🍒26🍒

9.7K 899 392
                                    

Uyarlamayı ona göndermiştim.

Bu, onun sevgisine inandığım içindi. Görmezden gelemezdim. Aynı zamanda da bu bir sevgiydi ve her ne kadar karşılık vermesem de saygı duymam gerekirdi.

Anladığım kadarıyla haram-helal noktasını bilmediği için sınırlarına yaklaşan haramlara karşı nasıl davranması gerektiğini de bilmiyordu.

Yatağıma oturduğumda kafamda bir sürü düşünce dolaşıyordu.

O uyarlamayı göndermekteki amacım doğum günü olması sebebi ve artı olarak da istediği içindi. Evet. Ben yazdım, bende kalacak demiştim ama sonradan diğer düşüncelerim ile ona göndermeye karar vermiştim.

Bazı hikayeler mutsuz sonla biterdi. Sonunda insanın içine kocaman bir şey otururdu. Kişi kendine her ne kadar 'o bir karakter sakin ol gerçek değil' dese de göz yaşı dökerdi. Tamamlanamamışlık hissinin o berbat sancısını içinde hissederdi. Ben bunu istememiştim. Hayatta zaten var olan acılar, hüzünler varken bir de ben zaten dolu olan içleri biraz daha doldurup taşırmak istememiştim.

Onur da o dolup taşma noktasına gelmiş içlerden biriydi.

Ne kadar haram da olsa bana, hiç kimseyi üzme hakkım olmadığı gibi onu da üzmeye hakkım yoktu.

Yazmaması için, onu vazgeçirmek için yazıyordum. Bu denklem çok karışıktı. Ve ben artık kalemi kırmak üzereydim.

Anlattığım halde neden anlamıyordu ki? Yazmasa ikimiz de harama girmez ve rahat olurduk.

Birden aklıma geldi. Yüzmeyi bilmeyen birinden yüzmesini beklemek gibiydi bu. Ona hiçbir şey anlatmadığım içindi belki de bu.

Ben yapamazdım bunu ama bir müzekker yapabilirdi. Sonuç olarak iki müzekker konuşursa bu konuyu, iki taraf da harama girmemiş olacaktı. Konuşmalarını düşündüğüm bu kişilerden biri Onur iken diğeri de abimdi. Ne tepki vereceğini bilmediğim için soramıyordum. Anlaşılır bir şekilde anlatırsam bir şey demezdi.

Odasına gitmek için yürümeye başlayan adımlarım geri döndü.

Çok da emin değildim ve birden bunu yapalım demek de akıl kârı değildi.

Gözlerimi bir süre kapatıp açtım. Pencereyi açıp biraz hava almak için perdeyi çekecekken karşı apartmanın açık penceresindeki Onur'u gördüm. Ellerini pencerenin mermerine yaslamış öylece bir yere bakıyordu.

Çok mu üzmüştüm onu?

Doğrular acıtır derdi annem. Acıtır ama yolları düzenler.

Abimin odasına gittim hızlıca. Amacım canını acıtmak değildi asla ama birisinin bunları ona anlatması gerekiyordu.

🍒🍒🍒

"Yani sen diyorsun ki ben konuşursam öğrenebilir."

"Evet."

"Tamam ama ben de abiyim kızım. Normalde esip gürlemem lazım, ben senin söylediğine uyuyorum. Gerçi şimdi söylediğin İslam'ı anlatmaya giriyor bu yüzden destekliyorum. Ama geriye kalan konuda abilik modumu baskın tutarım haberin olsun."

"Sonuç ne o zaman?"

"Sonuç. Tamam diyorum."

"Birtanesin."

Yanağını öpüp sarıldığımda o da bana sarıldı.

"Şu çocuğun numarasını versene bana. Senin hattan konuşmuştuk. Bir de benim hatın tadına baksın."

Bu ne demekti şimdi? Çok belirsiz bir cümleydi.

Telefonumu ona verdiğimde numarayı kaydetti ve benimkini geri verdi.

Vişne | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin