Sır

2.4K 207 272
                                    


Eylül elindeki iki kupayla bahçeye çıktığında kendisini salıncakta oturmuş bekleyen Barış'ın yanına ilerledi. Bardaklardan birini ona uzattığında daldığı yerden gözlerini çekip gülümsedi ona arkadaşı. Bardağı aldı eline, Eylül de yanına oturdu.

Yıllardır bir grup halinde takılsalar da ikisinin bir sırrı vardı. Bazı günler birlikte sahile iner ya da bahçede otururlardı geceleri. Omuzlarındaki ağırlıkları paylaşırlardı. En gizli sırlarını.

"Sanırım çok belli ettim." dedi Barış kısa bir sessizlikten sonra. Yüzünde yaramazlık yapmış bir çocuğun ifadesi vardı. Eylül ona gülümsedi.

"Sence anlayacak kadar zeki midir?"

"Umalım ki olmasın." Gülüştüler. Sıcak çikolatalarından birer yudum aldılar.

"Eylül." dedi Barış çekingen bir sesle.

"Neden bir tanem? Aşmamış mıydık biz bunları seninle?" Eylül bakışlarını kaçırdı. Barış yerinde dikleşip ona döndürdü bedenini.

"Spor yapacaktın, sağlıklı beslenecektin; neden seni tüketecek olana yöneldin yine?"

Eylül söylemekte zorlandığı sözleri özgür bıraktı birkaç saniye duraksamanın ardından.

"Yapamadım Barış. Çok istedim, normal olmak istedim ama aynadaki kız bana acıyarak bakıyordu. Sürekli aynı şeyleri tekrar ediyordu, zavallı olduğumu, daha ince olmam gerektiğini, daha güzel olmam gerektiğini, daha zeki olmam gerektiğini..."

Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Elimde değildi, yapamadım. Kötüye gittiğimi anlıyordum, annem uyarıyordu ama geçiştiriyordum. Sadece o sesi susturmak istedim. İncecik olmak, ölecek kadar ince olmak. Birilerine yetmek için..."

Barış derin bir iç çekip yaklaştı arkadaşına. Saçlarının üzerine bir öpücük bıraktı. Bu olanları neyin etiklediğini tahmin edebiliyordu.

"Neden müsaade ettin Eylül?" Eylül ona döndü hafifçe dolmuş gözleriyle. Barış devam etti.

"Zaten Mert'in tetiklediğini biliyordun bu atakları, neden bir de aşık olduğun insanın en yakın arkadaşınla olması ihtimaline göz yumdun?" Eylül çaresiz bir ifadeyle elindeki kupayı bir kenara bıraktı. Elini kısa siyah saçlarından geçirdi.

"Eğer itiraz edersem kendimi açık ederim sandım... Üstelik senin iyiliğin söz konusuydu. Bencillik etmek istemedim."

Barış derin bir iç çekti.

"Neden kimse benim neye ihtiyacım olduğunu sormadı ki?" Kendi kendine mırıldandıktan sonra arkadaşına döndü tekrar.

"Anlat hadi... Sordurma tek tek." Eylül buruk bir biçimde gülümsedi. Normalde böyle anlarda kendiliğinden sökülürdü cümleleri. Fakat bugün her şey daha zordu.

"Beni yalvarırım yanlış anlama... Sadece düşündüm. Mert seni bile sevebilirdi. Heteroseksüel olmasına rağmen bir erkeği, hem de kardeşi gibi gördüğü birini. O hâlde sorun ben olmalıyım diye düşündüm. Böyle olunca sesler büyüdü. Hep dahası gerektiğini söylediler, hep. Bir yanım farkındaydı Mert'in beni farketmemesinin görünüşümle ilgili olmadığını, bir yanım aynaya her baktığında dünyanın en çirkin şeyini görüyordu... Vücudu yağ içinde, gözleri çökük, yüzü soluk, saçları karmaşık; başkasında olsa biliyorum rahatsız etmezdi bu özellikler beni ama bende olması benim sebep olduğum bir kusur gibiydi. Ne olacaksa olsun dedim sonunda. Ya mükemmel olacaktım ya da ölecektim. İkisinin aynı anlama geldiğini bilemedim."

Barış onu izlerken kendi tarafından da büyük bir keder duyuyordu. Onun bunları hissetmesinin sebebi kendisiymiş gibi hissediyordu.

"Eylül, sen çok güzel bir kızsın." Nitekim hakkıydı bunu söylemek Barış'ın. Minicik yüzü, kısa saçları ve bembeyaz teniyle zarif olduğu kadar göz alıcıydı da Eylül. Vücudu kemiklerini belli edecek kadar incelmişti fakat Barış artık anlıyordu aynaya baktığında aynı şeyi görmediklerini. Bu yüzden zorlamıyordu onu.

"Mert seni hep arkadaş olarak gördü çünkü sen de onu öyle kabullendin. Seni seveceğini düşündüğün görüntüde olsan bile o sen söylemeden anlayamazdı senin hislerini. Çünkü savaşın hep kendinleydi, o yalnızca senin bunu saklama çabana şahit oldu." Eylül dudakları bükülürken ona döndü.

"Eğer söyleseydim bir şansımız olur muydu sence?"

"Tabii ki Eylül!" dedi geniş bir gülümsemeyle.

"Kendine bak, çok güzelsin, her şeyinle. Zekisin, sevecensin, duyarlısın... Bir insanın sevebileceği her özelliğe sahipsin." Eylül ona yavru kedi gibi bakmaya başlayınca kendine çekip sarıldı Barış.

"Her şeyi halledeceğiz söz veriyorum. Şimdilik kendine biraz zaman ver, biraz dinlen. Sonra hepsinin üstesinden beraber geleceğiz."

Eylül beline sıkıca sarıldı ısınmış yüreğiyle.

"İyi ki varsın."

Saçlarının üzerine bir öpücük bırakıldı. Dünyada sahip olabileceği en iyi dostlara sahip olduğundan bir kez daha emin oldu.


Çok acil bir Barış'a ihtiyacım var.

Lütfen Eylül'e küfretmeyin bu arada. Kız aşkını bile itiraf etmemiş daha ne yapsın size? 

Bu arada, 

FİNALE YAKIN BARIŞ'IN KİMSEYLE OLMAMASI ŞOKU

Bizden Olmaz | ⚣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin