14.BÖLÜM

2 1 0
                                    

Bizimkiler odadan çıktılar, daha fazla hatırlamıyormuş rolü yapamazdım. Bilmelilerdi olay tam olarak şöyle gerçekleşti.
Telefonum çaldı açtım hemen telefondaki ses "Anayol'a gel" dedi telefonu kapatıp yavaşça merdivenlerden inip yola kadar yürüdüm. Hızlı bir araba geldi bana çarptı, biraz durdu yolda başka biriyle sürücü değiştirdi. Yanıma gelince anladım onun Orçun olduğunu. Bana dedikleri şunlardı: "Asya senden öncelikle özür diliyorum, bunları gerçekten isteyerek yaptırmadım. Adem beni annemle tehdit ediyor. Gerçekten çok özür dilerim. Affet beni!" Beynim yorulmuştu o olayı hatırlamak bile istemiyordum, buna arkadaşlarımın hayatı için mecburdum. Odaya biri girdi doğruldum, bağırmama fırsat bırakmadan ağzımı kapattı siyah maskeli, deri ceketli, pantolonlu, mafya tipli, ela gözlü adam bana baktı. Konuşmaya başladı.
-Asya, bana bak ben senin düşmanın degilim. Ağzını açacağım ama bağırmayacaksın. Anlaşıldı mı? Evet anlamında başımı salladım elini çekti.
-Asya, Adem benim de düşmanım. Babana söyle Rüzgar de o anlar. Birlik olursak bize hiçbirşey yapamaz.
-Bundan sana ne ki? Hem seni tanımıyorum bile.
-Ben senin küçüklüğünü biliyorum. Asya baban bu akşam benimle evinizin arka sokağına gelsin saat tam 9'da orda olsun. Şimdi gitmem gerek. dedi hızlıca çıktı gitti odadan yataktan kalkıp dışarı çıktım bizimkiler kapının önündeydi.
-Ali eve gitmek istiyorum.
-Tamam, Asya doktor da çıkabilirsiniz demişti zaten. Sen hazırlan eve seni ben bırakacağım.
-Tamam. Odaya girip üstümü degistirdim hastanenin dışına çıkıp bankta oturan Orçun'un yanına oturdum.
-Orçun, seni anlıyorum.
-Anlamıyorsun! Sen hiç birşey anlamıyorsun Asya! Benim bir tek annem var, babamı trafik kazasında kaybettim.
-Bende annemi kaybettim. Benim dediğimi umursamadan devam etti.
-Ben annemi de kaybedemem! Anlıyor musun?!
-Orçun, ben hiç bir şeyden, hiç birimizi sorumlu tutmuyorum. Tamam mı?!
-Babamın adı neydi biliyormusun?
-Ne?
-Rüzgar... Bana derdi ki. Baban gibi ol büyüyünce derdi. Bende onun dediğini yaptım. Her konuda Rüzgar gibi esip hakkımı savundum. Babam öğretmişti, bana bunu.
-Baban nasıl bir adamdı?
-Ela gözlü, uzun boylu, sarı saçlı, siyah en sevdiği renkti. Hep sorardım. Neden siyah? Diye. O siyahın güç olduğunu söylerdi. Hep sert dururdu ama içi yumuşak bir adamdı. Bana baktı dolmuş gözlerle.
-Bir de ne vardı biliyormusun Asya?
-Ne vardı?
-O da çok koşmuş annemin peşinden. Hiç bırakmamış. Aşıksan ama eğer gerçekten aşıksan kazanırsın derdi babam. Ama... ben... kazanamadım.
-Sen hiç koşmadın ki, Orçun. Sadece yavaş ve ufak adımlar attın. Gözünüden bir damla yaş süzüldüğü sırada ali seslendi.
-Görüşürüz, Orçun! Sadece başını salladı, Ali'nin yanına gelip elini tuttum. Sokakları hatta cadelleri aştık ali'yle meğersem biz sadece yürümemişiz. Yürürken koşmuşuz. Bitti dediğimiz hiç birşey bitmemiş, yarım kalmış. Biz sadece üstünü örtmüşüz. Hep kesip atmışız. Hiç sorgulamamışız bu güne kadar. Gerçekleri öğrenmeye hiç çalışmamışız. Vazgeçmişiz biz. Kapıya geldiğimiz sırada Ali'yle vedalaştım. Arkamı dönüp sırt çantmadaki anahtarı çıkardım kapıyı açtım. Merdivenlerden çıkarken kapı açılma sesi duydum Orçun'un katına geldiğimde göz göze geldik. Sanki bundan rahatsız olmuş gibi gözlerini kaçırdı kapıyı örtüp içeri girdi. Biraz kapıya baktım boş boş zili çaldım. Açtı kapıyı.
-Film gecemizi bugün yapalım mı? Anlamamış gibi baktı yüzüme.
-Film diyorum, gece diyorum, ikimi, diyorum, akşam dokuz buçuk'da diyorum!
-Tamam, olur.
-Dokuz buçukta sendeyim.
-Beklerim. Eve gelip ceketimi askılığa astım çantamın içindeki kıyafetlerimi makineye atıp, çalıştırdım salona geçip oturdum. Müzik kanalını açtığımda bizim şarkımız çalıyordu. Gözlerimi kapattım, küçüklüğümüzden bugüne kadar geldim. Küçükken herşey çok güzel ve kolaymış. Anahtar sesiyle kendime geldim, babamdı yanıma gelip oturdu.
