Gözlerimi açtığımda herkes burdaydı doktor başımda bişeyler dolduruyordu. Bizimkilere baktım hepsi bana bakıyordu.
-Nee?
-İyimisin asya?
-İyiyim. Ama burdan çıkmak istiyorum.
-Korkuttun kızım bizi.
-Valla bende korktum.
-Kim yaptı sana bunu? deyince ali yutkundum
-Hatırlamıyorum.
-Polis gelince hatırlar mısın?
-Polise ne gerek var ki.
-İfade için.
-Anladım. Ama polise gerek kalmasın ben size anlatayım olur mu?
-Anlat.
-Şimdi mi?
-Evet. Bekliyoruz.
-Iı... Adem Varol. O vurdu beni.
-Orda tam olarak ne yaşandı, bana onu anlat asya.
-Asya ali haklı, ne konuştunuz, neler yaşandı bunları anlat.
-Peki. Beni lüks bi eve getirdiler, bir sürü koruma falan vardı. Otuz yaşlarında bi adam, babamı öldüren adam. Beni de onun karısı vurdu.
-Polise de söyleyelim bunları.
-Hayır! Polis olmaz, söyleyemeyiz. Söylemiycez.
-Neden?
-Bunu kendimiz halledicez, polis olmadan. Tamam mı?
-Adam mafyaymış insanlara parayla iş yaptırıyormuş. Şikâyetçi olmasınlar diye silahla tehdit ediyormuş. Tabii bazıları da parayla anlaşıyormuş.
-Abi yuh ya kim ki bu adam hem biz ne yapıcaz.
-Ne yapacağız bilmiyorum ama asya'ya zarar vermek neymiş göstericez. Gizlice adamın evine girecegiz.
-Sonra...
-Kızıyla tehdit ederiz, ama tabii kıza zarar falan vermeyeceğiz. Sadece adamın gözünü korkutacağız.
-Peki bu- derken kapı açıldı kapıya baktığımda şok oldum. Adem Varol eşi, kızı ve elindeki çiçekle bana bakıyordu. Korkuyla ali'ye baktım.
-Ne işin var burda senin!?
-Korkma sadece geçmiş olsun demeye geldim.
-Önce beni karına zorla vurdurdun şimdi de geçmiş olsun mu diyorsun? Sözümü bitirdiğim anda ali'nin adamın boğazına yapışması bir oldu korkuyla "ali!!" diye ufak bi çığlık attım meriç ali'yi ayırdı bağırarak
-Defol git burdan! diye bağırdım. Hızla dışarı çıktı kolumdaki serumları çıkartıp ali'nin yanına geldim.
-Tamam hadi siz çıkın ben konuşurum onunla. Dedim bizimkiler çıktıktan sonra ali'nin yüzündeki ellerini çektim yaşlı gözleriyle bana baktı
-Ali...
-Çok zor asya?
-Ne?
-Sen hayatının karanlığında boğulurken senin ordan kurtaramamak çok zor, başına birşey gelsin istemiyorum, seni kaybetmek istemiyorum, gözümün önünde güvende ol istiyorum. Ama olmuyor sanki her an birşey olacakmış da sen kaybolacakmışsın gibi geliyor. Korkuyorum.
-Korkma ali. Ben burdayım bir yere gitmeyeceğim, her zaman sizinle, seninle olacağım. Anladın mı?
-Anladım. dedi hızlıca beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı. Ali'yi yerden kaldırıp dışarı çıktım kapıyı açtım, birden gözüm karadı orçun'un kucağına düştüm. Tekrar gözümü açtığımda evindeydim yataktan yavaşça kalkıp salona geldim cemre koltukta uyuyordu diğerleri yoktu, salondaki saate baktığımda saatin iki olduğunu gördüm hızla odama girdim montumu alıp yavaşça evden çıktım. Bu saatte taksiyi nerden bulacaktım ali'yi aradım telefonu kapalıydı açıkçası korkuyordum tek onun içinde değil diğerleri için de korkuyordum, şansıma biraz yürüdükten sonra karşıma bir taksi çıktı taksiye hızlıca gideceğimiz yeri söyleyip arabaya atladım tam geldiğimiz anda adem, cansu ve esin arabadan indiler taksiciye parasını verip koşarak arka bahçedeki merdivene tırmanmaya başladım. Oda'nın ışığı açılınca panik yapıp merdivenden düştüm tam o an bir çığlık sesi duydum ardından koşma sesleri. Bizimkilerin hepsi merdivenden atlamaya başladı ilk atlayan ali beni görünce affaladı
-Asya kaç!!
-Çabuk olun!! Hızlıca ormana doğru koşmaya başladım arkamda ali, meriç ve orçun vardı ege ve serkan en arkadaydılar
-Ağaçlara çıkalım, çabuk. Orçun'un ağaç fikriyle hızlıca ağaçlara tırmandık adamlar bizi göremeyince gittiler hepimiz ağaçlardan inip toplandık ve yürümeye başladık. Eve vardığımızda sabah oluyordu salak gibi yolu uzattırmış bize meriç alilerde bende yattılar benim yatağımı meriç ve ege kaptığı için ali'yle birlikte salonda uyuduk yerde yatmak istedim ama ali yine centilmenlik yapıp beni yerde yatırmadı. Ama içim hiç rahat olmadığı için yere ali'nin yanına yattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ TEPESİ
Novela Juvenil"Sen benim beynimdeki kara bulutların içindeki tek beyaz bulutsun asya..." "Sen benim içimdeki savaşın en güzel savaşçısının ali..." Belkide sadece bu kelimeler birbirimizi anlatmaya yetiyordu, aslinda ikimizde aynı şeyi yapıyorduk o düşünüyordu ben...