Gözleri acıyordu.Soluk teni soğuktan kolayca etkilenip polarına iyice sarılmasına neden oldu.Evet,haziran ayının ortasında.
Barış'ın güncel durumu buydu.Vampire dönüşmüştü.
Babası arkadaşlarına Barış'a sigara almamalarını tembih etmişti.Çünkü oğlu tam 15 gündür evden hiç çıkmamıştı.
Ancak buraya kadardı işte.Barış'ın güneşi protesto ettiği günler sona ermişti.Markete gitmek için evden çıkmak zorunda kalmıştı.
Reyonların arasında gezerken omuzundan düşen siyah poları omuzuna çekti.
İhtiyacı olan ne varsa alıp çıkmalıydı.Bir daha insan içine çıkmaya dayanamazdı çünkü.
"Sezer!"Barış tam şuan et reyonuna girse,kellesini bedavaya verebilir miydi?
Çünkü tertemiz bir depresyonda olduğu dönemde,en çok görmeyi istemediği yüz,Cem Karataş karşısındaydı.
Lise hayatının,neden ve nasıl olduğunu anlamadığı,en büyük düşmanlığını yaşadığı kişi.Lise bitmesine rağmen aynı sitede oturduklarından sık sık karşılaşıyorlardı.
Barış kafasına polarının şapkasını geçirdi.
"Öyle biri yok.Sen şizofrensin ve ben hayal ürünüyüm."Cem göz devirip polarını açtı Barış'ın.
"Hasik-Tövbe estağfurullah."Barış bayık gözlerle kendisine şeytan görmüş gibi bakan Cem'e dikti bakışlarını.
"Ne istiyorsun Karataş?"Cem aniden çöken güzel çocuğu görmenin şaşkınlığını üzerinden attı.Evet,güzeldi.Bunu kimse inkar edemezdi.
"Beni biliyorsun,kötülük,fesatlık,cesedini falan isterim de...Sen onları bulmuşsun çoktan."Barış bir kez daha göz devirip abur cubur reyonuna girdi.
Eline rastgele birkaç cips aldı.Amacı alıp,direkt olarak terk etmekti orayı.Ama paketlere birkaç dakika bakınca,onları yemekten ne kadar iğrendiğini fark edip yerine bıraktı paketleri.Yüzü buruşmuştu.
Hala arkasında gezen Cem çatık kaşlarla izledi bu hareketini.
"Sezer,yemek yiyor musun sen?"Epey kilo vermişti.Bulmia mı olmuştu bu çocuk?
"Zıkkımın kökünü tercih ediyorum genelde."Cem umursamaz tavırlarına rağmen pes etmedi.Genelde girdikleri hararetli tartışmaya girmez,birkaç da yumruk atmazlarsa birbirlerine rahat uyuyamazdı.
"Oğlum bak elimde ölmez de,hastalıktan ölürsen kahrımdan ölürüm ben de."Barış cevap vermeyip kasaya gitti.6 kutu sigara alırken diğer kasadan elindeki abur cuburları geçirdi Cem de.
Ölesiye şaşkındı Barış'ın hala üstüne atlamamış oluşuna.Bu yüzden üstelemeden edemedi.Marketten çıkarken de arkasına takıldı.
"Hani Sezer,seninle aynı toprağa girmek istemem ya..."Barış sessizce mırıldandı.
"Toprak sana girsin o zaman."Cem umutlandı.Oluyor muydu?Eski güzel günlerdeki gibi kavga mı edeceklerdi yine?
"Ne dedin sen?"dedi teyit etmek için.Barış sigarasını yakıp dudaklarından ayırırken,ona bakmadan yanıtladı.
"O zaman cesedini yaktır diyorum kardeşim.Kavanozda saklarsın küllerini."Cem hedefine ulaşamayınca öfkeyle Barış'ın bileğini kendine çekip,ince parmakları arasına sıkıştırdığı sigarayı içine çekti.Barış buna da tepki vermedi.
"Neyin var senin Sezer?"Barış bıkkın bakışlarını Cem'e çevirip tekrar sigarayı dudaklarına dayadı.
"Ne fark eder?Senin derdin canımın sıkılması değil mi zaten?İşine gelir işte."Cem ellerini pantalonunun cebine atıp rekabet edercesine yaklaştı Barış'a.
"Canını sıkan ben olmayınca kıskanıyorum ama."dedi alay kokan bir sesle.Barış yüzünü yana çevirip çenesini işaret etti.
"Ne?"dedi Cem.
"Vur rahatla."Cem sinirlendiğini hissetti.
"Bu ne lan,moralin kendiliğinden bozuk.Kendin vur diyorsun.Utanmasan gel beni sik de diyeceksin."Barış elini pantalonunun düğmesine tasasızca atınca eline vurdu.
"Ne yapıyorsun lan?"Barış aynı ifadesizlikle bitirdiği sigarasını ayağının altında ezdi.
"Söyleyeceğin,döveceğin ya da sikeceğin bir mevzu yoksa bana müsaade."Cem çatık kaşlarla ona bakarken oralı olmayıp evinin yolunu tuttu.
"Az önce ne oldu lan?"Cem kendi kendine konuşup uzaklaşan Barış'ın arkasından baktı.Neyi vardı şimdi bunun?
'Yok,böyle olmaz.' dedi kendi kendine.
Arkadaşlarının yanına gidip ne karın ağrısı olduğunu öğrenmek farz olmuştu.
Diğer tarafımızda Cem.
Bu hikaye büyük aşklar,dramlar üstüne olmayacak.Hep birlikte eğleneceğimizi umarak yazıyorum.Bir konsept vereceksem" En yakın arkadaşınızı depresyondan çıkarmak için ne kadarını yaparsınız?" temalı olurdu.BARIŞ KOCATÜRK DİNLEYİN
HADİ ÖPTÜM