-Baba, çok özledim seni nerdeydin? Oturup konuşamdakı da?
-Adem şerfsizinin sana yaptığı her şeyi biliyorum kızım anneni öldürdü.
-Baba... bugün hastaneye bir adam geldi adı Rüzgar'mış. Bu akşam arka sokakta, saat dokuzda seninle buluşacakmış. Kim bu Rüzgar baba?
-Orçun'un babası.
-Bu o mu? Ölmemiş mi o?
-Ölmemiş. Bak Asya hadi bir kahve yapıp gelde seninle baba kız konuşalım.
-Tamam baba. Hemen mutfağa gidip kahve makinasında kahveyi hazırladım. Birlikte oturp, konuşmaya başladık.
-Baba ben bu akşam Orçun'a gideceğim.
-Orçun alt katta değil mi?
-Evet.
-Peki saat 11 de evde ol.
-Tamam baba.
-Orçun'un alt katta olması iyi olmuş.
-Baba bir de şey var...
-Ne var kızım?
-Ben Ali'yle sevgiliyim.
-Ne? Ali'yle mi?
-Evet.
-Bu senin verceğin bir karar kızım, biliyorsun sana hiç bir zaman karışmadım.
-Biliyorum, baba.
-Ama bir baba olarak seni korumak benim görevim. Bir kapı daha çaldı o an. Gidip açtım. Kuzey'di, abim'di işte şimdi bir aile olmuştuk. İçeri girip salona oturdu.
-Kuzey oğlum.
-Baba.
-Bir dakika... abi, sen babamın hayatta olduğunu biliyormuydum.
-Sence biliyor olmasaydım o gün, o eve gittiğimizde Adem'i vurmuş olurdum.
-Bana neden söylenmiyor bu?
-Sus kız!
-Abii!
-Bu arada hepinizin üniversite sonuçlarını erkenden alacağım.
-Nasıl yapacaksın bunu?
-Bir arkadaşım var o yardımıcı olacak bir de siz ne olacaktınız?
-Sonra söylesem.
-Olur. Akşamı da böyle geçirdik eşofman takımımı giyip babamın çıkmadını bekledim. Babam çıktı, arkası dan ben seri bir takip yapıp. Saklandım. Onları dinlemeye başladı.
-Vay, Deniz görüşmeyeli baya uzun zaman olmuş.
-Aynen öyle Rüzgar, benimle konuşmak istediğin şey ne?
-Adem'in bir oğlu varmış. Üstelik bu Asya'nın arkadaşlarından biri.
-Kim?
-Ali Kahram. Şuan ki ailesine evlatlık verilmiş 1,5 yaşına kadar çocuk esirgeme kurumunda kalmış. Ardından bir aileye evlatlık gitmiş. O çocuk bunu bilmiyor tabiki. Bir de oğluma yaşadığımı söyle olurmu?
-Olur, ama şu konuyu biraz daha açabilirmisin?
-Ali, Adem'in üniversitedeki aşkından bir çocuk. Bunlar deli gibi aşıkmış. Bu olay yaşandıktan sonra kavga edip ayrılmışlar. Ali doğunca bu kadın bu çocuğu bırakmış.
-Kadının ismi neymiş?
-Yeliz Kural.
-Peki, sağol kardeşim.
-Görüşürüz. Hemen hızlıca apartmana girip Orçun'un kapısını çaldım.
-Geldim. Hemen kendimi içeri atıp kapıyı örttüm.
-Hoşgeldin.
-Hoşbulduk. Hazır mı?
-Evet. Masaya oturup telefonumu çıkardım. Bizim guruba yazdım.
*BİZİMKİLER WHATSAPP GURUBU
*Asya: Çocuklar,şu an nerdeyim bilin bakalım?
*Ege: Barda?
*Meriç: Yuh ege yok pavyon da!
*Ali: Nerdesin Asya?!
*Asya: Ali kaptan kızmak yok ama..!
*Cemre: Söyelsene kızım çatladım burda?
*Asya: Bulunduğum yere gelmek de yok gelen olursa yemin ediyorum, KONUŞMAM!
*Meriç: Kesin kızacağımız bir yerdesin?!
*Ali: Orçun piçinin evindeyim de de!
*Asya: Orçun'un evindeyim. Ama gerçekten kötü bir niyetim yok. Sadece onunla konuşacağım şeyler var.
*Meriç: Asya ne işin var orada?!
*Asya: Bakın tekrar söylüyorum gelen olursa yemin ediyorum konuşmam!!
*Meriç: Bana bak Asya yakında Ali'yi aldattığını falan düşüneceğim ha!
*

Asya: Gerçekten Ali nerde sahi!
*Asya: Ali!
*Asya: Aliii! Yaaa, cevap verin. Atmayın şu görüldüyü. Ali sakın gelme konuşmam.
*Ali: Anlat o zaman neden ordasın?!
*Asya: Orçun'un babası yaşıyormuş!
*Ali: Nasıl? Bundan sana ne?
*Asya: Ali...
*Ali: Evet!
*Asya:  Şimdi yemek yiyeceğiz. Sonra konuşuruz...
*Ali: Konuşacağız!!! Telefonumu kapatıp yemek yedik filmimizi izledik tam eve çıkıyordum ki Orçun bileğimden tutup beni kendine çekti.
-Bunu yapmayacağım!
-Neyi yapmayacaksın?
-Seninle dans etmeyeceğim, dans edeceğim ilk kişi sen olmayacaksın.
-Ali mi olacak?
-Evet!..

YILDIZ TEPESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin