8. Bölüm

20.4K 851 394
                                    

Sabah rüzgar abimin kollarında uyandım. Biraz durup sıkılınca da abimi öpüp kalktım. Mutfağa doğru yürümeye başladım. Bugün kahvaltıyı ben hazırlamak istiyordum. Mutfağa geçince ilk patates kızartması yapmak istedim. Patatesleri yamuk da olsa soyup dilimledim. O dilimleri yağda pişirmeye bırakıp krep tavası çıkardım. Ben krep yapıyordum hem de patateslerle ilgileniyordum. İkisi de tamam olunca masaya koydum. Sonra kahvaltılıkları koydum masaya. Az bir şey de domates salatalık dilimlemek istedim. Domatesleri dilimlemiş salatalıkla ilgileniyordum. Derken beklenen sonuç ve parmağımı kestim. Kısıkça bir inleme çıkarıp parmağımı sallamaya başladım. Derken biri elimi tuttu. Kafamı kaldırıp baktığımda ise rüzgar abimdi. Kaşları çatık bana bakıyordu.

-Maviii bu parmağının hali de ne böyle. Neden tek başına kahvaltı hazırlamaya çalışıyorsun ki.

Parmağımı tutup suya soktu. Ve ardından beni tezgaha otutturdu. Dolaptan yara bandını alıp dikkatlice parmağıma yapıştırdı. Ve tekrar kafasını bana döndürdü. Tek kaşını kaldırıp

-Bir daha böyle bir hataya düşmüyorsun mavi. Bir daha kendine zarar verecek hiçbir şey yapmıyorsun yoksa senle bozuşuruz

Abimin dediklerine alınmıştım. Tek yapmak istediğim sadece süpriz yapmak istememdi ama gördüğüm muameleye bak. Sanki ben mazoşist bir kızımda zevk alıyorum kendime zarar vermekten. En sonunda da gözlerim doldu. Al işte yine sulugöz oldum. Abime hiçbir şey demedim sadece sustum. Gözlerimi görmesin diye de o hariç her yere baktım. Ama o görmüş olacak ki bakışları yumuşayıp tek eliyle çenemden tutarak kaldırdı başımı. Yanağım ve dudaklarımın arasına bir öpücük kondurup

-Kurban olduğum doldurma o maviş gözlerini. Özür dilerim bebeğim. Fazla abarttım. Ama sabah seni yanımda bulamayınca zaten korkmuştum. Parmağını keserken de görünce iyice telâşlandım. Bundan sonra daha dikkatli ol olur mu. Kıyamam ben sana

Hemen kollarımı abime sarıp yanağına bir öpücük kondurdum

-Tamam yakışıklım

-Peki o zaman küçük hanım sen koş ve diğer abinleri uyandır, ben de yarım bıraktığın salatalıkları halledeyim.

Kafamı sallayıp üst kata koştum. İlk deniz abimin odasına girdim. Yatağına doğru yaklaşıp minik minik öpücükler verdim ona. Gözü kapalı gülümsüyordu. Demek uyandın da bana oyun yapıyorsun ha. Şimdi görürsünüz deniz bey

-Aa uyanmadı ben de en iyisi en sevdiğim abimi uyandırmaya gideyim. O hemen uyanır.

Ben böyle diyince kaşlarını çatıp hemen gözlerini açtı. Ben de gidiyormuş gibi yaptım ama hemen kolumdan tutup kucağına çekti.
Hâlâ kötü kötü bakıyordu bana. Ben de safa yatıp

-Aa uyandın mı abicim. Noldu neden kötü bakıyorsun

-Mavii! Senin en sevdiğin abin kim lan

-Olur mu öyle şey abi ben hepinizi de çok seviyorum.

Kaşlarını iyice çatıp
-Bana yalan söyleme mavi. Duydum seni. Kim en sevdiğin abin.

En sonunda dayanamadım ve bastım kahkahayı. Abim daha da çok çattı kaşlarını. Hemen işaret parmağımı oraya bastırıp düzeltmeye çalıştım bir yandan da konuşuyordum.

-Abicim ben sana şaka yaptım. Uyanık olduğunu biliyordum zaten. Seni daha çabuk kaldırmak için öyle söyledim ve galiba işe yaradı ha

Abimin kaşları eski haline aldı ve sıkıca sarıldı bana. Ama sonra aklına şaka yaptığım gelince tekrar kaşlarını çattı.
Neler olacağını anlayan ben hemen abimin kucağından inip bulut abimin odasına koştum. Abim de peşimden geliyordu. Odaya girdiğimde ise abim üstünü giyiyordu. Beni görünce gülümsedi ama yüz ifademi görünce kaşlarını çattı. Arkada deniz abimin

ABİLERİMLE DÜNYAM "TAMAMLANDI"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin