Selam....
Çabucak bölüm atıp kaçıyorum. Düzeltmemi, eksik olduğunu düşündüğünüz yerleri lütfen bana yazın. Çünkü bu düzenleme işini sonraya bırakmalıyım. Sebep, hastayım ve alnımda koca bir şişlik var. (sakar insan ben)
Keyifli okumalar...
ve yorumlarınız çok güzel, lütfen yorumlamayı ihmal etmeyin.
Hepinize çok teşekkür ederim :)
P. S . Medyada benim en, bi sevdiğim Marko'm var.
Marko hızlıca Çinliyi kolundan çekip mutfağın kapısını kapattı. O telaşlı haliyle bir kızdan farkı yoktu çünkü dedikodunun kralını yapacaktı.
"Kimden duydun lan?" dedi. Sesi şaşkın ve kısık çıkıyordu.
Çinli,Marko'nun bu halini algılayamadığı için ona tuhafça baktı. Zaten nereden bilecekti ki Doğan'ın, Onur'a tutulduğunu?
"Milletin ağzı gevşek. Hem bu o kadar gizli saklı bir durum değil ki?"
"Nasıl değil lan? Daha düne kadar Sadri'nin kızının olduğunu bilmiyorduk!"dedi Marko aksi aksi.
Çinli bilmişçe gülümsedi.
"Abi o dündü, bugün onu da biliyorlar."
Marko sıkıntıyla bir eliyle çenesini kaşıdı diğerini de beline dayadı.
İşler karışık derken daha karışık olmaya başlamıştı. Sadri ve Fakir birbirlerinden hoşlanmazlardı ki? Aralarında kadın ticaretin hariç bir olay olmazdı, Sadri de olay olmaması için ekstra çaba gösterirdi zaten.
Şimdi dünür olacak olmaları şok etkisi yaratmıştı Marko da. Bir de Doğan'ın henüz Onur'un evlilik meselesi yükünü taşıyamadan bunu öğrenmesi darbe etkisi yaratacaktı, emindi.
Şimdi n'olcaktı peki?
Söyleyecek miydi?
Söylemeyecek miydi?
Marko avucunu suratına 'şap' diye yapıştırıp aşağı doğru kaydırdı.
"Haberin doğruluğundan ne kadar eminsin? Senin Türkçe ayarlarınla oynamış olmasınlar çayni? Sonuçta sen deformasyona uğradın."
Çinli kıçını mutfak mermerine dayayıp, Marko'nun az önceki halinden eser kalmayan gergin yüzüne baktı.
"Ben bunu Pepelaj Fikodan duydum, o da Arap'tan duymuş."
"Ne bu amına koyim? Dedikodu ağı mı kurdunuz?" diye söylendi. "Karılar bile sizin kadar dedikodu yapmıyordur!"
"Niye sinirleniyorsun ki Marko?" dedi Çinli rahat bir şekilde. "Kimden duyulmuşsa duyulmuş. Sonuçta alan razı veren razı... Bize ne ki?"
Marko kafasını salladı ama bu olayı kabullendiğinden ya da doğru bulduğundan değil. Düşündüğü şey şuydu; acaba bundan sonra ne kadar boka batabiliriz?'di.
"Tabi, bize ne canım, niye bizi ilgilendirsin ki zaten? Kız Sadri'nin, istediğine verir."
"Yaannniii."
Marko durdu, durdu.
"Hay amına koyim ya!"dedi.
Çinli kaşlarını çattı.
"N'oldu lan?"
Marko içini çekti.
"Hiççç! Ezine peyniri bitmiş, ona canım sıkıldı şimdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fedai
General Fiction"Ne söylesem tarifin eksik kalıyor.Oysa; kalbi acıtan her ne varsa Sen hepsinden birazsın işte..."-Muhsin Ünlü