Doğum günü çocukları.
Mutlu doğum günü çocukları, doğum günlerini severlerdi. Ben bu yaşıma kadar sevmemiştim.
Her ne kadar annem ve babamın nasıl biri olduğunu bildiğimden pek yakın olmasam da sonuç olarak anne babamlardı ve doğum günümden 2 gün önce ölmüşlerdi.
Ne için? Benim doğum günümü kutlamak için.
Kutlanacak bir şey olmadığı için de stabil hayatımın stabil bir gününü yaşıyordum.
Kapı çaldığında açmaya gittim. Postacı gelmişti.
Garipseyerek açtım ve buyrun dedim.
"Onur Kayra Tekin?"
"Benim."
Elindeki küçük kutuları bana verdi.
"Bunlar size. Bir de imza alabilirmiyim?"
Başımı salladığımda kutuları içeri koydum.
İmzayı attığımda giden postacı ile beraber ben de içeri girdim.
Koltuğa oturduğumda mavi renkli kutuyu aldım elime. İçinde siyah bir kazak vardı. Bir de not.
"Doğum günün kutlu olsun Onurcuğum. Yeni haberimiz oldu ama hediye almaya vakit bulabildim çok şükür. Yeni yaşın sana güzellikler getirsin İnşaAllah. Allah'a emanet ol.
~Sıla Teyzen"
Gülümseyerek tekrar kutunun içine koydum notu.
Sonra yeşil kutuyu aldım elime. İçinden kahverengi kordonlu bir saat çıktı. İçinde kıvrılmış küçük bir not vardı.
"Doğum günün kutlu olsun evladım. Nice güzel yaşlara İnşaAllah.
-Tarık Amcan"
Bu sefer diğer kutuya geçtiğimde onun içinden de bir forma çıktı. Bu sanırsam Arsan Abi'dendi.
"Takımını Demir'den öğrendim. Nice güzel senelere İnşaAllah aslanım.
-Arsan"
Geriye üç kutu kaldığında köyü kırmızı olanı elime aldım. İçinden çikolata kokusu geliyordu. Dikkatlice açtığımda içinden bir Vişneli Pasta çıkmıştı. Önümdeki masaya bıraktım kutuyu. Üstündeki küçük dikdörtgen şeklindeki beyaz çikolatanın üstünde yazılanı okudum.
"DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN!"
-Okyanus ve Vişneler-
Gülümsediğimde içimden teşekkürlerimi sunmuştum Vişnelere.
Diğer kutuya geçtiğimde içinden bir kar küresi çıkmıştı.
Ortasında bir bank vardı. Bankta kapalı bir kız ve kucağında vişne dolu bir sepet. Yanında bir oğlan. Kürenin zemininde bir de yazı vardı.
"Onur'un Vişnesi"
Onu da özenle pastanın yanına koyduğumda sona kalanı aldım elime.
İçinden küçük bir kitapçık çıktı. Üstünde 'Vişne' yazıyordu. Bu Gülşah'tan yazmasını istediğim uyarlamaydı.
Bir yandan elim gitmezken bir yandan da deli gibi merak ediyordum.
Hızlı bir şekilde ilk sayfayı çevirdiğimde karşıma çıkan yazıları okumaya başladım.
_______________________________________Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde. Kalbur saman içinde. Uzak şehirlerden birinde, bir kız yaşarmış. Kızın adı Vişneymiş. Al yanaklı olduğu için herkes ona Vişne dermiş.
Bir vakit sonra karşısına bir adam çıkmış. Sürekli onunla uğraşan, sürekli onu sinir eden bir adam. Vişne her ne kadar uzak dursa da 'insanın istemediği ot burnunun dibinde biter' dedikleri söz gerçekleşiyormuş.
Bu Vişne'nin bir de abisi varmış. Abisi adını öğrenmiş. Onur. Onur'muş adı.
Onur bir gün bir şekilde yaralanmış. Vişne çok telaş yapmış ama bundan Onur'un haberi yokmuş.
Yerli yersiz her zaman sinir ettiği gibi, iyileştikten sonra da sinir etmeye devam etmiş.
Vişne, o günki korkusunu unutmadığı gibi Onur'a sinir olmaya da devam ediyormuş.
Etrafındaki insanlar Vişne'ye Onur'un sevgisini anlatsa da Vişne her seferinde yanlış düşünüyorsunuz diyerek reddediyormuş o düşünceleri.
Çünkü biliyormuş Onur ile o olmazmış.
Nedeni yoktu. Olmazdı işte.
Bir gün bir prenses çıkagelmiş bu diyara.
Onur'u alıp götürmüş
Vişne'ye bakmadan prensese odaklıymış Onur ve peşinden gidiyormuş şimdi.
Ne demişlerdi? Seviyor. Oysa tam tersiydi.
Heh. Demişti Vişne. Tezim doğrulandı.
Bundan sonra kim söylerse söylesin bunun aksini, Vişne için bu düşünceler tozlu rafların arasında yerini almıştı.
_______________________________________Başlarda gülümserken sonrasında iki damla yaş sayfaların üstünde yerini almıştı.
Neden bunu göndermişti bana Vişne? Bu kadar mı nefret ediyordu benden? Beni sevmediğini canımı acıtarak mı anlatıyordu. Bu kadarını haketmiş miydim?
Ama ben sadece sevmiştim. Ve sevgimi göstermek istemiştim. Yaptığım başka bir şey yoktu. Biraz zaman vermek için engel atışından sonra başka bir numaradan yazmamıştım ama sanırım az sonra tekrar yazacaktım.
Bu kadarını hakedecek ne yaptığımı sormak istiyordum.
***
Eve geldiğimde aldığım yeni hat ile yazmaya başladım.
056* *** ** **: Ben seni çözemiyorum Vişne.
056* *** ** **: Bazen çok yabancı geliyorsun bana.
056* *** ** **: Bazen de çok yakın, sanki kendimi bildiğimden beri tanıyormuşum gibi.
056* *** ** **: Neden yolladın bana uyarlamayı?
056* *** ** **: Üzücü bir sonu var.
056* *** ** **: Bu kadar mı nefret ediyorsun benden Vişne?
056* *** ** **: Üzüleceğimi bile bile
056* *** ** **: Yine de yollayacak kadar mı?
056* *** ** **: Bana bir cevap ver Vişne.
056* *** ** **: Buna ihtiyacım var.
056* *** ** **: O yüzden mi o sonu okuttun bana?
Görüldü.
Gülşah: Son olduğunu nereden çıkardın?
Gülşah: Seninle bir alakası yok ama
Gülşah: Benim uyarlamalarım kötü sonla bitmez.
Vişne sizi engelledi.
056* *** ** **: Seninle başım dertte benim Vişne
_______________________________________-bölüm sonu
Selamunaleyküüm
Nasılsınız? Ben iyiyim Elhamdülillah ♥️
Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?
Allah'a emanetsiniz 🍒♥️
~vişneherşekildebirmutlulukkaynağıdır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vişne | Texting
SpiritualGülşah: Hayırlı Günler. Gülşah: Ben Medine ipeği gri şalınızı almak istiyordum ve sitede sizin numaranız vardı, nasıl sipariş verebilirim? Vişne Şal: Ne? Gülşah: Şalı diyorum nasıl sipariş edebilirim? Vişne Şal: Ne şalı ne diyorsun sen? Gülşah:...