Arsan'dan
Bir zaman gelirdi. Kalbinize hücum eden ve durduracak cinsten atmasını sağlayıp ritmini bozan kişiyi gördüğünüz, o zaman. Ben bir çift kahve gözde buldum kalbimin ritmini değiştirecek o hisleri.
Ben o kahve gözlerde sadece koyu renkteki irisleri değil içindeki gökyüzünü gördüm ve orada kayboldum.
İlk gördüğümde beyaz önlüğü vardı üzerinde. Ona çok yakışıyordu gerçekten.
Nereden bilebilirdim ki kısık sesi ile şarkı mırıldanan bu kadının gözlerinde bir gökyüzü bulup da kaybolacağımı?
Hediye almak için alışveriş merkezine gelmiştim. Aklımda bir şey yoktu. Ne alabilirim ona diye çok şey düşünmüştüm. Ama hepsini de ya beğenmezse düşünceleri kovalamıştı.
Aslında ona çok çirkin bir şey verip de üzemezdiniz. Dünyanın en çirkin eşyasını da getirseniz, önce eline alır. Sonra kısa bir süreliğine kaşlarını çatar, sanki ondaki iyi şeyleri görmek ister gibi. Ve daha sonra bakışlarını irisleriniz ile buluşturup o güzel gülümsemesini sunarken aynı zamanda da "Ama bak..." kelimeleri ile başlayan cümlelerini kurmaya başlar. Bu noktadan sonra o verdiğiniz eşyanın dünyanın en çirkin değil de en güzel eşyası olduğuna inanırdınız.
Mağazaların arasında gezerken bir yandan da göz gezdiriyordum.
Emin olduğum bir şey vardı ki ona evlendiğimizden beri her gece yazdığım mektupları verecektim. Bu tamamdı ama başka bir şey daha vermek istiyordum.
İlk aklıma gelen Umre'ydi. Ama hamile olduğu için bu maddeyi silmiştim.
Aklıma gelen düşünce ile tahmini bir yerde olan dükkana doğru yürümeye başladım. Önünden geçtiğim bir mağazanın camına geri geri adımlar atıp baktım. Mavi, hep birlikte bir bisiklet turu yapmak istediğini söylerdi. Hayali gibi bir şeydi. Hediyemi bulmuştum.
İçeriye girdiğimde satıcı genç bir çocuk ile karşılaştım.
"Hayırlı günler."
"Hayırlı günler abi."
"Bisikletlere bakabilir miyim?"
"Tabi. Bu taraf abi."
Son güne kalmıştı. Çok daha önceden başlamıştım bakmaya. Ama dediğim gibi, beğenmemesinden korkmuştum.
🍒🍒🍒
Küçük bir diyalog sonrasında aldığım mavi ve yeşil bisikletin kargolanması üzerine anlaşmıştık.
Eve giderken bir yandan da ayarladığım yer ile konuşuyordum.
"Tamam kardeşim. Çok teşekkürler."
Kapattığımda arabayı park edip içeri girdim.
Ev sessizdi. Mavi evde değildi. Gülşah onu dışarı çıkarmıştı anlaşılan. Yatak odasına çıkıp üzerimi değiştirdim. Aldığım hediyeye hakkında da ya beğenmezse düşünceleri dolaşmaya başladı aklımda.
Evde fazla durmadan mekana gittim. Kerem'i gördüğümde ona doğru ilerledim. Küçük bir kafeydi ve şimdi boştu. Masanın üzerindeki frambuazlı pastayı gördüğümde konuşmaya başladım.
"Nasıl gidiyor kardeşim?"
"Her şey tamam abi. Yenge gelebilir."
Başımı salladığımda telefonumu çıkardım.
"Gülşah. Abim neredesiniz?"
"Deniz kenarındayız abi."
"Tamam almaya geliyorum. Allah'a emanet."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vişne | Texting
SpiritüelGülşah: Hayırlı Günler. Gülşah: Ben Medine ipeği gri şalınızı almak istiyordum ve sitede sizin numaranız vardı, nasıl sipariş verebilirim? Vişne Şal: Ne? Gülşah: Şalı diyorum nasıl sipariş edebilirim? Vişne Şal: Ne şalı ne diyorsun sen? Gülşah:...