F- 5

21K 1K 96
                                    

Selamlar... Hikayemde ucu açık kısımlar varsa mazur görün. Daha iyisi için uğraşıyorum. Keyifli okumalar...

Yine bir çıkmaz sokak, yine karanlık bir gece. Doğan demir kapının önünde durup etrafına baktı. Kendilerinden başka kimse yoktu. Bu iyiydi. Ne kadar az insan o kadar temiz iş... Kapıyı belirli bir ritimde çalarak bekledi. Omuzlarını dikerek bakışlarını kapıya dikti. 

Kapının gözetleme deliği olarak kullanılan küçük bir sürgünün gıcırtısı duyuldu. Siluetinin yarısı karanlıkta kalan adamın bakışları bir süre Doğan, Marko ve daha önce hiç görmediği adamın üzerinde gezindi.

“Sizi içeri alamam Doğan bey.”

“Sebep?”

“Fatih beyin kesin talimatı var.”

Doğan sabırsızdı ve Fatih ile olan hesabı görmek zorundaydı.” Aç kapıyı!”

“Ama…”

“Aması falan yok! Aç dedim!” diye bağırdı.

Kapının ardındaki adam bir süre bakıp sürgüyü kapattı ve sonunda kapıyı açtı.

" Patronun buralarda mı?"

"Aşağı da efendim."

Cebinde para çıkarıp adamın cebine soktu. “ Bizi görmedin! Bu kapıdan hiç geçmedik anladın mı?”

Adam sıkıntıyla kafasını salladı.” Ya sorarsa…”

“… Sorarsa biz aşağıda olcaz. Anlatırım ben ona bir şekilde!” dedi en son göz kırparak.

Yüzünden bir gülümseme geçip gitti Doğan'ın.  Kapıyı açan adamın omzunu sıkıp uzun koridora doğru adım attı. Eren hemen ardından giderken Marko geri de kalıp dik dik adamın suratına baktı. Sonra da yanağının üzerine onu uyandırmak ister gibi bir kaç tane şaplak attı.

"Kuş uçurtma buralardan... Hadi bakimm. Göreyim seni."

Marko'nun karşısındaki adam bezgince soluyup onaylar biçimde kafasını salladı.

"Marko!" 

Kafasını çevirip ona bağıran sese döndü. Doğan eli belinde ona bakıyordu.

"Hadi yürü işimiz uzun!"

Marko bir kez daha adamı tokatlayıp ağır adımlarla Doğan'ın olduğu yere doğru yürüdü. Yine bir ıslık tutturmuştu. Yüzünde yine iplemez bakışları…

Sigara dumanının havada asılı kaldığı basık bir yere girdiler. İllegal yollardan işini yürüten Fatih’in merdiven altı mekanı yine zengin züppelere masa açmıştı. Her masa da beş altı kişi sanki hayatın şifresini çözecekmiş gibi ellerinde kartlara odaklanmış kumar oynuyorlardı. Masalarının ortasına sürülmüş desteyle paralar ve çipler oyunlarının en heyecanlı yerinde birbirlerini kızıştıran genç yaşlı bir sürü misafir ağırlıyordu. Hemen masalarının dibinde duran krupiyerler kart dağıtıp oynuna yön veriyorlardı. Kel , göbekli bazen de ortama göre fazlasıyla prezentabl adamların arkasındaki huriler bu kumar oyununu izleyip geceyi kendi çıkarları için sonlandırmayı bekliyorlardı. İşte Doğan tüm bu resmi görebiliyordu. Kim kendisini tatmin ediyor hangisi kazanmak için oynuyordu biliyordu. Ne yazık ki bu gece Doğan kumar oynayacaktı hem de Fatih ile…

 “Burası biraz küçülmüş mü ne?” dedi Marko etrafına bakınırken.

“Bilmem.” Dedi Doğan da dudak bükerek. “Şimdi küçülmediyse bile biraz sonra hepimize dar geleceği kesin!”

Fedai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin