Korku

3.8K 339 89
                                    


"Yani senden kaçmaya çalıştı?" dedi Aslı onay almayı amaçlayarak.

Mert kafasını sallarken yoğun bir kaygının avuçlarında elleriyle oynuyordu.

"İyi de," dedi Savaş arkasına yaslanırken.

"Zaten istediğimiz bu değil miydi? Seni kendinden uzaklaştırmaz. Üstüne bir de daha çekingen davranıyorsa hissetmesini istediğimiz şeyi hissediyordur."

Mert ellerini masaya yaslarken tüm hisleri gözlerinden okunuyordu. Kendini müthiş rahatsız hissediyordu.

"Anlamıyorsunuz, Barış ya benden rahatsız olursa? Ya Barış'ı kaybedersem?"

Sessizliğini koruyarak koltukta bacaklarını kendine çekmiş oturan Eylül elini Mert'in omzuna koyup sıktı.

"Bu yaptığımız zaten anlamsızdı." Sesi hafif pürüzlü çıkmıştı, arkadaşlarının arasında problem yaşanması onu sahiden çok üzerdi.

"Barış büyük bir duygusal boşlukta ve biz resmen bundan yararlanıyoruz." Savaş başını olumsuz anlamda salladı.

"Yüzüp yüzüp kuyruğuna geldik, aralarında bir şey yaşanmasa da Barış'ı içinde bulunduğu durumdan kurtarabiliriz. Neden şimdi bırakalım ki?"

Böyle söylendiğinde mantıklı geliyordu fakat içine şüphe tohumları düşmüş Mert'i rahatlatmıyordu.

"Peki, plana ara verelim." dedi Aslı sevgilisinin kolunun altından.

"Barış'a biraz zaman vermiş oluruz, o sırada da başta arkadaşı olarak destekleriz onu." Savaş onu destekler gibi devam etti.

"Hem biraz erkek erkeğe takılırız, kafasını boşaltır. Sonrasına bakarız."

Bu fikir karşısında Eylül ve Aslı birbirine bakıp göz devirmişti. Başa dönmüşlerdi.

"Bu akşam Ahmet Abi'nin mekana gidelim mi? Birlikte zaman geçirmiş oluruz." Dedi Eylül. Bahsettikleri yer küçük bir pubdu. Lisede hep takıldıkları mekanda yakın oldukları abileri sayesinde iyi vakit geçirirlerdi.

"İyi fikir." diye mırıldandı Mert. Orada genelde Aras Barış'ın kollarının altında olur, kahkahalar ve geyikle saatlerini harcarlardı. Barış kötü hissedebilirdi ama bu nefes almasını sağlamanın tek yoluydu.

"Ben ikna ederim Barış'ı." dedi Savaş zor kısmı üstlenerek.

"Hatta Cem de gelsin." Savaş yüzünü buruşturdu sevgilisine.

"O ne alaka be?"

"Yakınlar bu aralar Barış'la, belki kavga falan ederler de çocuğun kasları açılır."

"Aslı haklı."dedi Eylül cümlenin devamını görmezden gelerek.

"Kafasını dağıtacak ne kadar etken varsa bir arada toplayalım."

"Anlaştık." dedi Mert.

Yine de Barış'ın yanında nasıl davranacağını, ne yapması gerektiğini kestiremiyordu. Dönüp yanında oturan Eylül'e baktı. Diğer herkes başka bir konuya dalmıştı bile.

Eylül arkadaşları arasında süren tartışmayı izlemeyi bırakıp ona döndü. Başını eğerken Mert'in gözlerinde gördüğü kırık bakışla merhametle gülümsedi.

"Gel çocuğum." dedi kollarını aralarken. Mert minyon kızın kolları arasına sığındığında iyice duygusallaştı.

"Onu kaybetmek istemiyorum." Eylül'ün dudaklarına küçük bir tebessüm oturdu.

"Kaybetmeyeceksin, Barış seni çok seviyor."

"Yanımda gerilirse ne yapacağım?" Planı tasvip etmeyen iki kişiden biriydi Eylül. Ama arkadaşının bu hüzünlü halini görünce kıyamadı.

"Aranızda konuşulan bir şey yok ki. Hiç ismi konulmayan bir şeyler de yaşanabilir sonuçta." Daha çok kendini kandırmak istiyor gibiydi. Eylül tereddüt ediyordu çünkü Barış duygusal boşluğunda ona sahiden aşık olabilirdi. Fakat Mert tamamen plana yönelik hareket ediyordu, bir şey hissetse de kalıcı olması ihtimali ona göre düşüktü. Nerden bakarsa baksın bu işin ucu görünmüyordu kısaca.

"Sen sadece iyiliğini istiyorsun. Barış bunu anlayacaktır." Mert derin bir nefes aldı.

Barış anlardı değil mi?


Nasip kısmet bu işler 

Bizden Olmaz | ⚣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin