla?!
-Sakin ol! Anlatıcam.
-Anlatın, dinliyorum.
-Sakin olacaksın anlatıyorum. Ben senin abinim, senin anne bildiğin o kadı senin gerçek annen değil. Senin annen bu kadın! Annen bildiğin o kadın, babamızın gerçek annemizden sonraki eşi. Biliyorum inanmıyorsun, ama bunlar gerçek.
-A-anlamıyorum. Gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı, ağlıyordum hemde az önce söylediklerine anlam veremiyordum.
-Anlamak zorundasın! Gerçekleri söylüyorum ben!!
-Bana bağırma!!! Yok ya ben resmen yalanların içinde yaşamışım! İnanmıyorum ya sen nerdeydin bu zamana kadar?!
-Adem izin vermedi. Eğer söyleseydim babanı öldürecekti.
-Şimdi ne oldu!! Öldürmedi mi babamı ha ölmedi mi benim babam!!? Sen nerdeydin kuzey?!
-Amerikadaydım ben.
-Offf, deliricem yemin ederim ya! Gidiyorum ben!
-Asya!!
-Ne var!?
-Tek yalanların içinde büyüyen sen değilsin bende aynı durumdayım.
-Seninle ben bir değilim!
-Ben senin abinim. Kuzey'in karşısına geçtim
-Sen benim abim değilsin!! dedim hızlıca çıktım mekandan, yürümeye başladım bir yandan hala ağlıyordum. Biri kolumdan tuttu ali'ydi hızlıca ali'ye sarıldım, ağlamaya başladım ali beni kucağına aldı herşeyi inkâr etmiştim ama bir yanım söylediklerine inanıyordu. Ali'nin kucağında ağlamam bittikten sonra başımı kaldırıp ali'ye baktım bana baktı " seni hiç buraya getirmemeliydim" gibisinden
-Ali ben söylediklerine inanıyorum.
-Allah bilir ben olmasam neler olacaktı?! Hiç gelmemeliydin buraya.
-Ali teşekkür ederim. Kızgın mısın?
-Evet ama sana değil onlara.
-Neden?
-Seni ağlattıkları için.
-Nereye gidiyoruz?
-Benim evime.
-Çok özledim orayı senin o yatağını kokusunu. Gülümsedi, bende gülümsedim.
-N'oldu? Neden güldün?
-Hiç... Sen yine benim kıyafetlerimi mi giyeceksin?
-Evett!! dedim elimi yumruk yapıp havaya kaldırarak
Yağmur başladı, ali üzerime ceketini örttü. Kaldırımda bağıra bağıra yürüyen bir kız gördük bize doğru yaklaştı. Ağlamaklı bir sesle.
-Ali... İnanmıyorum bu senmisin? Ne kadar yakışıklı olmuşsun.
-Duygu? Ne işin var senin burda?
-Ben sana birşey söyleyecektim, çaldım, çaldım açan olmadı. Bende eve dönüyordum. Sarhoş olduğundan sesi dolu dolu çıkıyordu. Ali bana baktı bense kıza bakıyordum.
-Ne söyleyecektin ali'ye?
-Sen kimsin?
-Ali'nin sevgilisiyim.
-Vayy sevgilimi yaptın ali?! Bana anlattığın kız bu mu? Neydi adııı... Asya.
-Alii? dedim şaşkınlıkla.
-Duygu biz sana taksi çağıralım, sonra konuşalım biz.
-Tabi canım sonra konuşun siz! Ali ben eve gidiyorum sonra kalırım sizde. " sonra" kelimesini elimi havaya kaldırıp tırnak işareti yaparak söyledim. Yürümeye başladım alilerden çok uzaklaşmamıştım ki önümde bir araba durdu silah sıktı havaya ali yanıma doğru koştu ağacın arkasına saklandık, rastgele silah sıkıyorlardı
-Ali!! Korkuyorum!!
-Korkma güzelim ben varken kimse sana dokunamaz.
-Ne zaman giderler?
-Bilmiyorum ama birşey yapmamız lazım.
-Kuzey'i arayayım mı?
-Ara en azından bize yardım eder. Hızlıca telefonumu çıkartıp kuzey'i aradım.
-Asya o sesler ne iyimisin?
-Abi bizi kutarman lazım adem'in adamları bize saldırdılar. Muhtemelen adem söylemiştir. Abi gel ve bizi kurtar!! dedi telefonu kapatıp ali'nin önüne geçtim
-Ali gitmeyecek bunlar.
-Gidecekler!
-Nasıl?
-Bilmiyorum ama gitmek zorundalar.
-Ali... bir dakika. Arabadan inmişlerdi sanırım kapı sesleri duyduk çünkü bize yaklaşıyor olmalılardı, önlerine çıktım. Silahlarını üzerime doğrulttular.
-Tamam sakin olun!! Ne istiyorsunuz?
-Adem bey seni görmek istiyor. Bizimle geliyorsun!
-Asya hiçbir yere gelmiyor!
-Ali gidicem ne istiyorsa öğrenip geleceğim. Tamam mı?!
-Asya seni-
-Ali itiraz istemiyorum, gidicem gelicem söz veriyorum.
-Asya... ya sana zarar verirse?
-O bana zarar veremez. Ali korkma. Sıkıca sarıldım ali'ye aslında bende korkuyordum, neler yapabileceğini hiç birimiz bilmiyorduk. Adamlarla birlikte arabaya geldik, binmeden ali'ye dönüp baktım arabaya bindim ve yola çıktık. Yine o büyük eve geldik kapımı başka bir koruma açtı indim, eve doğru yürümeye başladım kapıyı açtılar kapıda tekrar bir koruma karşıladı beni adem'in odasına götürdü girdim adem bana baktı dudağını büküp
-Fazla güzelsin bakıyorum bugün, ama biraz makyajın akmış ağladın mı sen?
-Ne kadar ilgilendiriyor bu seni?!
-Peki doğruyu söylemek gerekirse bu beni hiç ilgilendirmiyor.
-Niye çağırdın beni?!
-Cansu bugün seninleymiş?
-Evet, benimleydi nolmuş?
-Asya biliyorum sana kötü şeyler yaşattım, babanı aldım senden, anneni aldım.
-Seni polise şikayet edeceğim, arkadaşlarımda benimle olacaktır.
-Tabii beni şikayet edebilirsin. Tek kaşımı kaldırdım
-Eminmisin?
-Evet eminim.
-Gidiyorum ben bu eve her geldiğimde başıma kötü birşey geliyor. Tam kapıdan çıkarken silahını kapıya sıktı hemen panikle arkamı döndüm.
-N'apıyosun?! dedim cevap vermeyince çıktım korumalardan beni eve götürmelerini istedim. Arabaya bindim ali'nin evini tarif ettim oraya geldiğimde ali bahçede oturuyordu yanına gittim.
-Hoşgeldin.
-Hoşbulduk, seninle oturabilirmiyim?
-Hayır küçük hanım sen uyuyacaksın anladın mı hadi, önce üstünü değiştir yatağa gir ben geleceğim.
-Ben uyumadan gel ama, olur mu?
-Tamam. Hadi! Eve girdim ali'nin evini ne kadar özlediğimi fark ettim o an, merdivenden çıkarken karşıma can abi çıktı, önce beni süzdü
-Çok güzel olmuşsun asya! Sanırım seni ilk defa böyle görüyorum.
-Teşekkür ederim can abi.
-Asya abi kelimesini bıraksak mı?
-Peki can. İyi geceler.
-İyi geceler. dedim tekrar merdivenlerden yukarı çıktım ali'nin tişörtünü giydim altıma eşofman giydim herzamanki gibi büyük geldi. Üstümdekileri makineye attım mutfağa şu içmeye indim can abi geldi.
-Asya. dedi bana yaklaşmaya başladı, geri çekildim arkamda duvar olduğu için geri gidemedim.
-Can abi?! Kokmaya başladım bana birşey yapmazdı bundan emindim ama can abiydi bu ne yapacağı belli olmazdı.
-Asya. Kokuyor musun? Korkma bişey olmayacak sadece ali'yi benimle aldatacaksın.
-Can abi.
-Şşşşt! Abi yok sadece can! Çenemi tutarak başımı kaldırdı.
-Can bağırmak istemiyorum. Lütfen bırak beni. Korkuyordum ali'nin gelmesi an meselesiydi, öyle de oldu tam bana yaklaşırlen ali'yi gördüm mutfağın kapısında, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ali'ye baktım sinirli gözlerle can abiye bakıyordu. Ali can abiye doğru yaklaştı kolundan tutup kafa attı.
-Ali... dedim fısıltıyla
-Odaya çık asya!
-Ali yapma lütfen!!
-Asya odaya çık dedim!!! Koşarak gidip merdivenlere oturdum. Onları duyuyordum.
-Senin nasıl bir pislik olduğunu anlayamamışız! Asya'ya dokunursan olacaklardan ben sorumlu değilim, şu an asya korkmasın diye birşey yapmıyorum ama bir daha görürsem...
-Çok korktum! Ali haddini bil abinim ben senin!
-Abimsin tabii ama ben senin bana hiç abilik yaptığını görmedim. Sen benim abim falan değilsin olmayacaksın da!! Asya'dan da uzak dur! Bir daha ona dokunmaya çalışma!! Hemen odaya girdim yatağın üstüne oturdum ali geldi.
-Ali!-Asya sana birşey yaptı mı?
-Hayır yapmadı.
-Asya!!
-Yapmadı diyorum inanmıyormusun sen bana?
-Tamam hadi sen uyu ben burdayım. Çok yoruldun bugün.
-Ali... ben hiç birşey yapmadım.
-Biliyorum sen yapmazsın zaten. Hadi uyu!!
-Çok korktum.
-Korkma ben varken-
-Bana kimse zarar veremez! Yatağın içine girdim gözlerimi kapattım ali yanıma uzandı. Ali'ye döndüm, onu izlerken uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TEPESİ
Genç Kurgu"Sen benim beynimdeki kara bulutların içindeki tek beyaz bulutsun asya..." "Sen benim içimdeki savaşın en güzel savaşçısının ali..." Belkide sadece bu kelimeler birbirimizi anlatmaya yetiyordu, aslinda ikimizde aynı şeyi yapıyorduk o düşünüyordu ben...